Ana Sayfa Bilim Gündemi Ağır şizofrenlerin beyin ağ yapıları farklı

Ağır şizofrenlerin beyin ağ yapıları farklı

147

Görsel: Beynin MR (Manyetik Rezonans) görüntüsü.

Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi’nin yeni araştırmasına göre; ağır şizofreni vakası olan kişiler ile diğer sağlıklı, şizofren ya da bipolar bozukluğu olan kişilerin beyin ağları karşılaştırıldığında, aralarında önemli farklılıkların olduğu gösterildi.
Bu çalışma, beyin ağlarını haritalandırmada yeni bir yöntem kullanan, Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi’nin Campbell Aile Akıl Sağlığı Araştırma Enstitüsü’ndeki araştırmacılar tarafından yürütüldü ve JAMA Psychiatry dergisinde yayımlandı.
Rapordan sorumlu yazar ve Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi’nde yönetici olan Dr. Aristotle Voinescos, “Bulgular birinci öncelik olarak şizofren kişilerin iyileşmesine yardımcı olacak, 20 yıl kadar öncesine dayanan teşhislerde bile. Sosyal izolasyon, iş ve ilişki eksikliği ve kronik yetersizlikler bu kişilerde çok yaygın” diyor.
Şizofreni, her 100 kişiden birini etkileyen, sanrı ve halüsinasyon görme semptomlarıyla bilinen ve antipsikotik ilaçlarla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Fakat motivasyon eksikliği ve sosyal yıkım da, hastalığın diğer karakteristik semptomlarıdır. Bunlar negatif belirti olarak da bilinir.
“Bu negatif belirtilere, yaklaşık her beş şizofrenden birinde rastlandığını” söylüyor Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan, makalenin başyazarı olan Dr. Anne Wheeler. Bu noktada, olumsuz etkiler için bir çare bulunmuyor, bundan dolayı araştırmacılar bu psikotik kişileri normal hayatlarında gözlemlediklerinde, bu onların üstünde çok büyük bir etki yaratmış,
Biyolojik, beyin tabanlı göstergeler, şizofren kişilerde hastalığın teşhisinde yardımcı olabilecek. “Yoksa bunun klinik çalışmalarla belirlenmesi yıllar alabilir” diyor Dr. Voineskos.
Çalışma, manyetik rezonans (MR) beyin görüntüleme tekniği kullanılarak, 128 şizofren ve 130 sağlıklı kişide iki farklı yerde ve 39 bipolar bozukluğu olan ve 43 sağlıklı kişide üç farklı yerde gerçekleştirildi. Bipolar bozukluğu olan hastalarda aynı zamanda psikotik belirtiler de görüldü, fakat bunlar olumsuz belirtiler değildi, bundan dolayı hastalar kontrol grubu olarak görev yapmış oldular. Bu çalışmanın yürütüldüğü üç ayrı yer, Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi (Kanada), Zucker Hillside Hastanesi (Glen Oaks, New York) ve Akıl Sağlığı Merkez Enstitüsü (Mannheim, Almanya).
Araştırmacılar beyindeki bağlantı seviyeleri ya da genel ağ yoğunluğu analiz yöntemini kullandılar. Dr. Voineskos “Ağır şizofren ve diğer grupları, daha iyi durumda olan şizofreniler de dahil olmak üzere karşılaştırarak, beyin bölgeleri arasındaki bağlantı miktarının değişimini bulduk” diyor. “Bu şizofreninin sadece bir bozukluktan kaynaklanmadığının güçlü bir kanıtı oldu.”
Bu çalışma aynı zamanda, aynı takımın daha önce yaptığı, daha ağır şizofreni vakalarında, beyindeki beyaz madde dokularının bağlantılarının değişimini gösteren çalışmayı da onaylamış oldu.
Makalede yazıldığına göre, bu bozulmuş ağlar, hastanın sosyal işlev deneyimleri ve negatif semptomlarla ilintili beyin süreçlerinde önem taşıyor. ABD Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü, bu bulgulara dayanılarak yapılan, çok sayıda şizofren üzerinde yürütülen çok-merkezli bir çalışmayı yürütüyor ve finanse ediyor; bu çalışmada, beyin döngüsündeki büyük çaplı bozukluğun, sosyal işlevleri de bozması konu ediliyor.
Bu çalışmalar vasıtasıyla, özel beyin döngüleri belirlenip, negatif semptomlar ve sosyal işlevsizlik için yeni terapi yaklaşımları geliştirilebilir. Bu kapsamda, Bağımlılık ve Akıl Sağlığı Merkezi’nde görsel teknoloji ve beyin simülasyonları kullanılarak benzer çalışmalar yürütülüyor.

Çeviren: Rıza Acar
İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Blm

Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2015/03/150318130334.htm

Önceki İçerikGece yaşayan insanların psikopat eğilimleri mi var?
Sonraki İçerikYaşlı beyinler akıllıdır, yavaşlıkları bundandır…