Mısırla birlikte soya ve pamuk, ticari amaçlarla genetiği değiştirilmiş mahsullerin tamamına yakınını oluşturuyor. Yeni bir raporda, bu ürünlerin insanlar ve çevre için güvenli göründüğü sonucuna vardı.
Ulusal Bilim, Mühendislik ve Tıp Akademisi’nin 17 Mayıs’ta yayınladığı yeni rapora göre, genetiği değiştirilmiş mahsullerin insanlara ya da çevreye zarar vermediği gözlendi.
Son 20 yılın kapsamlı analizleri, genetiği değiştirilmiş gıdaların geleneksel olarak yetiştirilmiş olanlardan daha az güvenli olduğunu gösteren tatmin edici bir delil ortaya çıkarmadı. Üstelik, çalışmayı yürütenler değiştirilmiş ürünler ile çevresel problemler arasında inandırıcı bir nedensel ilişki de bulamadı. Bununla birlikte, araştırmacılar, nihai sonuçlara ulaşmanın her zaman kolay olmadığını ve uzun dönemli çevresel değişimlerin ölçümünün karmaşık bir iş olduğunu da not ediyor.
Haber ABD’de genetiği değiştirilmiş katkı maddesi içeren gıdaların etiketlenmesini öneren yasanın yarattığı politik kargaşanın ortasına geldi. Ancak, söz konusu olan gıda güvenliği ve çevre olunca, araştırmacılar nasıl üretildiğinden ziyade üretilenin ne olduğunun önemli olduğu sonucuna varıyor.
Araştırmacılar “Düzenlenmesi gereken yöntem değil, ürünün kendisi olmalı” ifadesinde bulunuyorlar.
Çeviren: Onur Kılıç
Boğaziçi Ünv. Felsefe Bölümü
Kaynak: Meghan Rose, https://www.sciencenews.org/blog/science-ticker/new-analysis-genetically-engineered-foods-not-health-risk
