Ana Sayfa Dergi Sayıları 123. Sayı Kitapçı Rafı

Kitapçı Rafı

197
0

Simgesel Düşüncenin Doğuşu

Alan Barnard, Çev. Mehmet Doğan, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2014, 200 s.

Daha önce dilimizde “Sosyal Antropoloji ve İnsanın Kökeni” başlıklı çalışması da yayımlanmış olan Güney Afrika antropolojisi profesörü Barnard, bu kitabında günümüz antropologları tarafından “simge devrimi” olarak kabul edilen döneme odaklanıyor. Kitap simgesel düşünce biçiminin kökenine ve simge marifetiyle iletişimin başlangıcına ve bu başlangıçtan sonra olan bitene dair araştırmaların sosyal antropoloji açısından da mümkün olabileceğini, hatta sosyal antropolojinin genellikle antropolojinin diğer dalları ve başka disiplinler tarafından incelenen sorunlara yeni açıklamalar ve bakış açıları sunabileceğini savunuyor. Yazar, simge devirimi dönemini incelemek için doğal olarak arkeolojiden, sinirbilimden, genetikten, dilbilimden yararlanılabileceğini fakat büyük resmi tamamlama konusunda sosyal antropolojiye başvurmanın gerekliliğine ve önemine dikkat çekiyor. Çalışmasını da bu düşüncesine bir örnek olarak sunuyor. Kitabında simge devriminin başlangıcından bugüne  insanın 130 bin yıllık tarihini ve kendi eleştirel değerlendirmelerini de belirterek konuya dair tartışmaların tarihçesini inceliyor.

Ortaçağ

– Barbarlar, Hıristiyanlar, Müslümanlar, Ed. Umberto Eco, Çev. Leyla Tonguç Basmacı, Alfa Yayınları, 2014, 917 s.

Ortaçağı nasıl bilirsiniz? Belki “karanlığına” dair rivayetlerle meşhur olduğunu söyleyebiliriz fakat hazırladıkları kitapla Umberto Eco ve kitaba katkıda bulunan diğer yazarlar bu karanlığı aydınlatmaya niyetli. Eco’nun editörlüğünü yaptığı kitap, tarih, felsefe, bilim ve teknik, edebiyat ve tiyatro, görsel sanatlar, müzik başlıklarında uzman bilim insanları tarafından hazırlanmış ayrıntılı metinlerden, harita ve görsellerle zenginleştirilmiş kapsamlı bölümlerden oluşuyor. Günümüz Batı dünyasını, dolayısıyla dünyamızı diyebiliriz; hazırlayan zamanı, coğrafyayı ve zihniyeti, bunların birbirleriyle ve dünyanın geri kalanıyla olan ilişkilerini düşünce, kültür ve sanat yaşamını anlatan en kapsamlı eserlerden biriyle karşı karşıyayız.

Fikirler Tarihi

– Ateşten Freud’a, Peter Watson, Çev. Kemal Atakay, Nurettin Elhüseyni, Kaya Genç, Barış Pala, Bahar Tırnakçı, Yapı Kredi Yayınları, 2014, 1081 s.

Savaşlar ve fetihler kataloğu olarak idrak etmeye alışageldiğimiz uygarlık macerasının alternatif tarihi herhalde insanı diğer canlılardan farklılaştıran düşüncelerin ve fikirlerin hikayesini konu edinmelidir. Watson da devasa araştırmasında böylesine ağır bir yükün altından kalkmayı deniyor. İmgelemin evrimiyle birlikte dilden çok daha önce ortaya çıkan fikirlerden, örneğin ateşin kontrol altına alınmasından başlayarak, dinlerin, felsefenin, bilimin doğuşuna, sanatın, matematiğin gelişimine, coğrafi keşiflerin, endüstrinin tarihine, modernist akımlara, bilinçdışının keşfine varana kadar insanlığın zihinsel serüveni bütün halde bir süreklilik olarak ele alınıyor.

