Güneş Sistemi’nin en dışında, daha önce gözlemlenmemiş yeni bir cisim keşfedildi. Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığından yaklaşık 100 kat daha uzakta olan cisim; ilkel Güneş Sistemi’nin kalıntısı olabilir (Dünya-Güneş arası olan uzaklık 1 Astronomik Birim olarak tanımlanır ve 1 AB ortalama 150 milyon km’dir.)
Gökbilimciler Güneş Sistemi’nde gözlemlenebilmiş en uzak mesafedeki nesneyi tespit etmiş olabilirler. Bu cansız dünya ile Güneş arasındaki mesafe, Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 103 katı. Keşif, daha önce Dünya-Güneş uzaklığından 90 kat daha uzakta gözlenen cüce gezegen Eris’in uzaklık rekorunu kırıyor.
Carnegie Bilimler Enstitüsü’nde gökbilimci Scott Sheppard, 10 Kasım tarihindeki Amerikan Gökbilim Topluluğu’nun gezegen bilimleri toplantısında cismin keşfini duyurdu.
Cisim, Kuiper kuşağı sınırının ötesine (Eris ve Plüton’a komşu) ve Oort bulutu olarak bilinen Güneş Sistemi’nin en dışındaki kısmın sınırları içine doğru konumlanmıştır. Bu uç noktadaki konumlanma, cismin bilimsel bir nitelik taşıyor olabileceğinin bir işareti olabilir. Bu eskiden kalan alanın içindeki nesneler bozulmadan günümüze ulaşarak, milyarlarca yıldır yörüngelerini takip ediyorlar.
Fakat gökbilimciler 103 astronomik birim uzaklıktaki cismin yörüngesini henüz tam belirleyecek kadar gözlemlemediler. Cismin yörüngesini takip ederken Güneş’e şu an olduğundan daha yakınlaşma olasılığı var. Bu, durumu gökbilimciler için daha az ilgi geçici hale getirecektir.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden gezegen bilimcisi Micheal Brown, “Henüz heyecanlanmak için bir neden yok, bunun biraz daha olağan (sıradan) bir açıklaması olduğuna iddiaya girmek isterim” açıklamasını yapıyor.
Yine de cismin keşfi, Güneş Sistemi’nin sınırlarına kısa bir bakış olanağı sunabilir. Oort bulutunun içinde bilinen iki dünya var: Birincisi Sedna olarak bilinen ve Brown ve çalışma arkadaşları tarafından keşfedilen cisim, diğeri ise 2012VP133 veya daha popüler ismiyle Biden olarak bilinen, Sheppard ve Trujillo tarafından bulunan cisim.
Sedna hiçbir zaman Güneş’e 76 astronomik birimden fazla yaklaşmadı, VP113 ise 80 astronomik birim kadar yaklaşmıştı. Eğer yeni bulunan nesne, şimdiye kadar Güneş’e en çok 103 astronomik birim kadar yakınlaştıysa, Oort bulutunun bilimsel olarak büyüleyici yeni bir sakini olarak diğer iki nesneye katılacak.
Fakat 103 astronomik birim uzaklıktaki nesne Güneş’e daha yakınlaşırsa, Kuiper kuşağının dış sınırını yaklaşık olarak 50 astronomik birim geçip, buradaki diğer nesnelerin sırasına katılacak. Kuiper kuşağının daha sıradan sakinlerinin yörüngeleri gibi yörüngesi, Neptün’ün kütleçekimsel etkisinden dolayı genişleyecek.
Biliminsanları için Oort bulutunun içindeki cisimler Kuiper kuşağındaki cisimlerden daha ilgi çekici, Çünkü bu nesneler Neptün’ün çekiminden etkilenmeyecek kadar Neptün’e uzaklar ve yörüngeleri 4,5 milyar yıl önce şekillenen ilkel Güneş Sistemi’nin koşullarını yansıtıyor. Bu şartlar gökbilimcilerin ilgilerini Oort bulutu cisimlerinin üzerine topluyor.
Sheppard ve Trujillo 103 astronomik birim uzaklıktaki cismi, Mauna Koa’nın tepesindeki Subaro Teleskopunu kullanarak keşfetti. Araştırmacalar Şile’deki Magellan teleskopunu kullanarak objeyi önümüzdeki hafta gözlemleyebilecekler ve 1 yıl içinde de yörüngesini hesaplayıp, Oort bulutunun içinde yer alıp yer almadığını kesin olarak öğrenecekler.