Görsel: Sinir sistemi.
The Lancet’te yayımlanan araştırmaya göre, çeşitli kazalar sonucu uzun yıllar boyunca yetersiz el fonksiyonundan acı çekmiş üç Avusturyalı adam “biyonik yeniden yapılandırma” adı verilen bu yeni teknik sayesinde robotik protez ellerini zihinleri ile kontrol ederek dünyada bir ilk oldular.
Bu yeni teknik, profesörler ve mühendislerin ortak çalışmasıyla geliştirildi. Bu teknik, seçici sinir ve kas transferi, seçmeli ampütasyon (= vücudun uzantılarının ya cerrahi yöntemle kesilerek devre dışı kalması, ya da vücudun iç süreçleriyle devre dışı kalması) ve kasların elektriksel uyarılarını sensör olarak kullanan gelişmiş robotik protezi yerleştirmeyi kapsıyor. Kapsamlı rehabilitasyon sonrasında, yüksek seviyeli fonksiyona ulaşmış teknik, üç alıcının da günlük aktivitelerine yardımcı oluyor.
Profesörün yaptığı açıklamaya göre, aslında, brakial pleksus yaralanmalar geri dönüşümsüz olarak eli sinirsel kontrolden ayıran bir iç ampütasyondur. Günümüzde, bu tip yaralanmalarda kullanılan ilkel ve etkisiz cerrahi teknikler zayıf el fonksiyonuyla sonuçlanıyor. Bu yeni teknikle sağlanan bilimsel ilerleme kas nakli ile kuvvetlendirilmiş sinir transferi aracılığıyla yeni sinirsel sinyallerin yaratılabiliyor olması. Bu sinyaller daha sonra çözülerek mekatronik el fonksiyonuna çevriliyor.
Ampütasyon öncesi, ilk olarak kasları aktive etmek, sonrasında sanal eli kontrol edebilmek amacıyla elektriksel sinyalleri kullanabilmek için üç hasta da yaklaşık 9 aylık bilişsel eğitim sürecinden geçtiler. Sanal ortamdaki eğitimlerini tamamladıktan sonra, işlevsiz ellerine atel benzeri bir cihaz ile sabitlenmiş protez hibrit bir el ile egzersiz yaptılar.
Ampütasyondan üç ay sonra, robotik protezler alıcılarına daha iyi el fonksiyonu sağladı, hayat kalitelerini arttırdı ve acılarını azalttı. Kazalarından beri ilk defa bu üç adam da top tutmak, sürahiden su dökmek, anahtar kullanmak, bıçakla yiyecek kesmek ve iki elle düğme çözmek gibi günlük görevlerini yerine getirebiliyor.
Brakial pleksus yaralanmaları, boyun bölgesinden başlayan, omuz, kol, önkol ve elin hareket ve duyularını kontrol eden sinir ağının zarar görmesiyle oluşur. Bu tip yaralanmalar genelde, motosiklet kazaları gibi yüksek hızlı çarpışmalarda ve sporlarda meydana gelen çapışmalardaki travma sonucu oluşur.
Tekniği geliştiren profesör, şimdiye kadar biyonik yeniden yapılandırmanın sadece Viyana’nın merkezinde yapılmasına rağmen benzer uzmanlık ve kaynağa sahip başka merkezlerde de yapılmaması için teknik ya da tıbbi bir limit olmadığını söyledi.
Nakil üzerinde çalışmalar yapan diğer araştırmacılara göre, mevcut bulgular teşvik edici çünkü bu yaklaşım protez sistemlere başka türlü elde edilemeyecek ek sinirsel veri sağlıyor. Ancak, nihai karar uzun vadede hastaların protezlerini hangi şartlarda ve oranlarda kullandıklarının değerlendirmesiyle ortaya çıkacaktır. Bütün protezler için uyum zamanla azalır. Ayrıca motorlu protezler ağır, enerji ihtiyacı yüksek, genelde gürültülü ve hasarlandıklarında onarımı zordur.
Çeviren: Doğa Gündem
İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Blm
Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2015/02/150224192618.htm