Akıl

– Kullanma Kılavuzu, Richard M. Restak, Çev.Ebru Kılıç, Aylak Kitap, 2014, 218 s.

İlk filozoflardan bugüne aklın ne olduğu ve nasıl çalıştığı üzerine kafa yoranlar olmuştur ama beynin akılla ilişkisine dair tartışmalar pek eski sayılmaz.   Kitabın yazarı Richard M. Restak nöroloji uzmanı ve Amerikan Nöropsikiyatri Derneği’nin eski başkanlarından. “Duyumlarımızı nasıl anlamlandırırız?”, “beyinler sözcükler olmaksızın iletişim kurabilir mi?”, “özgür irade bir yanılsama mıdır?”, “empati ve özgecilik nereden gelir?”, “aşk denen şu şey nedir?”, “rüyaların anlamı var mıdır?” gibi tartışmaların bilim tarihsel hikayesini de anlatarak bugün geldiğimiz aşamada bilimin verdiği yanıtları sade, anlaşılır bir biçimde özetliyor.

En İyi Matematik Yazıları

Der. Mircea Pitici, Çev. Sibel Özkan, Hil Yayın, 2014, 216 s.

Dergimizin okurları arasında sayılarının nispeten daha az olduğunu varsaysak da pek çok kişinin genç ve çocuk yaşlarındaki bazı talihsiz karşılaşmalar nedeniyle matematiğe sempatiyle yaklaşamadığını biliyoruz. Kitap bu olumsuzluğu giderme konusunda yardımcı olabileceği de umularak hazırlanmış gibi görünüyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinden matematikçileri tarafından hazırlanmış, semboller ve denklemler yerine daha çok matematiğin pratik anlamını ve felsefesini ortaya koyan metinlere yer verilmiş.

Koruyucu işçi Sağlığı Elkitabı

Fikriye İnanç Baş, Kaynak Yayınları, 2014, 104 s.

Kitabın yazarı Uzman Dr. Fikriye İnanç Baş, İstanbul Tıp Fakültesi’nden 1979 yılında mezun olmasından, “Sağlıkta Dönüşüm Yasası’na tepki olarak mesleği bıraktığı 2010 yılına kadar aktif hekimlik yapmış, bunun yanında 1994 yılından beri başta ekoloji ve sosyal tıp olmak üzere çeşitli alanlarda ve demokratik kitle örgütlerinde gönüllü çalışmalar yapmış, gazete, dergi, radyo ve televizyon gibi çeşitli mecralarda bilgi ve tecrübelerini toplumla paylaşmış bir aydın. İş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitirmiş veya sakat kalmış işçilere ve ailelerine armağan ettiği bu kitapta, “sağlıklılık” hali salt bedensel sağlıkla ilişkili sınırlı bir durum olarak ele alınmak yerine toplumsal yaşantımızla ilgili bir mesele olarak önümüze koyuluyor. “Genel ve Koruyucu Sağlık Bilgileri”, “Çalışma Yaşamında Koruyucu Sağlık Bilgileri”, “İşçi Sağlığı ve Güvenliğine Genel Bakış”, “İş Kazaları”, “Meslek Hastalıkları”, “Özel Gruplarda Çalışma Yaşamı ve Sağlık İlişkisi” olarak altı ana başlıktan oluşan bölümler soru-cevap halinde hazırlanmış. Emeğiyle geçinen insanlara beden ve ruh sağlıklarını, bununla ilgili haklarını koruyabilmeleri için gerekli olan bilgileri aktarmayı amaçlıyor. Yer yer konu hakkında temel kavramlar açıklanarak, kimi zaman yasal haklarımız hatırlatılarak son derece karmaşık görünen meseleler anlaşılır bir üslupla ve sistematik olarak okurun bilgisine sunuluyor. Her emekçinin veya emekçilere bu konularda yardımda bulunan meslek sahiplerinin evvela dikkatle incelemesi sonra da el altından fazla uzaklaştırmaması gereken kısa ve öz bir metin ortaya çıkmış.

