Ana Sayfa Bilim Gündemi Cumhuriyet yönetimi Bilim ve Teknoloji ekini kapatıyor!

Cumhuriyet yönetimi Bilim ve Teknoloji ekini kapatıyor!

212

Eğer yayınına devam edebilseydi, Şubat 2016’da 30. yılını dolduracak olan Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji eki kapatılıyor. Türkiye’de popüler bilim yayıncılığında önemli bir yer tutan Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji‘nin bugün  1501. sayısı yayımlanmıştı.

Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji ekinin 30 yıldır yayın yönetmenliğini yapan Orhan Bursalı, odatv’ye özetle şu açıklamayı yaptı: “Gazete yönetiminden bana daha yeni tebliğ ettiler. Tasarruf tedbirleri olduğu söylendi. Burada çalışan 3 kişiyi çıkardılar. Ben şu an, sanırım yazılarımdan dolayı çalışıyorum.”

Gazeteci Bursalı, Odatv’nin “Üzgün müsünüz?” şeklindeki sorusunu ise şöyle yanıtladı:

“Üzgün değilim. 1501 sayılı dergiyi kapatanlar düşünsün. Şubat’ta 30 yılı doldurmuş olacaktık. Türkiye’nin düşünce, bilim ve teknoloji ihtiyacına yönelik önemli bir yayıncılık yaptık. Bunun gönül rahatlığı içindeyim.”

Orhan Bursalı ile, Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji ekinin 1000. sayısını çıkarması dolayısıyla bir söyleşi yapmıştık. Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji ekinin çıkmış 1000 sayısını, yeni yönelimlerini ve Türkiye’de popüler bilim yayıncılığının durumunu ve kimi sorunlarını konuştuğumuz söyleşi, Bilim ve Gelecek’in Mayıs 2006 tarihli 27. sayısında yayımlanmıştı. Aşağıda sunuyoruz.

(Yukarıdaki fotoğraf bu söyleşi sırasında çekilmiştir. Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji ekinin mutfağını yılllarca omuzlamış ekip. (Soldan sağa) Tüles Hasdemir başından beri dergide; dergi sayfalarının grafik uygulamasını yapıyor, görsel yönetmen olarak çalışıyor. Nilgün Özbaşaran Dede, dışarıdan yardım ediyor, telifle çalışıyor. Orhan Bursalı, ilk sayıdan beri editör. Reyhan Oksay son yirmi yıldır, derlemeler, çeviriler, röportajlar yapıyor. Bu kadroya, köşe yazarlığından biraz daha fazla olarak dergi mutfağında yer alan Osman Bahadır‘ı da eklemek gerek.)

 

1000. sayıya beş kala: Cumhuriyet Bilim Teknik

 

Orhan Bursalı ile / Cumhuriyet Bilim Teknik Editörü

 Söyleşi: Nalân Mahsereci

 

Cumhuriyet Bilim Teknik 20 Mayıs 2006’da çıkacak sayısıyla, 1000. sayısına ulaşmış olacak. Cumhuriyet gazetesinin yaklaşık 20 yıldır haftalık bilim eki var; gazete bir bilim eki çıkarmak ve istikrarlı biçimde sürdürmekle, Türkiye’de ilk ve tek olma niteliğini koruyor. Bir süredir Hürriyet gazetesi de bilim eki çıkarıyor ama, eki almak isteyen okura ekstra bir ücretle satıyor. Popüler bilim yayıncılığında, hatta genel anlamda dergicilikte 1000. sayıdan söz etmek dile kolay, ama zorlu bir başarıyı işaret ediyor. Benzer sorunların boğuşanları olarak, Bilim Teknik’e nice 1000. sayılara diyelim ve dergiye bugüne dek emeği geçmiş herkesi kutlayalım.

1000. sayıda yeni bir yönelim

– Sayın Orhan Bursalı, Bilim ve Teknik’in yayıncılık serüveninin nasıl başladığından söz eder misiniz?

