Ana Sayfa 137. Sayı Logicomix: bir arayış serüveni

Logicomix: bir arayış serüveni

488

“Her öykü gibi,
bizimkinde de insanlar
tutkularının peşinden gidiyor!”

Apostolos Doksiadis

Bertrand Russell 80. doğumgününde, uzun yıllar süren araştırmalara dayanan felsefesini ‘kesinlik arayışı’ olarak özetler. Bu kesinlik arayışı onu önce matematiğe, sonra mantığa yönlendirir. Ancak bu alanda da işlerin Russell’ın umduğu gibi gideceğinin garantisi yoktur. Tabii Russell’ın ulaştığı noktada yaşadığı hayal kırıklıkları, keşif heyecanından bir şey eksiltmez.

Logicomix, bizi bu serüvene ortak olmaya davet ediyor. Çizgiroman türündeki bu kitabın süper kahramanları ise Mantıkçılar! 20. yüzyılın büyük isimlerinden Frege, Hilbert, Russell, Whitehead, Wittgenstein, Gödel bu öykünün birbirinden ilginç özelliklere sahip karakterleri. Görevleri hiç de kolay sayılmaz. Mantık aracılığıyla kesin bilgiye ulaşmanın yollarını bulabilecekler midir? Evrensel sembolik bir dil inşa edebilecekler midir? Başta kulağa tuhaf gelebilecek bu çizgiroman-mantık işbirliğinden, olası önyargıların aksine, eğlenceli bir okuma doğuyor.

20. yüzyıl düşüncesine önemli katkılarda bulunmuş Russell’ı tek bir sıfatla nitelemek mümkün değil: felsefeci, matematikçi, mantıkçı, barış ve özgürlük savunucusu, siyasi aktivist. Bunların yanı sıra kurallar ve kısıtlamalarla geçen çocukluğu, merak ve keşif tutkusu, özgürlük ve adalet duygusuna sahip olması, kadın ve çocuklara yaklaşımı dikkate değer unsurlar. Dolayısıyla Russell bilimsel başarısının ötesinde kişiliğiyle de farklı bir portre oluşturur.

Öykü ikili bir anlatımla ilerler: Birincisi, danışman-yazar-çizerlerin bir araya gelip öyküyü kurma süreçleri. İkincisi, Russell’ın çocukluğundan başlayarak İkinci Dünya Savaşı’na kadar geçen dönemde yaşadıkları. İlk düzlemde merak konusu, çizgiromanın neyi dışarıda bırakıp neyi içereceğidir. Öykü, ekip üyelerinin fikir alışverişleri, tartışmalarıyla şekillenir. Biyografik ayrıntılar ve derinlikli kavram tartışmaları dahil edilmez; kitabın sonunda gerekli görüldüğü ölçüde bilgi notu olarak verilir. Kurgu-gerçeklik konusundaki sorulara yanıtlar aranır. İkinci etapta, 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın patlak verdiği sırada Russell, bir üniversitede “İnsan İlişkilerinde Mantığın Rolü” başlıklı bir konferans vermek üzere Amerika’ya gider. Konferansta “Mantık biliminin” doğuşunu ve gelişimini kendi hayat hikâyesi üzerinden anlatmaya başlar.

Bilimsel tartışmaların, yeni çözümlemelerin ele alındığı bölümler epey renkli. “Sonsuzluk”, “Kümeler Teorisi”, “Russell Paradoksu”, “Tipler Kuramı” gibi Mantık dünyasında önemli adımlar olarak görülen teorik konulara, merak uyandıran sorular ve örneklerle değiniliyor. Frege, Aritmetiğin Temelleri’nde (1884) matematiğin mantığa indirgenebileceğini göstermiştir. Russell’ın, Frege’nin sisteminde gördüğü bir çelişki matematik dünyasında büyük bir krize sebep olur: “Temeller Krizi”! Russell’ın Paradoksu olarak anılan açmaz, tüm kümelerin kendisini kapsamadığı üzerine kuruludur. Kendilerini kapsamayan kümelerin kümesi olsun, diyelim. Bu küme kendisini kapsar mı yoksa kapsamaz mı? “Evet, kapsar,” dediğimizde kapsamadığı, “hayır, kapsamaz,” değimizde kapsadığını belirtmiş oluruz. Her iki durumda da çelişki ortaya çıkar. Ayrıca bakılabilir, Russell bunu “berber örneğiyle” açıklar.

