Zahit Atam, yeni kitabı “Eleştiri Nedir?” ile sinemamızın yüzüncü yılını kutluyor. Günümüz sinema eleştirmenleri arasında özgün duruşu ile Atam yine dopdolu bir çalışmayı sinema ile ilgili ya da sinemayı merak eden okurların ilgisine sunuyor.
Eleştiri konusundaki temel bakış açısını geçmiş bir yazısında (1) şu şekilde ifade etmişti Zahit Atam: “… insanlar farklı şeyler düşünüyorlarsa, farklı değerleri taşıyorlarsa, o zaman eleştiri mekanizmaları devreye giriyor. Üretilen eseri yorumlayan ve bunları niteleyerek-çözümleyerek insanlığın karşısına sunan bir eleştiri mekanizması, sanatçının yetişmesine de yardım eder, izleyicinin eserleri alımlayabilmesine de ve bunları yaşamında daha etkin olarak yaşatabilmesine de. …”. “Eleştiri Nedir?” kitabı bu anlamda sinema tarihinin yerli ve yabancı örnekleri ile bir sanat ve bir endüstri olan sinemanın tarihsel, ekonomik ve sosyolojik olarak eleştirisini ve sinema sanatına gönül vermiş çeşitli sanatçıları bu kitabında gündeme alıyor.
Cadde Yayınları’nca yayınlanan kitap altı bölümden oluşuyor. İlk bölümde beş filmin kısa eleştirisi var. İkinci bölümde ise 6 film analizi ve bir karşılaştırma yer alıyor. Üçüncü bölüm Türkiye Sinema tarihine ayrılmış. Dördüncü bölüm ise Yılmaz Güney filmlerine. Bir sonraki bölüm üç sinemacı üzerinden sanat ve yaratıcı kavramlarını inceliyor. Son bölüm ise Tarihsel Dönemi Analiz Etmek başlığı ile Yeni Türkiye Sineması üzerine eğiliyor.
Sinema eleştirisini yalnızca bir tanıtım yazısı olarak görmeyen, bir filmi ya da sanatçıyı pazarlama ya da yerin dibine geçirme aracı olarak kullanmayan, filmi ve sanatçıyı anlamaya çalışan, eseri çözümleyerek hem izleyiciye, hem sanatçıya hem de sinema sanatına katkı sağlamaya çabalayan bir anlayışın ürünü bu çalışma. Kendisi de bir yönüyle toplum eleştirisi olan sanatı eleştirirken bir yandan da sanatın arkasındaki toplumsal dinamikleri görünür kılarak izleyicinin eser ve sanatçı ile zengin ve derinlikli bir ilişki kurabilmesine yardımcı oluyor.
Bu Zahit Atam’ın üniversite yıllarından beri geliştirdiği bir yaklaşım. Boğaziçi yıllarında yayınlanan Görüntü dergisi ve daha sonra Yeni Sinema dergilerindeki yazıları ve düzenlediği söyleşiler ile katıldığı panellerle ortaya koyduğu kendine has eleştiri biçimi onun alameti farikası. Sinema yazınına yazar ve çevirmen olarak kazandırdığı kitaplara son olarak üç kitaplık Yılmaz Güney’i anlattığı “Türkiye’nin Ruhu Direnmenin Trajedisi” romanını eklemiştir. Halen sinema eleştirmeni ve tarihçisi olarak çalışmalarına devam etmekte ve Birgün gazetesinde sinema merkezli köşe yazıları kaleme almaktadır.
Atam’ın eleştiri dili bilinen akademik kalıpların oldukça dışındadır. Sanki bir film hakkında karşılıklı bir sohbet havasında serbest olarak ilerlemekte ve kimi zaman o an tartışılan bir konu ile ilgili derinlemesine referans ve çözümlemelerle konu enine boyuna irdelenmektedir. Bu dil akademinin ve piyasanın etkisindeki okur için başlangıçta biraz alışılmadık olabiliyor, ancak konunun görünen yüzeyinden derinlere daldıkça aslında ne denli verimli bir yaklaşım olduğu ortaya çıkıyor. Zahit Atam sinema ile ilgili görüşlerini karşı tarafa dikte etmeye çalışmıyor; evet kendisinin net görüşleri var ve bunu cesurca ortaya koyuyor, ancak asıl amacı konuyu tüm yönleriyle verimli bir tartışma zeminine çekmek ve sanatsal ürünü, sanatçıyı ve sanatın üretim süreçleri ile tüketim süreçlerini farklı bakış açılarıyla kapsamlı bir şekilde ortaya koyma çabası. Sinema sanatçıları ve endüstri içindeki bir çok kişi ve kurum da dahil olmak üzere yerli ve yabancı bir çok kaynaktan beslenen çalışmalarıyla ortaya koyduğu “Eleştiri Nedir?” kitabı sinema sanatıyla doğrudan ve dolaylı olarak ilgilenen herkesin kitaplığında bulundurması gereken bir eser. Aynı zamanda da sinemamızın yüz yıllık serüveninin de öznel ancak kapsayıcı bir derlemesi. Atam’ın küçük bir paradoksu vardır ve ben bunu çok severim: genellikle sinema yapmayı düşünen gençler ve gerçekten sinema yapan ve uluslararası ün kazanmış yönetmenlerimiz nedense onun sözlerini çok ciddiye alır, düşünür ve tartışırlar, buna karşın sinema eleştirmenleri Atam’ı afaroz etmenin yanında onunla tartışmaktan bile korkarlar. Diğer eleştirmenlerin paradoksu ise şu, onları ne kendileri ne okur ne de yönetmenler ciddiye alır.
(1) Platon’un Devlet’inin Düşündürdükleri – Kısa Bir Deneme (2009) http://www.cafrande.org/?p=7613
– Eleştiri Nedir?, Zahit Atam, Cadde Yayıncılık, 2014, 400 s.