Ana Sayfa 117. Sayı Le Laboratoire: Paris-Harvard ekseninde ‘bilimsanat’ deneyleri

Le Laboratoire: Paris-Harvard ekseninde ‘bilimsanat’ deneyleri

Bilumum Bilim

187

Arapların sevilen şairi Halil Cibran, “Ve kinlenirsen eğer üzümü ezdiğine, kinin zehir olur, akar, şaraba karışır” diye yazar Peygamber isimli kitabında. Bu akşam gittiğim konuşmada zihnim bu söze takılıp durdu. Karşımdaki eskinin kimya mühendisliği profesörü, bugünün dolar milyoneri David Edwards. Girişimci ruhlu bir akademisyen. Akademik laboratuarında yaptığı buluşa dayalı bir şirket kurmuş. Şirketi 2 yıl içerisinde 114 milyon dolar gibi yüksek bir fiyata satınca artık kendisini mutlu eden işlerle uğraşmaya karar vermiş. Onu mutlu eden de yaratıcı insanların arasında olmaktan, o yaratıcı ortamı solumaktan ve beraber yeni bir esere imza atmaktan duyulan heyecan.

Edwards, Harvard’da girişimcilik üzerine ders vermeye başlamış. Sevdiği için çalışıyor. Akıllı, başarılı öğrencilerin yanında, genç dimağların heyecanlarından, düş güçlerinden, sınırsız diye düşündükleri kapasitelerinden gelen enerji ile yeni şirketler ve buluşlar tasarlamalarına yardımcı oluyor.

Aynı zamanda Paris’te kendi uzmanlık alanlarında lider bilimadamları ve çok başarılı sanatçıları bir araya getiren bir deney ortamı kurmuş: Le Laboratoire. Burada bir araya gelen sanatçıların ve bilimadamlarının ortak çalışmaları ve ortaya çıkan eserler, halka sergileniyor. Sadece bitmiş eser olarak değil, üretim aşamasında da, yani bir laboratuvarda!

Peki, bilimadamları ve sanatçılar bir araya gelince neler yaratmışlar? Bir sergi, yemek sanatı üzerine. Açıklayalım: Michelin’den iki yıldızlı şef Thierry Marx ile Paris Endüstriyel Fizik ve Kimya Yüksek Eğitim Enstitüsü (ESPCI)’te fizikçi Jérôme Bibette yemek pişirme ile ilgili araştırma yapmak için Le Laboratoire’de bir araya gelmişler. Çeşitli deneyler sonrası “tat küreleri” yaratmışlar. Bu kürecikler o kadar ince ve o kadar esnek ki, ağzınızda küre dağıldığında hissetmiyorsunuz bile. Kürenin içi ise karışmayan tatlarla dolu iki kısma ayrılmış; ağızda bu tatlar karışıp bir araya geliyor. Tadı da damağınızda kalıyor.

Tatları yaratan şef Marx, kürecikleri yaratan fizikçi Bibette. Ortak çalışma nefis ve leziz olmuş.

Bir başka çalışma Harvard Üniversitesi öğrencileri ile David Edwards’ın beraber geliştirdikleri “Le whif bar”: spreyle ağza sıkılan çikolata (iddiaya göre kalorisi düşük).

Diğer projeler verem, plastik sanatları, kök hücresi, fotoğraf sanatı konularında uzmanları bir araya getirse de, sanırım acıkmış olacağız, yemek üzerine olan çalışmalar iz bırakmış.

Bu girişimin temeli, yaptığı işi seven ve çok çok iyi yapan insanları bir araya getirmek, onlarla aynı ortamda çalışmak, ortaya çıkan enerjiyle yeniliklere imza atmak… Yani zehirli şarap yaratmamak, sevgiyle çalışmak, yaşamak.

Hayal kuruyor musunuz? Yaratıcı bir fikriniz var mı? Kendinize inanın ve peşinden gidin. Ortaya çıkan lezzetlerin en iyisi olabilir. Gelecek ay buluşmak üzere.

Meraklısı için David Edwards’ın websitesi (İngilizce): http://people.seas.harvard.edu/~dedwards/index.htm

Le Laboratoire (İngilizce ve Fransızca):

http://www.lelaboratoire.org/

Önceki İçerikTürkiye’de adalet var mı?
Sonraki İçerikElveda Cariyem