Endişe Nehri Geçiyor

Hans Blumenberg, Çev.Cemal Ener, Metis Yayınları, 2014, 192 s.

  1. yüzyılın önemli ve sıradışı düşünürlerinden sayılan Alman felsefeci Blumenberg’in felsefi denemeleri yaşamın ve düşüncenin pek çok kesiti üzerine ışık düşürüyor. Felsefe tarihine yaptığı göndermeler, andığı isimlerle okuru zengin bir okuma deneyimine davet ediyor. Eserlerinin temel konusunun “insanın tarihi nasıl deneyimlediği”, dolayısıyla tarihin retoriği ve metaforları olduğu belirtilen yazar, bu kitabında yer alan denemelerinde de pek çoğumuzun zihnini meşgul eden veya hiç aklımıza gelmeyen pek çok meseleyi felsefeyi göz ardı etmeden edebi bir üslupla okuruyla tartışıyor.

İktisat Nedir?

-İktisat Üzerine Söyleşiler, N. Emrah Aydınonat, İletişim Yayınları, 2014, 262 s.

Üniversite hocalığını da sürdürmekte olan Aydınonat, derslerinden edindiği tecrübeyle öğrencilerin iktisadı karmaşık, sıkıcı ve kasvetli bulmamalarını sağlayacak bir yol aramış ve bilinen en eski anlatı biçimlerinden birine başvurmuş. İktisadın konusunu, yöntemini ve mantığını anlattığı kitabını Tıpkı Platon’un Sokratik diyalogları gibi kurgulamış. Kimi zaman ikili sohbetler, kimi zaman da bir grup arkadaşın  tartışmaları olarak yazılmış metinde “Victoria’s Secret modelleri ve iktisat!”, “Emperyalizm, idam cezası ve oral seks”, “Buridan’ın eşeği neden iktisadın konusu değildir?”, “Anti-kapitalist antropologlar” gibi ilgi çekici başlıklara da yer veriliyor.

Postmodern Emperyalizm

– Jeopolitik ve Büyük Oyunlar, Eric Walberg, Çev. Nurdan Soysal, Say Yayınları, 2014, 448 s.

Walberg, Ortadoğu, Orta Asya ve Rusya konularında uzman Kanadalı bir gazeteci yazar. Ona göre eskiden zorla uygarlık götürülen dünyaya bugün yine benzer yöntem ve araçlarla insan hakları ve demokrasi götürülmektedir. Yazar, kitap boyunca emperyalizmin pratik ve söylem gücünü nasıl revize edip sürdürdüğüne izah etmeye çalışıyor. Bunun için Batı emperyalizmine öncülük eden ABD’nin Ortadoğu ve Dünya siyasetini yönlendirme çabalarını ve ortaya konan büyük senaryoları, iddiaları, söylemleri de eleştirel bir gözle analiz ediyor.

Hanzala’ya Mektuplar

Mustafa K. Erdemol, Yazılama Yayınevi, 2014, 250 s.

Londra’da Mossad ajanları tarafından vurularak öldürülen Filistinli çizer Naci el Ali’nin yarattığı bir çizgi karakter çocuk Hanzala. Yaratıcısının ölümüyle ömrü sona ermemiş Hanzala’nın. Bugün artık filistinli kadın çizer Ümeyye Coha devam ettiriyor Hanzala’nın maceralarını. Musatafa K. Erdemol da Hanzala’ya hitaben kaleme aldığı mektuplarda Ortadoğu’dan, Türkiye’den ve dünyanın geri kalanından haberler veriyor, politik analizler yapıyor, siyasi aktörlerin davranışlarını çözümlüyor. Çocukların merakına güvenerek yarının okurları için bugünün kaydını tutuyor, yaşadığı günün bilinci ve vicdanı olmaya çalışıyor.

GİO Ödülleri 2013 Seçilmiş Öyküler

Haz. Barış Müstecaplıoğlu – Kutlukhan Kutlu, İthaki Yayınları, 2014, 441 s.

