Ana Sayfa Bilim Gündemi Beyin görüntüleme ile davranış eğilimlerinin tespiti

Beyin görüntüleme ile davranış eğilimlerinin tespiti

181

Görsel açıklama: Beyin tomografisi

Fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemesi gibi müdahalesiz beyin taramaları, insan beyni hakkında temel bilimsel keşifleri mümkün kılmıştır. Ancak bu keşifler insanın günlük hayatı üzerinde sınırlı bir etki oluşturabilmiştir. Cell Press’te yeni yayımlanan “Neuron” adlı makaleye göre, birkaç yeni çalışma beyin görüntülemenin, insanın gelecekteki öğrenme, suçluluk, sağlıkla ilgili davranışları ve ilaçlara/davranışsal tedavilere tepkisi gibi özelliklerinin tespitinde yardımcı olabileceği anlaşılmıştır. Bu teknoloji eğitimsel ve klinik çalışmalara daha kişisel yaklaşılmasını sağlayabilir.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki (MIT) araştırmacılar, beyin görüntülemenin insanların okuma performansı, öğrencilerin matematiksel performansı, suçluların suç işleme eğilimi, ergenlik çağındakilerin uyuşturucu ve alkol kullanma eğilimi ve bağımlıların bağımlılıklarının nüksetme olasılığı gibi gelecekteki davranışlarının tespit edilmesindeki önemini vurguluyorlar.
Araştırmacılar, müdahale etmek için okullarda veya insanların zihinsel yapılarında bir sorun olmasını beklemektense, sinirsel görüntüleme sayesinde insanların gelecekteki sorunları hakkındaki risklerin bilinmesiyle, bu insanlara sorunları yaşamadan minimum zararla müdahale edilebileceğini söylüyorlar.
Makalenin yazarları, insanların eğilimleri hakkındaki yapılan çalışmalarda arttığı görülen etik ve toplumsal sorunlardan bu teknolojiyle kurtulunabileceğini vurguluyorlar. Gelecekteki davranışlar hakkındaki bilgilerin kötü davranışlara yüksek eğilim riski taşıyan bireyleri kısıtlamada değil, eğitim ve medikal alanlarda tespitlerde kullanılabileceğinden emin olunması gerektiğini belirtiyorlar. İnsanları, eğitim programlarındaki başarılarının az ya da fazla olmasına göre tanımlamaktansa, standart eğitimdense bu bilgiler sayesinde kişiye özelleşmiş eğitimin desteklenmesine öneminden söz ediyorlar.

Çeviren: Doğa Gündem
İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü

Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2015/01/150107122904.htm

Önceki İçerikTarım, Yakındoğu’dan Akdeniz’e düşünülenden çok daha erken bir tarihte ulaştı
Sonraki İçerik13 binyıllık iskelette diş dolgusu!