Ana Sayfa 87. Sayı Tüm Kuzey Yarımküre’yi ilgilendiren Fukushima gerçeği

Tüm Kuzey Yarımküre’yi ilgilendiren Fukushima gerçeği

Bilim Gündemi

211

11 Mart 2011 tarihinde Japonya’da meydana gelen 9.0 şiddetindeki deprem ve ardından oluşan tsunami; yüz binlerce insanı etkilemenin yanı sıra, Fukushima Daichi nükleer santralinde ciddi hasarlara sebep oldu. Fukushima’dan yayılan radyoaktif parçacıklar kısa bir sürede tüm Kuzey Yarımküre’ye yayıldı. Nükleer patlamaların sinyallerini almak için geliştirilen İzleme Sistemi, hasar görmüş bu nükleer santralden bazı sinyaller aldı.

Bugüne kadar 30’dan fazla radyoaktif çekirdek istasyonunu denetleyen Ulusal İzleme Sistemi (IMS), Fukushima’dan yayılan radyoaktif parçacıklar ve soygazlar hakkında bilgi verdi. 337 istasyona ulaştığında tamamlanacak global bir ağ olan IMS’nin, planlanan 80 IMS radyoaktif çekirdek istasyonunun 63’ü faaliyette olup havayla taşınan radyoaktifleri tespit edebilme özelliğine sahip.

Kazadan birkaç gün sonra izleme verilerinin analiz sonuçları kullanılabilir hale geldi ve net resim ortaya çıktı. 12 Mart’ta Fukushima’dan 300 km uzaklıktaki Takasaki izleme istasyonunda radyoaktif maddelerin ilk tespitleri yapıldı. Dağılan radyoaktif izotoplar 14 Mart’ta Rusya’nın doğusunda, 2 gün sonrasında da Amerika’nın batı kıyısında tespit edildi.

Radyoaktif bulut kazadan 9 gün sonra Kuzey Amerika’ya vardı. Bu olaydan 3 gün sonra ise radyoaktif bulutun Avrupa’ya ulaştığı gerçeğini İzlanda’daki bir istasyon radyoaktif maddelerin sinyalini alarak doğruladı. 15 gün sonra ise Fukushima’ya dair kazanın etkileri tüm Kuzey Yarımküre üzerinde tespit edildi. Kuzey ve güney hava kütlelerinin arasında sınır çizgisi olan Ekvator, hareketiyle radyoaktif maddeleri Kuzey Yarım Küreyle sınırlandırmıştır.

CTBTO (Nükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Antlaşması Örgütü)’nun izleme sistemi, aralarında İyot 131 ve Sezyum 137’nin de bulunduğu birçok radyoaktif izotopu takip edebilmekle birlikte, atomun farklı izotopları arasındaki oranlara bakarak -özellikle Sezyum 137- yayılımın kaynağının bulunmasına yardımcı olmaktadır. Şu anki bulgular açıkça gösteriyor ki bu radyonükliyidler hasarlı bir nükleer santralden yayılmıştır ve burada bütün oklar Fukushima’yı göstermektedir.

*11 Mart 2011 Tarihinde Japonya’da Fukushima Daichi Santralinin Hasarından Sonraki Radyoaktivite Dağılımı (Kaynak: Alman Federal Yer Bilimleri ve Doğal Kaynaklar Enstitüsü)

CTBTO’nun Radyoaktif Çekirdek İzleme İstasyonları en küçük miktarlardaki radyoaktif parçacıkların ve soygazların -birkaç atomun bile- bulunmasını sağlıyor. Bu sistem, tüm atmosfere homojen olarak dağılmış 0,1 gr Radyoaktif Ksenon atomunu bile yakalayabilen eşi benzeri olmayan hassasiyete sahip. CTBTO’nun Viyana’daki merkezinde bulunan detektör, hâlâ 1986 Çernobil faciasından yayılan emisyonun izlerini yakalıyor.

Kaynak: Fukushima-Related Radioactive Materials Measured Across Entire Northern Hemisphere
http://www.sciencedaily.com/releases/2011/04/110407121343.htm

Önceki İçerikGenetiği değiştirilmiş bakterilerle tarım ilaçları filtrelendi
Sonraki İçerikFelsefenin ve bilimin karşında sanatın yeri ve anlamı