Geçtiğimiz ay gökyüzünün açık olduğu bir gecede gökyüzüne bakıp birçok kayan yıldız görmüşseniz sakın şaşırmayın. Geminid Meteor Yağmuru Dünya’ya görsel bir şölen sunmuştu çünkü. 14 Aralık’ta zirveye ulaşan bu “kayan yıldızlar silsilesi” pek çoğumuzun ağızlarını açık bırakarak bitti. Her ne kadar Aralık ayında çoğunlukla kapalı bir hava Türkiye’yi etkisi altına almış olsa da Akdeniz Bölgesi’nden güzel gözlemler yapıldığını gördüm. Peki, nedir bu meteor yağmuru dediğimiz şey? Yıldızlar gerçekten de bulundukları yerlerden sıkılıp dolaşmaya mı karar veriyorlar?
Halk arasında yıldız kayması olarak adlandırılan meteor yağmurları, yılın belirli dönemlerinde Dünya’nın, uzaydan gelen bir grup taşın bombardımanı altında kalmasının sonucu ortaya çıkar. Bu göktaşları, yani meteorlar, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar neredeyse tüm kütleleri Dünya’nın atmosferine girdikten sonra sürtünme ile yanarak havaya karışır. Dolayısıyla yeryüzüne düştüğünde artık ya tamamen havaya karışmış, ya da çok küçük parçalar haline gelmiştir. Normalde bu yazıları okuduğunuz süre içerisinde bir onlarca meteor Dünya atmosferine girip parçalanmakta, yani bu olay her zaman yaşanmakta. Ancak yılın belirli zamanlarında Dünya düşen meteor miktarı artış gösteriyor. Bu dönemlerin de kendilerine ait özel isimleri var. Bu meteor yağmurlarından en çok bilinenleri Ağustos ayındaki Perseid ve Aralık ayındaki Geminid. Her ne kadar Perseid, Geminid ile kıyaslandığında görülen meteor sayısı az olsa da, muhtemelen yaz ayına ve açık havalara denk geldiğinden dolayı Geminid’den daha çok bilinmekte.
Tarihte Meteor Yağmurları
Elbette gökyüzünde hep sabit olarak bildikleri yıldızların bir anda hareket edip yok olması ilk insanlardan antikçağlara kadar pek çok destana ve öyküye ilham vermiştir. Yıldızların tanrı olarak sayıldığı zamanlarda meteor yağmurları çoğunlukla savaş olarak yorumlanmış.
Sümer kültüründe zigguratlardaki rahibelerin gözlem yorumlarına göre kayan yıldızlar tanrılar arasındaki anlaşmazlıkları sembolize ediyordu. Persler için ise artık seferleri bitirme zamanının geldiğinin göstergesi olarak yorumlanmıştı, Perseidler.
Antik Yunan kültüründeki mitolojik olaylar ise modern anlamda meteor yağmurlarının isimlendirilmesini sağlamıştır. Perseid Meteor yağmuru, avcı olan Perseid’in oğullarının savaşı olduğu düşünülüyordu. Geminid ise Gemini, yani ikiz tanrı olan ikizlerin yarattığı düşünülüyordu. Bu tür öykülere 1800’lerde bile rastlamak mümkün oldu. 1833 yılındaki Leonid yağmuru o kadar fazlaydı ki 13 Kasım’da oldukça fazla bir kar fırtınasından sonra Kuzey Britanya’da pek çok yer, düşen meteorlar ile kaplanmıştı. Bu, kırsal halk tarafından kıyamet alameti olarak görülmüş ve halk kiliseleri doldurmuştu.
Her ne olursa olsun gök olayları yaşanmaya ve biz meraklı maymunlara ilham vermeye devam edecek. Gizemler bir bir çözüldükçe belki de yenileri eklenecek, ancak insanoğlunun evreni çözme ve anlama macerası uzun süreler boyunca devam edecek.