Bu kitap, ülkemizde hayal gücünü temel alan sanatsal uğraşları desteklemek amacıyla Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği (FABİSAD) tarafından ilk kez 2013 yılında sinema yazarı Giovanni Scognamillo onuruna düzenlenen GİO Ödülleri’nde başarılı bulunan on yedi öyküden oluşan bir seçki. Kitabın kapağında da GİO Ödülleri kapsamında illüstrasyon dalında başarılı bulunan çalışmalar kullanılmış. Bu alanda farklı yayıncı kuruluşlarla işbirliği yaparak gerçekleştirilen başka benzer çalışmalar ve derneğin faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler http://www.fabisad.com/ adresini ziyaret edebilirler.

Doctor Who – Shada

– Douglas Adams’ın Kayıp Macerası, Gareth Roberts, Çev. Ülker Uyanık, İthaki Yayınları, 2014, 440 s.

Shada, zamanda yokculuk yaparak çeşitli maceralara atılan Doctor Who’nun kahramanı olduğu dünyaca tanınan televizyon dizisinin çekilme şansı bulamamış bir senaryosundan Doktor’un başka bazı maceralarını da kaleme almış Gareth Roberts’in romanlaştırdığı bir kitap. Zaman Lordu Profesör Chronotis emekliye ayrılmış fakat araştırmalarını Cambridge Üniversitesi’nde sürdürmektedir. Yanında kötü niyetli kişilerin eline geçerse felaketlere neden olabilecek Gallifrey’den getirdiği ve aslında Panoptikon Arşivleri’nden çıkarılması yasak olan “Muhterem ve Kadim Yasalar” kitabı vardır. Kâinata hükmetmek isteyen Skagra da doğal olarak hikayemizin bu kitabı ele geçirmek isteyen kötü kişisidir. Doktorsa Skagra’nın arzularını gerçekleştirmek için kitabı kullanmasına engel olmak zorundadır ve “olaylar gelişir.”

On İki

Justin Cronin, Çev. Dost Körpe, Doğan Kitap, 2014, 594 s.

“Hiçlikten Gelen Kız Üçlemesi” olarak bilinen fantastik-bilimkurgu dalında bir çeşit vampir hikayesi serisinin ikinci kitabı On İki. “Nuh Projesi” ABD ordusunun insan ömrünü uzatmak, bedeni güçlendirmek ve yaşlılığı geciktirmek için geliştirdiği bir projedir. Deneyler on iki idam mahkûmu üzerinde gerçekleştirilmektedir. Bir savaş sırasında kargaşadan yararlanan mahkûmlar kaçma fırsatını bulurlar. Böylece ölümsüzlüğü  ve sınırsız kudreti ele geçirmiş kötülük virüsü canlılığı yok etmek üzere dünyaya yayılarak kıyameti başlatmış olur. Kıyamet sonrasının yaşandığı dünyanın yaşanabilir bir yer haline getirilebilmesi için insanlığın “on iki” olarak anılan kötüleri alt etmesi gerekmektedir.

Silo

Hugh Howey, Çev. Mehmet Rasim Emirosmanoğlu – Gökhan Sarı, Monokl Yayınevi, 2014,  517 s.

Bir kıyamet sonrası kurgusu da Howey’den geldi. Yakın geleceklerden birinde zehirli gazların atmosferi kaplaması nedeniyle yeryüzü yaşanılmaz hale gelmiştir. İnsanlık yerin derinliklerine doğru uzanana çok katlı bir siloya sığınmıştır. Yeryüzü kameralar ve ekranlar aracılığıyla izlenebilmektedir ama insanlara sabit bir görüntü sunulmaktadır. Birileriyse bunun gerçekliğinden şüphe ederler ve dışarısını merak etmeye başlarlar. Pek çok macera romanında olduğu gibi gerçekliğe dair bu merak kahramanların başına gelmiş ve muhtemelen gelecek belaların da başlıca sorumlusudur.