İskoçya’da araştırmacılar ilk defa bir hayvanın içinde fonksiyonel ve bütün halde bir organın geliştirilebildiğini belirtti. Fareye nakledilen bir grup hücre, bağışıklık sisteminin önemli bir organı olan timüs bezini oluşturacak şekilde gelişti. Timüs bezi kalbin yanında yer alan bir organ ve bağışıklık sisteminin enfeksiyonla savaşmasında görev alan T hücrelerini üretiyor. Nature Cell Biology dergisinde yayımlanan sonuçlar, organ nakline alternatif yöntemler geliştirme konusunda önem taşıyor.
Edinburgh Üniversitesi Tıbbi Araştırma Kurulu’nun Rejeneratif Tıp Merkezi bünyesinde yer alan biliminsanları, fare embriyosundan aldıkları hücrelerle işe başladılar. Genetik olarak yeniden programlanan bu hücreler, timüs bezinde bulunan bir hücre tipine dönüşmeye başladı.
Daha sonra söz konusu hücreler diğer birtakım destekleyici hücrelerle karıştırılarak fare içerisine yerleştirildi ve fare vücudundaki bu hücre grubu fonksiyonel bir timüs bezi oluşturdu. Geçtiğimiz yıl benzer bir çalışmada yine laboratuvar ortamında geliştirilen insan beyni 9 haftalık bir fetüsünki ile aynı düzeye kadar büyüyebilmişti. Timüs bezi çok daha basit bir organ ve söz konusu çalışmada geliştirilen timüs bezi tam olarak işlev görebilir durumda.
Yapısal olarak korteks (zar) ve medulla (öz) olmak üzere iki bölgeden oluşan timüs bezi bağışıklık sisteminin bir parçası olan T hücrelerinin üretilmesinden sorumlu.
Elde edilen sonuçlar karşısında müthiş bir heyecan duyduklarını söyleyen araştırma ekibinden Prof. Clare Blackburn BBC’ye konuştu: “Oldukça basit bir yöntemle yeniden programladığımız hücrelerden tam işlev gören ve düzenli yapıda bir organ oluşturabildiğimizi görmek bizim için tam bir sürpriz oldu. Bu çok heyecan verici bir gelişme ve aynı zamanda rejeneratif tıp alanı için yeni bir umut kaynağı.”
Sonuçlar, kemik iliği nakline ihtiyaç duyan hastalar ya da doğuştan timüs bezi fonksiyon görmeyen çocuklar için oldukça önemli nitelikte. Timüs bezi yaşla birlikte giderek küçülür ve bu durum bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olur. Bu nedenle yaşlılarda timüs bezinin güçlendirilmesi de faydalı olabilmektedir.
Ancak bu araştırmanın hayvan deneylerinden klinikte kullanılabilecek tedavi yöntemlerine taşınması için henüz üstesinden gelinmesi gereken birtakım engeller var. Söz konusu yöntem için embriyolar kullanılıyor. Yani embriyodan geliştirilen organ hastaya uyum sağlamayabilir.
Araştırmacıların emin olmak istedikleri bir diğer konu da, hastaya nakledilen hücrelerin kontrolsüz çoğalmak suretiyle kanser riski oluşturup oluşturmadıkları.
Ulusal Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü’nden Prof. Robin Lovell-Badage bu konuda şöyle söylüyor: “Bu mükemmel bir çalışma gibi görünüyor. Her ne kadar görece basit yapıda olsa da bağışıklık sistemi için önemli bir organ olan timüs bezinin oluşturulabilmesi organ geliştirme konusunda önemli bir kazanım. Ancak bu yöntemleri hasta insanlarda kullanabilecek duruma gelmemiz çok kolay görünmüyor.”
Rejeneratif tıp alanı
Halihazırda laboratuvarda üretilmiş kan damarı, soluk borusu ve mesaneler hastalarda kullanılabilmekte. Bu işlem, hastadan alınan hücrelerin yapay kalıplara ekilmesi ve sonrasında elde edilen canlı dokunun hastaya implante edilmesi şeklinde gerçekleştiriliyor.
Timüs bezi içinse yalnızca bir grup hücrenin enjekte edilmesi yeterli olacak.
Büyük Ormond Caddesi Hastanesi’nden rejeneratif tedaviler uzmanı Dr. Paolo de Coppi, “Bu gibi çalışmalar organ üretiminin gelecekte organ naklinin yerini alacağını gösteriyor” diyor. “Şu an için görece basit organların üretilmesi -az sayıda hasta için de olsa- mümkün. Önümüzdeki beş yıl içerisinde kök hücrelerden elde edilen özelleşmiş birtakım hücreler kullanılarak bu çalışmadakine benzer yöntemlerle daha kompleks organların geliştirilebilmesi mümkün. Genetik olarak yeniden programlanmış hücrelerin uzun vadede özelleşmiş biçimlerini muhafaza edip edemeyeceklerini veya tümör oluşumu gibi problemlerin ortaya çıkıp çıkmayacağını zamanla anlayacağız.”