Ana Sayfa Dergi Sayıları 129. sayı Kansere çözüm, bakteriyel iletişimde mi?

Kansere çözüm, bakteriyel iletişimde mi?

317
0
Solda molekül eklenmeden önceki kanser hücrelerinin durumu, sağda ise molekül eklendikten sonraki ölmüş kanser hücreleri görülmektedir. ©Missouri-Columbia Üniversitesi.

Hazırlayanlar: Doğa Günden, Selen Özkan

Günümüzde en yaygın hastalıklardan biri olan kanser, kaynaklandığı bölgeden vücudun başka bölgelerine sıçramasıyla insan hayatı için daha da tehlikeli hale geliyor. Sadece yayılmasını engellemek bile kansere karşı verilen savaşta büyük bir adım olacaktır. Missouri Üniversitesi’nde yapılan araştırmaların sonucunda, bakterilerin birbirleri arasındaki haberleşme sisteminin kanserli hücrelerin yayılmasını engellemede kullanılabileceği fark edildi. Bu haberleşme sistemi kanserli hücrelere ne yapması gerektiğini, hatta kendini yok etmesini bile söyleyebilir.

Bakteriler enfeksiyon sırasında salgıladıkları moleküllerin cinsine göre, birbirlerine çoğalmaları, bağışıklık sisteminden kaçmaları ve yayılmayı kesmeleri emirlerini vererek bir nevi konuşurlar. Missouri Üniversitesi’ndeki araştırmacıların yaptığı açıklamaya göre, bakterilere “yayılmayı kesme emrini veren molekül” kanserli hücrelere aktarıldığında, onlar da yayılmayı kesiyor hatta kendini yok edebiliyor.

Araştırmacılar bunu, ODDHSL (3-oxo-dodecanoylhomoserine lactone, P. Aeruginosa) olarak bilinen bakteriyel haberleşme molekülünün olduğu kültürde büyümüş insan pankreasındaki kanser hücrelerinde denediler. Bir süre sonra kanserli pankreas hücrelerinin çoğalmayı ve yayılmayı bıraktığı, daha sonra da ölmeye başladığı gözlendi. Bu deneyin pankreastaki kanserli hücrelerde uygulanma sebebi ise, bu hücrelerin insan vücudundaki en dirençli ve saldırgan kanserli hücreler olmasıdır. Bu kadar agresif kanserli hücrelerde bile olumlu bir sonuç alınabilmesi, bu araştırmanın diğer kanserlerin tedavisinde de kullanılabilmesi konusunda umut verici olduğunu gösterir.

Ancak, kanserli hayvanları ve kanserli insanları tedavi etmede bu yöntemi kullanabilmek için laboratuvarda daha tatmin edici ve etkili sonuçlar alınmalıdır. Araştırmacılar buna bağlı olarak projenin bir sonraki safhasında bakterilerin salgıladığı bu molekülü kanserli hücrelere aktarmanın daha verimli bir yolunu bulmaya odaklanmayı hedefliyorlar. Her ne kadar laboratuvar aşamasında olunsa da, bu çalışmalar ilerisi için umut verici. İlerleyen süreçlerde bu uygulamaların kliniklerde uygulanması ümit ediliyor.