– 1986’da, Cumhuriyet dergiler çıkarma projesini gündeme almıştı. Birkaç dergi önerisi götürdüm, görüşmelerden sonra, bir bilim ve teknik dergisi çıkarma konusunda anlaşmaya vardık. Bilim Teknik’in hayata doğması, böyle oldu. Bilimsel düşüncenin yaygınlaşması, bilim ve teknoloji alanında üretici olunması gibi düşüncelerle yayınını 20 yıldır sürdürüyor.

Tabii Cumhuriyet’in bu konudaki seçimi önemli. Ülkemizde bilimin, olmazsa olmaz ana düşünce ve sektörlerden olması gerek. Türkiye Cumhuriyeti de en başta bir bilim cumhuriyeti olarak geliştirilmeye, bilimin temelleri üzerinde yükseltilmeye çalışıldı. O nedenle Cumhuriyet’in tarihten gelen misyonuyla uyumlu bir seçenekti bilim dergisi çıkarmak.

– 1000. sayı için özel bir yayın hazırlığınız var mı?

– Dergiyi iyice elden geçiriyoruz. Görünüşü, tasarımı ve logosundaki değişikliklerle birlikte, ismini de Bilim Teknoloji’ye dönüştürüyoruz.

– “Teknik” ve “teknoloji” terimleri arasındaki ayrım, neye karşılık geliyor sizin için?

– Teknolojinin daha kapsamlı olduğunu düşünüyoruz. Teknik sanki bazı şeylerin yapısal olarak çalışma biçimi vs. ile sınırlıyken; teknoloji hepsini kapsıyor, o nedenle bu değişikliği yapıyoruz. İkincisi, dergiyi Türk sanayisine açmak gibi bir niyetimiz var. Türkiye’de bilim ve teknoloji alanındaki araştırma-geliştirme çalışmalarının hızlanmasını istiyoruz. Ülkemiz ekonomisi bilim ve teknolojiye dayalı olarak yeniden örgütlenmeli; sağlam, üretici, yenilikleri iyi kullanan bir ekonomi olmalı. Cumhuriyet Bilim Teknik’in bilim ve teknoloji ana politikalarından birisi budur. Bunu bir adım ileriye götürerek, Türkiye’de teknoloji üreten öncü şirketlerle daha yakın bağ kurmak istiyoruz. Laboratuvarlarda neler oluyor, araştırma merkezleri neleri programladı, AR-GE politikaları neler; bu konularda haber yapalım, röportaj yayımlayalım; yanı sıra teknoloji liderlerine dergimizde her hafta bir köşe ayıralım, orada düşüncelerini yazsınlar.

– Bu durumda derginin sayfa sayısı artacak mı? Bilim Teknik’de aynı zamanda Türkiye’den özgün makaleler, dünyadan haberler, çeviriler oluyor. Bu yeni yönelimle derginin içindeki ağırlıklar değişecek mi?

– Yine temel bilimlerde dünyada olan bitenleri yakından izleyecek, haberleri güncel biçimde vereceğiz; ama belki dengeyi yeniden kuracağız. Yani ilanla beslenirse, derginin sayfa sayısını keyifle artırırız. Böylece ana konularımızdan fedakârlık yapmadan, yeni alanlara yer açmış oluruz.

– 1000. sayıyı bir dizi etkinlikle kutlama düşüncenizi editör köşenizde yazmıştınız. Program oluştu mu?

– 1000. sayı için iki tane toplantımız var: İlki, teknoloji liderleriyle 25 Nisan’da yapacağımız. Yeni politikamızı açıklayacağız; görüşlerini, önerilerini alacağız. Bir de bilim-teknoloji paneli yapacağız, 25 Nisan’da. Karşılıklı bir ilişki kurmak istiyoruz, onlar da bir duyuru ortamı olarak görsün dergiyi.

İkinci toplantımız Mayıs sonuna doğru olacak, “bilim ve toplum” temalı. Programın ayrıntıları henüz oluşmadı. “Bilim ve toplum” konularında yazılar sipariş etmeye başladık. 7-8 konuşmacı olabilir, popüler bilim dergilerinin toplumdaki işlevine açılım yapılabilir, vs.

