Dünyanın geri kalanını görebilmek için Afrika’dan binlerce yıl önce ayrılan insan ataları, kara sakinleri değillerdi. Rhode Island’daki Providence Koleji’nden arkeolog Thomas Strasser, Akdeniz’deki Girit Adası’nda yapılan kazılarda ortaya çıkarılan taş el baltalarının, eski bir Homo türünün -muhtemelen Homo erectus– sallar ya da deniz üzerinde yol alabilen başka vasıtalarla Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya bu kıtaların arasındaki daha büyük adaları kullanarak geçtiklerini gösterdiğini söylüyor.
Amerikan Arkeoloji Enstitüsü’nün 7 Ocak’taki yıllık toplantısında Strasser, Girit’in güneybatısında yer alan 9 kazı bölgesinde günümüzden 130 bin yıl ve olasılıkla daha da erken döneme ait birçok çift ağızlı kesme aletinin bulunduğunu bildirmişti. Strasser’e göre, bu buluntuların birçoğu H.erectus tarafından 800 bin yıl önce Afrika’da şekil verilmiş olan el baltaları ile yakın benzerlik göstermekteydi. H.erectus, sözü edilen zamanda Afrika’dan Asya ve Avrupa’ya yayılmıştı.
Şimdiye kadar Girit’teki en eski insan yerleşimi yaklaşık 9 bin yıl öncesine tarihleniyordu. Kabul edilen teorilere göre, o tarihlerde Güney Avrupa ve Ortadoğu’daki erken çiftçi grupları öncelikle Girit’e sonra da diğer Akdeniz adalarına teknelerle deniz yolculuğu yapmışlardı.
Strasser, “İnsansıların Afrika’yı terk eder terk etmez uzun yol denizcileri olduklarını ve dünya üzerine hızlıca yayıldıklarını kabul etmek zorunda kalacağız.” diyor. Geleneksel görüş, insansıların ve özellikle H.erectus’un Afrika’yı Ortadoğu üzerinden Avrupa ve Asya’ya uzanan kara güzergâhları ile terk ettikleri şeklinde. Diğer araştırmacılar ise tartışmaya yol açacak şekilde, H.erectus’un yaklaşık 800 bin yıl önce Endonezya çevresinde sallarla deniz üzerinde kısa mesafeli yolculuklar yaptıklarını ve Neandertaller’in yaklaşık 60 bin yıl önce Cebelitarık Boğazı’nı geçtiklerini iddia etmekteler.
Tampa’daki Güney Florida Üniversitesi’nden arkeolog Robert Tykot, Afrikalı insansıların Girit’i Avrupa’ya ulaşmak için bir basamak olarak kullanıp kullanmadıkları ya da televizyon dizisi Gilligan Adası senaryosunda olduğu gibi, kısa mesafeli sallarının kaza sonucu parçalanmasıyla Girit’e ulaşıp ulaşmadıkları hakkında hâlâ sorular bulunduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Sadece geçen on yıl, insanoğlunun Girit’e 6 bin yıldan önce ulaştığını kanıtlayan araştırmacılara sahipti.”
Strasser’in takımı, ne zaman ya da niçin insansıların Girit’e yolculuk yaptıklarını şu an kesin olarak belirtemiyor. Strasser’e göre, adada bulunan çok sayıda el baltası, Gilligan Adası senaryosunu geçersiz kılacak biçimde azımsanmayacak sayıdaki bir popülasyonun adada bulunmuş olduğunu gösteriyor.
2008 ve 2009 yıllarında Girit’in güney batı sahiline yakın yerlerdeki kazı alanlarında, Strasser’in takımı taş kalkanlar ve mağaralarda da el baltalarını gün yüzüne çıkarttılar. Bu kazı alanlarının birçoğu Preveli Gorge denen, kaya çökelti katmanlarından sızan bir nehrin bulunduğu alanda konuşlanmış durumdalar.
Preveli Gorge’de Akdeniz’i yüksekten gören bir kaya çıkıntısı boyunca uzanan dört yüksek düzlükten Taş Devri’ne ait insan yapımı malzemeler ortaya çıkarılmıştı. Tektonik aktivite, Girit’te eski yer katmanını daha genç olanın üzerine ittiğinden, en üstte bulunan düzlükte 130 bin yıllık malzemelerin gün ışığına çıkarılması başarılmıştı. Diğer düzlüklerin yaşları ise 110 bin, 80 bin ve 45 bin yıl olarak tespit edilmiş.
Bu minimum yaşlar, çökelti olarak ilk insanlara ait malzemenin üzerini örten ve yaşları bilinen deniz katmanlarının karşılaştırılmalarını baz alarak saptanıyor. Yerbilimciler şimdilerde Girit’in Taş Devri alanlarına kesin tarihlendirme yapabilecek tekniklerin uygulanıp uygulanamayacağını değerlendiriyorlar.
Strasser, ilgi çekecek şekilde, Girit’te bulunan el baltalarının yerel kuartzdan yapıldıklarını; ancak stil olarak eski Afrika malzemelerinin tipik görüntüsünü çizdiklerini belirtiyor.
Strasser, insansıların alet yapımı için bulundukları adada hangi malzeme varsa onu kullandıklarını ve Girit’in diğer bölgelerinde değişik taşlardan yapılmış olan araçların bulunabileceğini düşünüyor.
Geçen 20 yıldan beri Girit’teki kazı çalışmalarını yöneten Strasser, 11 bin yıl yaştan fazla olmayan sileks yumrularından yapılmış ufak araçlar aramakta. Ama mevcut grup üyesi, Boston Üniversitesi’nden arkeolog Curtis Runnels, Taş Devri halkının daha büyük aletleri için kuartzı tercih edebileceklerini işaret ediyor. Strasser ise bir kere kuartz eşyaları aramaya başladıklarında her şeyin değiştiğini söylüyor.
(Kaynak: “Ancient hominids may have been seafarers.”, Sciencenews, 2010, vol. 177.)