Bilim ve Gelecek Büyükçekmece Temsilciliği, 26 Mart’ta Doç. Dr. Barış Özener’in sunumuyla “Irk mı Çeşitlilik mi” konulu, 16 Nisan’da Doç. Dr. Derya Atamtürk’ün sunumuyla “İnsanın Evrimi” konulu semineri gerçekleştirdi. İki genç biliminsanı konuyu aktarımlarındaki ustalıkları kadar içtenlikli yaklaşımlarıyla da katılımcıların beğenisini kazandı. Temsilciliğimizin her ay düzenlediği seminerlere giderek artan sayıda ve her yaş grubundan izleyicinin (özellikle de gençlerin) katılımı konuşmacılarımızı da mutlu etti. Barış Özener konuşmasına “bu tür organizasyonlara katılmak bizim için zevk. Çünkü okulda anlattıklarımız daha çok ders olarak dinleniyor. Oysa burada her yaş grubundan merak ve öğrenme tutkusu içinde insanlarla birlikteyiz” diyordu. Nisan ayı konuşmacımız Derya Atamtürk ise, “ilginç bir nüfus dağılımı ile karşı karşıyayım. Her yaş grubundan dinleyici var. Bu beni gerçekten sevindirdi” diye duygularını belirtti.
Barış Özener sunumuna antropolojinin ne olduğu/olmadığını açıklayarak başladı. Günümüzde hâlâ antropolojiyi “ırk bilimi” olarak tanımlama yanlışının yapıldığını, modern antropolojinin üç ana soruya yanıt aradığını açıkladı. Bu üç ana soru: 1) İnsanlar / topluluklar fiziksel ve kültürel olarak neden farklılaşmıştır? 2) İnsanlar ve kültürler neden ve ne kadar benzeşir? 3) İnsanlar fiziksel ve kültürel olarak nasıl değişir? Barış Hoca’nın aktarımlarına göre “ırk bilimi” tanımına uygun farklılıkları öne çıkarma algısı bugün bile “biz-onlar” ayrımına, hatta ötekileştirmeye yol açmaktadır. Çünkü farklılıklarla üstünlük aranmaktadır. Bunun da kökenleri 15-16. yüzyıllardaki coğrafi keşiflerle başlayan kolonyalist anlayışa dayanmaktadır. Giderek gelişen bu ideolojik eğilim, 17-18. yüzyıllarda hayvanat bahçeleri içinde “insanat bahçeleri” oluşturularak “düşük” ırkların sergilenmesi ayıbına dek ulaşmıştır. Avrupa’nın üstün ırk olduklarını kanıtlama ayıbı kemik ölçümleri, kafatası yapısı vb. araştırmalarıyla 20. yüzyıla dek sürmüştür. 20. yüzyılda Ashley Montagu ve Jullien Hasly gibi modern antropologlar, ırk tasnifine dayanan farklılıkları arama anlayışının yanlışlığını ortaya koymuştur. Günümüzde modern antropoloji, insanlar arasındaki benzeşimlerin farklılıklardan çok daha fazla olduğu gerçeğini ortaya koyuyor. Yapılan genetik araştırmalar göstermektedir ki; dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın iki insan arasındaki gen benzeşmesi yüzde 99,9 farklılık ise yüzde 0,1’dir.
Derya Atamtürk de sunumuna, modern antropolojinin “sosyal antropoloji” ve “biyolojik antropoloji” olarak iki temel çizgide insan çeşitliliğini incelediğini belirterek başladı. İnsanı insan yapan özellikleri; 1) Dik yürüme, 2) Beyin ve kafatası yapıları ile bağımlı çocukluk dönemi, 3) Alet yapmak, 4) Çene ve diş yapısı olarak sıraladı. Atamtürk’ün aktarımlarına göre, günümüzden 5-7 milyon yıl önce dik yürümeye evrilmesi, 2-2,5 milyon yıl önce alet yapmaya başlaması, 1,9 milyon yıl önce Avrasya’ya yayılması, 600 bin yıl önce beynin hızlı bir büyüme göstermesi ve nihayet 50 bin yıl önce anatomik olarak bize benzeyen insanın ortaya çıkması tarihsel olarak insan olma sürecinin dönüm noktalarıdır. Afrika’da ortaya çıkan ilk insan, coğrafi zorunluluklar ve yaşama güdüsüyle Avrasya’ya yayılmış, bize benzer insanın ortaya çıktığı dönemden itibaren hızlı bir gelişme göstermiştir. Yine de yürüme, ağaca tırmanma, yerleşik hayata geçiş, ölüleri gömme, cinsiyete uygun (kadın-erkek) fiziki değişim, konuşabilme, sanat eserleri (duvar çizimleri) yaratma gibi özellikler uzun zamanlar almıştır. Evrimi tamamlanmış ya da tamamlanacak bir süreç olarak düşünmek doğru değildir. “İdeal insan” ya da ideal insana evrilme gibi kavramlar evrim düşüncesine uygun değildir. Bilinen şudur ki; insan değişen doğaya uyum sağlamak için değişmeye devam edecektir…
Seminer sonunda her iki konuşmacı neredeyse aynı cümlelerle, “bu kadar ilgili, bu kadar ilginç ve güzel sorular soran katılımcı ve de bir o kadar sıcak bir ortam beklemiyorduk. Her etkinlikte sizlerle birlikteyiz” diye duygularını dile getirdiler.
Ve bu taahhüdün sonucunu hemen aldık. Mayıs semineri konuşmacımız “İnsanın Evrimi” seminerine konuk olarak katılan Sayın Prof. İzzet Duyar olacak. İzzet Duyar Derya Atamtürk’ün eşi ve Barış Özener’in de hocası. O da bize 28 Mayıs’ta “Evrim Kuramının Evrimi”ni anlatacak.