– Cumhuriyet Bilim Teknik bu 1000 sayı boyunca içerik ve biçimsel açıdan nasıl değişimler geçirdi; yeni bölümler, köşeler, yazarlar vs. gibi belli başlı gelişmeler neler oldu?..

– Daha güncel, daha gelişkin, daha popüler, daha anlaşılır olduğumuzu düşünüyorum. Bilimle teknolojiyi daha iyi kavradık; gelişmeleri daha yakından izliyoruz. Yayıncılık şöyle bir şeydir, sürekli bir kendinizi yenileme temposu içinde olacaksınız.

İlk yılların dergilerini karıştırdığımda, bugün daha bir olmamız gereken yerde bulunduğumuzu görüyorum. Bunun yayıncılık ilkeleriyle ilgili bir tarafı da var; arkadaşlarımız çevirilerde biraz daha yetkinleşti, editörlük anlayışlarımız biraz değişti. Geçmişe baktığım zaman, bugün çıkartmayacağım, imza atmayacağım dergiler olduğunu görüyorum, koymayacağım bir sürü yazı var.

– Beğenmeme nedenleriniz neler geçmişteki sayıları; zayıf olması mı, yanlış olması mı?

– Zayıf olması, evet; belki de yanlış olması. Şimdi tam ayrıntı veremeyeceğim ama, bilgisayar-bilişim alanında çok özel konulara yer verdiğimizi anımsıyorum; ki çok azınlık okuru var. Tabii ki derginin azınlık okurlarının okuyacağı yazıları olmalı, onları dışlayamayız; fakat yazının okur kitlesine uygun bir hacimde, belli bir detayda olması gerekir. Popüler niteliğinizi yitirir, çok zor konulara girerseniz, okurla ilişkiniz zayıflayabilir. Çünkü onlar uzmanlık alanları dergilerinin konuları. Bize düşen oradan haberleri dergiye taşımak ve referans kaynağı vererek, ilgili okurun gidip oradan izlemesini sağlamak.

 

 

Orhan Bursalı - Nalân Mahsereci

Orhan Bursalı, Nalân Mahsereci‘nin soruları, Cumhuriyet’in şu günlerde taşınacağının konuşulduğu Şişli’deki binasında, Bilim Teknik’e ayrılmış odada yanıtlamıştı.

 

Türkiye’de popüler bilim yayıncılığı ve kimi sorunlar

– Türkiye’de popüler bilim yayıncılığını nasıl değerlendiriyorsunuz ve Cumhuriyet Bilim Teknik’in bu alandaki işlevini nasıl görüyorsunuz?

– Türkiye’de yayımlanan bilim dergilerinin sayısı az değil. Focus var, Bilim ve Gelecek, Bilim ve Ütopya, TÜBİTAK Bilim ve Teknik, sonra yine TÜBİTAK’ın çıkardığı Bilim ve Çocuk ve Hürriyet’in haftalık dergisi var.

Bizim ayrıcalığımız, haftalık olmamız nedeniyle bilim haberlerini daha yakından izleyebilmemiz ve tartışmaları daha erken ve canlı bir biçimde sürdürebilmemiz. Bunun sadece bizde olduğunu düşünüyorum. Haber dergisi niteliğimizi korumaya, güncel kalmaya çalışıyoruz. Bilimin temel konularını alıp yaparız, ama eğer güncel bir itici gücü yoksa, bizim için geri plandadır. Yeni bir tarafı olması, ya bir güncel gelişmeyle bütünleşmesi, ya da araştırma sonuçlarının onu gündeme getirmesi lazım.