Logicomix, karakterlerin bilim dünyasına katkılarını temel düşünceleriyle aktarırken, kişiliklerini de yansıtmaya çalışıyor. Düşüncelerinde olduğu kadar davranışlarında da Mantığa bağlı kalan Frege ve Wittgenstein neredeyse karikatürize ediliyor. Bir örnek: Russell ve eşi Alys, Frege’yle tanışmaya giderler. Russell bahçeyle ilgilenmekte olan birine “Affedersiniz, burası Profesör Frege’nin evi mi?” diye sorar. “Hayır burası bahçesi! Evi orada!” diye yanıt verir adam. “Profesör evde mi acaba?” “Hayır, bahçede. Profesör benim. Siz kimsiniz?” Russell konferansta şu yorumu yapar: “Mantıkçıların tuhaf huylarını henüz bilmiyordum. En belirgin huylarıysa, her zaman söyledikleri şeyi kastetmeleriydi!” (s.120)

Çizgiromanda, savaşların trajik etkileriyle birlikte Russell’ın ahlaki tutumu da sergileniyor. 1914’te Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi Russell için bir kırılmadır. O tarihten itibaren politik kişiliğiyle ön plandadır. Geniş kitleleri barışçı bir tutumu benimsemeye çağıran konferanslar verir, denemeler yazar. Hatta Amerika’nın müdahalelerini eleştirdiği gerekçesiyle kendisine altı ay hapis mahkûmiyeti verilir. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in karşısında yer alan güçleri savunurken buluruz Russell’ı. Amerika’da verdiği konferansta bu nedenle barışçı Amerikan öğrencilerin eleştirilerine maruz kalır. Çizgiromanda, İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında Viyana Çevresinden kişilerin karşılaştığı baskı ve şiddetin trajik biçimde yansıtıldığını görürüz. Ancak Russell politik ve etik konularda öğrencilere belli bir görüş önermez; “adalet”, “sorumluluk” gibi birtakım değerlere işaret ederek, cevabı onlara bırakır. Çizgiromanda kapanış, intikam duygusunun konu alındığı meşhur Yunan tragedyası, Aiskhylos’un Oresteia’sıyla gerçekleşir.

Derleyip toparlamak gerekirse, Logicomix Russell’ın hayatını merkez alarak dönemin Mantıkçılarının bilginin arayışıyla geçen yolculuklarını anlatıyor. Bu arayışta karakterlerin yaşadıkları aydınlanmaların yanı sıra umutsuz durumlarını, korkularını, isyanlarını, hayal kırıklıklarını açık biçimde -gerçek anlamıyla da- resmediyor. Elbette, bütün bu duyguların ifadesinde çizgilerin etkisi büyük. Hikâyede, trajedi ve komedinin dengelendiğini söylemek mümkün; komik unsurlar yaşanan acı olayların gerçekliğini perdelemiyor, aksine daha açık bir şekilde görünmesine yardımcı oluyor.

– Logicomix, Yazarlar: Apostolos Doksiadis – Hristos H. Papadimitriu, Resimleyenler: Alekos Papadatos – Annie Di Donna, Çev. Özge Özgür, Albatros Kitap, 2012, 345 s.

Önceki İçerik17 Ağustos 1999 Kocaeli-Gölcük depreminin 16. yılında büyüyen şehirlerimiz ve deprem riski
Sonraki İçerikKitapçı Rafı – 137