Cilt renginin evrimi konusunda her zaman itibarlı olan bir teori sürekli bir gerçeklik kazanmış gibi görünüyor.
Koyu ten rengi, UV ışınlarının etkisini azaltarak cilt kanserinden korunmada bireysel bir fayda sağlıyor. Açık renk tenliler, koyu tenlilere göre en önemli 3 cilt kanseri tipine aşağı yukarı 1000 kez fazla yakalanıyorlar. Ancak araştırmacılar yıllardır bu bilginin doğal seçilime karşılık gelmediğini, tesadüfi risk azlığı olduğunu düşünüyorlardı.
Darwin’in bile adaptasyon özelliği olarak görmediği bu pigment oluşumu, yeni araştırmalara göre evrimsel bir gerçeklik olarak karşımıza çıkacak gibi duruyor.
Bulgular ekvatoryal Afrika’da yaşayan ve dünya üzerindeki en yüksek UV ışınlarına maruz kalan albinolar üzerinde yapılan çalışmadan elde edildi. Çalışma tıbbi kayıtlara dayanıyordu ve bu bölgede yaşayan albinoların yüzde 80 inden fazlası 30 yaşından önce cilt kanserine yakalanmış oluyorlardı. Bunun sonucu olarak da açık renk tenliler koyulara göre daha kısa sürede ve genellikle en düşük üreme oranıyla ölüyorlardı.
Araştırmaya katılan biliminsanları, en yakın akrabalarımız olan şempanzeler ve ilk insanın pheomelaninden dolayı (cilde ve tüylere sarı-kızıl rengi veren) soluk renkli tüyleri olduğunu düşünüyorlardı. Atalarımız tüylerini kaybetmeye başladıklarında, Afrika çayırlarındaki yüksek sıcaklık onları cilt kanserine karşı yüksek risk altında bırakacaktı.
Ancak yavaş yavaş eumelanin (saça ve deriye kahverengi siyah rengi veren pigment) üretimine doğru evrimleşme olduğunda, UV ışınlarının hasarlarından ve buna bağlı olarak cilt kanserinden korunulmaya başlanmıştı. Eumelanin ayrıca DNA hasarına karşı da doğal bir koruma sağlıyordu. Koyu renkli ilk insanlar daha az cilt kanserine yakalandıkları için, erken ölümler azaldıkça üreme potansiyelleri de önemli ölçüde artmış oluyordu.
Proceedings of the Royal Society B’de yayımlanan bu araştırmaya göre, koyu ten rengi 1. 2-1. 8 milyon yıl önce ekvatoryal Afrika’da hızla artmıştı. Aynı bölgede bugün bile albinoların birincil erken ölüm sebebi cilt kanseri olmaktadır.