Yanı sıra, popüler bilim kitapları çok iyi. Eskiden yılda birkaç tane belki yayımlanırdı. Bugün popüler bilim kitaplarının kâr getirebileceği ve bu yayıncılık türünün kendisini yaşatabileceği görüldü. Tabii ki daha çok yabancı yazarların kitapları basılıyor; ama normal karşılıyorum. Henüz popüler yazarlar yetiştiremedik, keşke yetişse…

– Biliminsanlığı yetmiyor tabii, popüler bilim yazarı olmak için; anlaşılır ve ilgi çekici yazmayı bilmek gerek; yani yazarlık donanımı kazanmak…

– Evet, yetmiyor. Ama bilim insanı olup, aynı zamanda popüler de yazabilen çok insan var dışarıda. Türkiye’de bu meseleye merak duyan çıkmadı. Büyük yayınevleri sipariş vermeli bilim konularında, yazarların yetişmesini teşvik etmeli.

Bizde popüler bilim sektörü profesyonel anlamda yetişmedi. Örneğin, televizyon yayıncılığında popüler bilim editörlüğü sıfır; popüler bilim programı yok. Discovery kanalları var, izlenen. Onlar da yüzyılların verdiği birikimle, görsel yayıncılığı çok iyi başarıyor.

– Pek çok gazetenin bilim sayfası var ama, bu sayfalarda asıl olarak çeviri esaslı yayın yapılıyor. Türkiye’deki bilimsel gelişmeleri takip eden, haberleştiren bilim muhabirleri de yok…

Bir bilim eğitiminin olması lazım. Sağlıkla ilgilenen muhabirler; bilgisayar, telekomünikasyon ya da internet gibi teknoloji ürünlerini izleyen gazeteciler yetişiyor. Fakat ürün tanıtımlarının dışına çıkan, bilim ve teknolojinin temel sürecini kavramış ve bu konuda yayın toparlayan muhabirler, bilim gazetecileri diyeyim, henüz yok. Belki gazeteler karar alarak, editörleri arasına böyle birer kişi katarsa, sanırım daha ciddi gelişme kaydedilir.

Bilim Teknik’i kimler okuyor?

– Köşenizde, “Bilim Teknik bir dergi niteliği kazandı; okurları sadece Cumhuriyet gazetesinin okuru değil” diye yazmıştınız. Cumhuriyet okurlarının ne kadarının Bilim Teknik’i okuduğunu ve aslında Cumhuriyet okuru olmayıp, Bilim Teknik için gazeteyi alan okur sayısını tahmin edebiliyor musunuz?

– Sadece Bilim Teknik için gazeteyi alan 6-7 binlik bir ekstra kitlenin olduğunu düşünüyorum. Derginin ilk yılında yaptığımız ankete göre, gazete okurlarının yüzde 92’si Bilim Teknik’i izliyordu. Cumhuriyet yeniden bir anket yapıyor, bu daha net biçimde ortaya çıkacak. Dergiyi açıp sadece başlıklara bakanlar da bizim okurlarımız bir şekilde, çünkü bir enformasyon alıyor, bu bizim için önemli. Ama gazete okurunun yüzde kaçı Bilim Teknik’i hiç bakmadan kenara koyuyor, doğrusu ben de merak ediyorum.

– Okur profilinizi tanımlayabiliyor musunuz?

– Türkiye’nin bilim dünyası, akademisyenlerin kendi alanıyla ilgili yenilikleri, gelişmeleri, tartışmaları, fikirleri takip eden kesimi bizi izliyor. Meraklı, dünyayla ilgili bir okur kitlemizin olduğunu söyleyebilirim. Okurlarımız arasında gençler, ev kadınları, çalışanlar var; çok şaşırtıcı, edebiyat dünyasından izleyenlerimiz var. Bilim ve teknolojideki gelişmeleri hayatın önemli bir alanı olarak gören herkesin bizler gibi dergileri bir şekilde izlediğini düşünüyorum. Ama yeterli mi derseniz, “değil” derim. 60-70 bin akademik kadrosu olan, yüz binlerce öğrencisi olan bir ülkede, güncel bilim haberlerini izleyen bir derginin çok daha fazla satması gerek.

– Teşekkürler, Sayın Bursalı.

 

 

 

Önceki İçerikBüyük memelilerin tükenmesi, dünyanın manzarasını sonsuza kadar değiştirebilir
Sonraki İçerikVejetaryen ve sağlıklı diyetler çevreye daha mı çok zarar veriyor?