Ana Sayfa 48. Sayı Türbanlı Galileo demokrasisi

Türbanlı Galileo demokrasisi

Parantez

171

İtalya’dan ilginç bir haber: Papa, Galileo’nun üniversitesinde konuşma yapmaya çalışıyor. Bilim insanları ve öğrenciler karşı çıkıyor. Bunun üzerine bütün İtalyan siyasetçileri ve medya, “mazlum” Papa’dan özür dileme kuyruğuna giriyorlar. Bu habere neden vurgu yaptık? Ülkemizdeki “Türban Davası”nı anımsattı da ondan. “Özgürlüğü yok etme özgürlüğü”, emperyalizmin günümüzde tüm dünyada sahneye koyduğu bir oyun. “Oyuna” gelmeyelim…

Elinizdeki sayıda ilginç bir haber-yorum yazısı var. İtalya’dan arkadaşımız Aslı Kayabal yazmış. Avrupa’nın tarihi bilim kurumlarından olan Roma Sapienza Üniversitesi’nin Rektörü, yarıyıl açılış törenine Papa XVI. Benedictus’u konuşma yapması için çağırıyor. Papa, bir süre önce Avusturyalı filozof Feyerabend’in kilisenin Galileo hakkındaki kararını olumlayan konuşmasına atıf yaparak Engizisyonu savunmuş bir kişi. Tabii ortalık karışıyor. Emekli fizik profesörü Marcello Cini, konuğu “uygunsuz” bulduğunu belirten bir mektup yayınlayarak Rektör’ü uyarıyor. Fizik Bölümü’nden 70 öğretim üyesi de Cini’nin mektubunu imzalıyor. Üniversite öğrencileri de Papa’nın geleceği gün protesto eylemleri yaparak XVI. Benedictus’u konuşturmuyorlar.

Buraya kadarı günlük bir olay gibi gözükebilir; ama asıl bundan sonrası ilginç. Sağcısı solcusu bilumum İtalyan siyasetçisi ve medya, başta 80’lik profesör Cini olmak üzere bilim insanlarına ve protestocu öğrencilere saldırıya geçiyorlar ve Papa’yı savunuyorlar. Hem de neyin adına? Demokrasi ve düşünce özgürlüğü adına! “Mazlum” Papa’nın konuşma hakkı “zorba”lar tarafından elinden alınmışmış, Avrupa’nın göbeğinde böyle “demokrasi” karşıtı bir hareket nasıl olurmuş, “düşünce özgürlüğüne” karşı bir eylemmiş, vs, vs… Sanırsınız ki, XVI. Benedictus’u odunların üzerine koyup Roma meydanında yaktılar!

“Demokrasi”, “düşünce özgürlüğü”, “insan hakları” gibi kavramların günümüzde -hem de Rönesans’ın ve Bilimsel Devrim’in başkentinde, Leonardo’nun ve Galileo’nun ülkesinde- nasıl iğdiş edildiğine ilişkin enfes bir örnekle karşı karşıyayız. Ama konunun tek boyutunun bir “ideolojik maymunlaşma” sorunu olmadığını da bilelim.

Papa sıradan biri değil, hele bir “mazlum” hiç değil. Engizisyon’un 400 yıl önce Galileo’ya karşı aldığı “Dünya dönmüyor” kararını bugün açıkça savunacak kadar da düşünme ve düşüncesini açıklama özgürlüğüne sahip bir kişi. Peki, nasıl oluyor da Papa bir “mazlum”a, Galileo savunucuları da birer “zorba”ya dönüştürülebiliyor?

Papa’yı sadece bir dini lider olarak görmek yanıltıcı olur. Papa, emperyalist sisteminin önemli figürlerinden, Vatikan da kumanda merkezlerinden biri. İtalyan siyasetçilerin ve medyasının özür dileme kuyruğuna girmesinin nedeni bu.

Kısacası emperyalizmin ve küresel sermayenin gücüdür, Papa’yı “mazlum”a, Galileo’yu “zorba”ya dönüştüren; gerçekleri ters yüz eden. Ve tabii, “demokrasi” kavramını “Engizisyon’a Özgürlük”e, “düşünce özgürlüğü” kavramını “dünyayı durdurma özgürlüğü”ne, “insan hakları”nı “gericilik hakları”na indirgeyen güç de aynı güç.

Ama bu güç, aynı zamanda bir güçsüzlüğün de ifadesi. Anlık bir güç; ama tarihsel olarak “güçten düşmenin” doruğu. Sistem artık kendi kendisini yemektedir. Paradoksal olarak, varlığını borçlu olduğu Bilimsel Devrim’e, Aydınlanma’ya, Demokratik Devrim’e ters düşmeye ve insanlığı yeni bir Ortaçağ’a doğru geri döndürmeye çalışıyor. İnsanlığın tarihsel deneyimi, bu noktaya gelen sistemlerin aslında yıkılışın eşiğine ulaştığını göstermektedir.

Galileo yeniden Engizisyon’un karşısında. İnsanlığın eninde sonunda, bütün bilgeliği ve tarih bilinciyle “Dünya yine de dönüyor” diye fısıldayacağına dair güvenimiz tamdır.

***

Bu habere neden vurgu yaptık? Ülkemizde yeniden gündeme giren bir tartışmayı anımsattı da ondan. Türban Davası… Gericilerin yıllardır iktidarda olmalarına rağmen hâlâ “mazlum”u oynamaları, kadını kapatmanın bir özgürlük davası olarak sunulması yıllardır yaşadığımız bir olgu değil mi? İtalya’daki bir “oyun” gibi gelebilir; ama köklü bir Aydınlanma devrimi yaşayamamış Türkiye’de bu “oyun” ciddi bir tehlikeye dönüşmüştür bile.

Galileo’ya türban giydirmenin adı, “demokrasi” ve “özgürlük” olur mu hiç. “Özgürlüğü yok etme özgürlüğü”, emperyalizmin günümüzde tüm dünyada sahneye koyduğu bir oyun. “Oyuna” gelmeyelim…

 

Önceki İçerikİnsanın tarihini anlamanın yeni ve kesin yolu: Genlerimize bakmak
Sonraki İçerikAfrika’dan çıktık yola…