Avustralya Ulusal Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, sinesteziye, yani renkleri duyma, sesleri görme ve diğer çapraz duyum durumlarına yeni bir ışık tuttular.
Araştırmanın yöneticisi, Avustralya Ulusal Üniversitesi Fizyoloji Araştırma Okulu’ndan Dr. Stephanie Goodhew, bulgularının, sinestezide ilgili kavramlar arasında güçlü zihinsel ortaklıklar olduğunu gösterdiğini söyledi. Goodhew, “Onlar için ‘doktor’ ve ‘hemşire’ kelimeleri ne kadar yakın ilişkiliyse, ‘doktor’ ve ‘masa’ da bir o kadar birbiriyle alakasız. Sinestezi olmayan insanlardan çok daha fazla bu böyle” diyor.
Dr. Goodhew sinestezinin her 100 kişiden birini etkilediğinin tahmin edildiğini belirtiyor. Bulgular, araştırmacıların sinestezinin gizemini anlamalarına yardımcı olabilir.
Dr. Goodhew sinestezik kişilerde, farklı beyin bölgeleri arasında, özellikle beynin ne düşündüğümüzle ilgili dil bölgesi ve renkleri algılayan bölgesi arasında güçlü bağlantılar olduğunu söylüyor. Bu bağlantılar tetikleyici etkiye neden oluyor, beynin bir bölgesindeki uyaran diğerini aktifleştirebiliyor. “Şekilleri duymak gibi şeyler yaşayabiliyorlar, örneğin bir üçgen ses ya da renk deneyimini tetikleyebiliyor, ya da onlar belirli bir ses duydukları zaman tat duyumları buna özelleşebiliyor” diyor Dr. Goodhew. “Bir kişi kokunun belirli şekilleri olduğunu anlatmış. Örneğin temiz havanın kokusu dikdörtgen, kahveninki kabarık bulut şeklindeymiş ve insanlar kare ya da daireyi koklayabilirler demiş.” Goodhew’in araştırması, sinestezik insanların kelimeler arasındaki kurdukları anlamların boyutlarını ölçmeye odaklanmış.
“Biz aslında sinestezik kişilerin, duyusal deneyimleri arasında çok sert kabuklara sahip olmalarından ötürü, uyaranlar arasında kavramsal seviye ilişkilerinin vurgulanmadığı daha somut bir düşünce tarzına sahip olabileceklerini tahmin ediyorduk” diyor Goodhew; ama bunun tam tersini bulmuşlar.
Çeviren: Rıza Acar
İTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik Blm
Kaynak: http://www.sciencedaily.com/releases/2015/04/150413214343.htm