Ana Sayfa 86. Sayı Miller deneyinden “kayıp” örnekler dünyadaki erken yaşama ışık tutuyor

Miller deneyinden “kayıp” örnekler dünyadaki erken yaşama ışık tutuyor

Bilim Gündemi

188

Stanley Miller’ın 1953’te yaptığı ve organik bileşiklerin sentezini gösterdiği deneyin yaşamın kaynağının bulunabilmesi için önemli olduğu düşünülüyor. Bu deneyden 5 yıl sonra Miller benzer bir deneyden örnekler oluşturdu, bu örnekleri raflara dizdi ve iş arkadaşlarının bildiği kadarıyla yaşamı boyunca o örneklere hiç dönmedi.

50 yıl sonra, Miller’ın öğrencisi ve UC San Diego’da deniz kimyası profesörü olan Jeffrey Bada Miller’ın laboratuvardaki örneklerini buldu ve dünyadaki ilk yaşam formlarını üreten sürecin araştırması için bir dönüm noktası sayılabilecek bir buluş yaptı.

Jeffrey Bada ve öğrencisi Eric Parker’ın Miller’ın örneklerini yeniden analiz ettikleri çalışmaları 21 Mart 2011’de PNAS’ta yayınlandı. Miller’ın 1958’deki deneyinde dünyanın erken döneminde atmosferde var olduğu düşünülen hidrojen sülfit gaz karışımına eklenmiş ve bunun sülfür ve diğer amino asitlerin sentezlenmesinde kullanıldığı düşünülmüştü. Bada’nın grubunun Miller’ın döneminde olanaklı olmayan teknikleri kullanarak yaptığı analiz dünyanın erken döneminde bilim insanlarının şimdiye kadar farkında olmadıkları çok çeşitli organik bileşiklerin var olabileceğine işaret ediyor.

Yeni bulgular, atmosferik hidrojen sülfitin kaynağı olan volkanların yıldırımla birleşmesiyle basit gazların çok çeşitli amino asitlere dönüştüğü ve bunların erken dönem proteinleri için kullanıldığı tezini destekliyor. Bada’nın bir diğer bulgusu ise Miller’ın deneyinde hidrojen sülfitle üretilen amino asitlerin göktaşlarında bulunanlarla benzerliği. Aynı zamanda bulgular, laboratuvar deneylerindeki gibi bazı süreçlerin, yaşamın başlangıcı için gerekli olan organik maddelerin evrende nasıl yayıldığı ve böylelikle yaşamın dünya dışı kaynağını sağladığı modelini öngören hipotezi destekliyor.

1970’lere kadar Miller’ın da içinde olduğu birçok araştırmacı laboratuvar ortamında farkında olmadan sülfür yönünden zengin amino asitleri oluşturmayı başardı. 1950’lerde Miller’ın Harold Urey ile birlikte yaptığı ilk deneylerde metan, amonyak, su buharı ve hidrojenden oluşan gaz karışımından yıldırımın yapabileceği gibi elektriksel akım geçirildi. Dünyanın erken dönemindeki koşulları canlandırabileceği düşünülen bu deneyde “kökensel çorba” olarak da bilinen birçok basit amino asit ve diğer organik bileşikler oluşturuldu.

Birçok yer bilimci volkanların ürettiği elektrik enerjisi ve gazlar göz önüne alındığında, genç bir gezegende volkanların bugüne nazaran geniş ölçüde suyla kaplandığını ve yaşamın ortaya çıkışıyla ilgili maddelerin yeterli miktarda birikebilmesi için vaha olduğunu ve bunun sonucunda bu maddelerin önce daha karmaşık moleküllere ve sonunda ilkel hayata dönüştüğünü düşünüyor. Bada, Miller’ın saklanmış örneklerini yeniden analiz etmeye başladı ve daha önceden bilinmeyen örneklerle karşılaşınca volkanların erken yaşamın ortaya çıkmasında rol oynadığı yönünde sonuçlar çıkardı. Miller’ın ünlü deneyinden kalan örneklerin analiz edilmesiyle 2008’de Bada’nın ekibi Miller’ın sahip olamadığı teknikleri kullanarak onun bulabildiğinden çok daha fazla amino asit tespit edebildi.

Bada’nın ekibi Miller’ın klasik deneyini tekrarlıyor. Bada, küçük mikrodalga ateşleme aygıtının da içinde bulunduğu modern cihazlarla Miller’ın haftalar süren deneylerinin bir günde yapılabildiğini söylüyor.

Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2011/03/110321161904.htm01

Önceki İçerikBaha Okar’a özgürlük!
Sonraki İçerikHakiki 700. yıl 26 Ekim 2013, Manisa’nın Bizans’tan alınışının 700. yıldönümü