Ana Sayfa 5. Sayı Atlantis yine bulundu!

Atlantis yine bulundu!

Bilim Gündemi

2973
Atlantis'in temsili bir çizimi
Dr. Rainer Kühne’nin Atlantis olduğunu düşündüğü batık yerleşimin uydu fotoğrafı.

İnsanlar yüzlerce yıldır kayıp kıta Atlantis’i arıyorlar; aramaktan da usanmıyorlar. Atlantis’in öyküsü MÖ 355’te ünlü düşünür Platon’la başlar. Platon’un yapıtlarında kullandığı anlatım tarzı, genellikle hocası Sokrates gibi gerçek kişilerle yapılan söyleşiler, diyaloglar biçimindedir. Kitaplarındaki kişiler genellikle gerçektir; ama düşünceler Platon’a aittir. Onun kitaplarından birinde, Kritias adlı biri, ailesinde kuşaklardır anlatılagelen “Atlantis’in öyküsü”nden söz eder. Kitaba göre Herkül Sütunları’nın (Cebelitarık Boğazı) batısında Atlantik Okyanusu’ndaki bir adada, Deniz Tanrısı Poseidon’un kurduğu Atlantis adlı çok güçlü ve gelişmiş bir imparatorluk bulunmaktadır. Atlantis’in başkenti bir mühendislik ve mimarlık harikasıdır. Kent kanal ve duvarlardan oluşan iç içe çemberler biçiminde tasarlanmıştır. Merkezde yüksek bir tepe vardır. Tepenin doruğunda da, Tanrılar için 2 tapınak yer almaktadır. Ne var ki Platon’dan 9 binyıl önce Tanrılar, yozlaşan Atlantis halkını cezalandırmak için çok büyük bir depremle adayı yıkmıştır. Atlantis sulara gömülmüştür.

Platon’un yazdıkları arasında, Atlantis’in tam olarak yeri belirtilmemiştir. O nedenle bugüne değin Atlantis’in İsveç’te, Filistin’de, Meksika’da, Karayipler’de, Antarktika’da, Küba’da ve Grit’te olduğu ileri sürüldü. Bu savlara bir yenisi geçen ay eklendi. Almanya’daki Wuppertal Üniversitesi’nden Dr. Rainer Kühne, Atlantis’in yerini bulduğunu ileri sürdü. Kühne tezini, incelediği uydu fotoğrafları üzerine kuruyordu. Fotoğraflar İspanya’nın güneyinde Cadiz’e yakın bataklık bir bölgede Platon’un betimlemelerine uyan şekiller olduğunu ortaya koyuyor. Söz konusu kıyı bölgesinde MÖ 800 ile MÖ 500 yılları arasında bir tarihte büyük bir sel felaketi yaşanmış. Uydudan çekilen fotoğraflarda dikdörtgene benzeyen iki şekil dikkat çekiyor. Birinin boyu 230 m, eni 140 m; ötekinin boyu 280 m ve eni de 240 m. Dr. Kühne, bunların Platon’un sözünü ettiği Gümüş Tapınak ve Altın Tapınak olabileceğini ileri sürüyor. Ayrıca bu dikdörtgenlerin eşmerkezli çemberlerle çevrili olması da dikkat çeken başka bir nokta. Platon’un betimlemesinde en dıştaki çemberin çapı 5 km; uydu fotoğraflarındakiyse 5-6 km arasında. Dr. Kühne bunun da bir başka kanıt olduğunu ileri sürüyor. Dr. Kühne sözkonusu bölgenin bir an önce arkeologlarca kazılmasından yana. Ancak orası günümüzde Donana Ulusal Parkı sınırları içinde ve kazılması pek de kolay değil.

KAYNAKLAR
1) http://news.bbc.co.uk/go/pr/fr/-/2/hi/science/nature/3766863.stm
2) http://www.abc.net.au/science/news/ancient/AncientRepublish_1127929.htm
3) http://www.unmuseum.org/atlantis.htm

Önceki İçerikVejetaryen otomobiller
Sonraki İçerikEve göktaşı düştü!