TÜBİTAK Bilim Kurulu, 5 Haziran 2011 tarihinde yaptığı toplantıda, İstanbul Kandilli’deki Feza Gürsey Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü’nü, Gebze’de bulunan ve yine TÜBİTAK’a bağlı olan Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi’ne bağlama kararı almış ve Enstitü’ye 15 Temmuz 2011 tarihine kadar taşınmaları bildirilmiştir.
Her ne kadar Enstitü Gebze’de varlığını sürdürecekmiş gibi görünse de, çalışma alanları ile ilgisi olmayan bir merkeze bağlanması fiili olarak Enstitü’nün kapatılması anlamına gelmektedir. Böylelikle, temel bilimler enstitüsü olarak, adını taşıdığı cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği ender bilim insanlarımızdan olan Feza Gürsey’in temsil ettiği ve devam etmesini arzu ettiğimiz misyonunu yerine getirmesi imkânsız hale gelecektir.
Son yıllarda, Enstitü’de yarı zamanlı çalışanların sözleşmeleri yenilenmeyerek ve süreleri dolan doktora sonrası araştırmacıların yerine yeni araştırmacılar alınmayarak, Enstitü’deki bilim insanı sayısı bugüne kadar dörde indirilmiş ve bunun sonucu olarak Enstitü’nün hizmet vermesi zorlaştırılmıştır.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, Enstitü’deki az sayıdaki bilim insanı, bugüne dek büyük bir özveri ile pek çok toplantı, seminer ve okul organize etmiş ve uluslararası yayınlar çıkartmıştır. Ülkemizde temel bilimler alanındaki tek enstitü olan Feza Gürsey Enstitüsü, bu faaliyetleri ile Türkiye’deki en başarılı araştırma kurumlarından birisi olmuştur.
Feza Gürsey Enstitüsü’nün, yurtdışındaki benzerlerinin (Almanya’da Max Planck enstitüleri, İtalya’da Ulusal Nükleer Fizik Enstitüsü (INFN), Kanada’da Perimeter Teorik Fizik Enstitüsü, Polonya Bilimler Akademisi enstitüleri, İran’da Temel Bilimler Araştırma Enstitüsü, Kore İleri Araştırmalar Enstitüsü, ABD’de Princeton Üniversitesi İleri Araştırma Enstitüsü (IAS) gibi) düzeyine gelebilmesi için destek görmesini beklerken, aksine, işlevsiz hale getirilmeye çalışılmasına ve bugün temel bilimler alanındaki araştırmalarla ilgisi olmayan bir merkeze bağlanmak üzere Gebze’ye taşınması kararına tanık olmaktayız.
Biz aşağıda imzası bulunanlar, bu hatadan bir an önce dönülmesini, Enstitü’nün şu anda İstanbul’daki mevcut yerinde kalmasını ve Enstitü’nün gelişmesi için, en başta kadro olmak üzere imkânlarının arttırılmasını ve ileride benzer enstitülerin üniversitelerin yoğunlaştığı diğer şehirlerimize de yaygınlaştırılmasını ümit etmekteyiz.