Ana Sayfa 150. Sayı Fethullah’ın şarlatanlıkları

Fethullah’ın şarlatanlıkları

347

Sakin bir dergi hazırlığı yapacağımızı düşünmüştük. Elimizde güçlü dosyalar vardı. Bayram tatilinden sonra toplanır, derginin içeriğini rahat rahat işleriz demiştik. Yanılmışız! Yazıişleri toplantısını yaptığımız 15 Temmuz akşamı, toplantı sonrasında malum darbe girişimiyle karşılaştık bütün Türkiye gibi. Ondan sonra dergi nasıl hazırlandı, nasıl çıktı, doğrusu biz de bilmiyoruz! Neyse ki sağlam bir yazıişleri tezgahımız ve elimizde yayınlanmayı bekleyen kaliteli makalelerimiz ve dosyalarımız var.

Bilim ve Gelecek’in 95. (Ocak 2012) ve 98. (Nisan 2012) sayılarının kapak dosyalarını “F-Tipi Bilim: Hoca’nın İlmi” ve “Cemaat A.Ş.’nin Teorik Temeli: Hoca’nın İktisadı” başlıklarıyla Fethullah Gülen’in şarlatanlıklarına ayırmıştık. Gülen’in o zamana dek yazdığı makale ve kitapları tek tek taramıştık. Ne ararsan vardı: Ruhlar, cinler, periler, melekler, medyumlar, büyüler, fallar, muskalar… Parapsikoloji, telekinezi, radyestezi, ruh çağırma seansları, öte dünya deneyimleri, falcılık… İşçi düşmanlığı, sermaye yandaşlığı, boyun eğme savunusu, takiye kapitalizmi… Daha sonra bu dosyaları daha da genişletip derleyerek Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan “F-Tipi Bilim: Hoca’nın ‘İlmi’” adlı bir kitap da çıkarmıştık. Bu halk düşmanı ve vatan haini gerici yapının ideolojik temellerinin iyice anlaşılması için bu kitabın yeniden okunmasında ve daha da yaygınlaştırılmasında fayda vardır. Herkese öneriyoruz.

Tabii, bu yayınların hemen sonrasında dağıtım koşullarımızın ağırlaştırıldığını, önümüze yığınla vergi borcu çıkartıldığını, AKP’nin Kültür Bakanlığı’nın aboneliklerinin ve kitap alımlarının bıçakla kesilir gibi sonlandırıldığını söylemeye bile gerek yok. Kaldı ki, biz de Cemaat gazisiydik: İdare Müdürümüz Baha Okar, uydurma “Devrimci Karargah” davasına, her biri akıl tutulması anlamına gelen sözde “kanıtlarla” bağlanmıştı ve cezaevindeydi.

Neyse, devleti ve orduyu ağ gibi sarmış Fethullah Cemaati’nin darbe girişiminin başarısız kalmasıyla deyim yerindeyse uçurumun kenarından dönmüştür Türkiye. Fakat bu yapının bir Amerikan beşinci kolu olduğu, özellikle AKP döneminde beslenip büyütüldüğü, gözetildiği, el ele birçok gerici operasyon yapıldığı, devlet ve ordu içine sızmasına destek verildiği gözden kaçırılırsa ülkeyi daha pek çok belanın beklediği açıktır.

***

Elinizdeki 150. sayımız psikiyatri ağırlıklı. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Hakan Kızıltan’ın değerli çalışması “Narsisizm Nedir?” kapak dosyamız. Kızıltan, narsisizmi ve narsisistik kişilik bozukluğunu bütün yönleri ve tarihçesiyle incelemekle kalmıyor, günümüz kapitalizmini “Narsisizm Çağı” diye niteleyerek konunun toplumsal boyutlarını da irdeliyor. Psikiyatr Cemal Dindar ve arkadaşlarının Nisan ayında gerçekleştirdikleri atölye çalışmalarının raporlarından oluşan “Birey ve grupta yıkıcılığın kökenleri ve biçimleri” başlıklı dosyamız bu sayının bir diğer önemli parçası. İlgi ile okunacaklarını düşünüyoruz. Hasan Gören’in “Bir geçiş dönemi ideolojisi olarak postmodernizm” başlıklı yazısı da konusunu derli toplu ele alan ve okuru aydınlatan önemli bir makale.

***

Dergimiz matbaaya gönderilirken büyük tarihçimiz Halil İnalcık’ın ölümünü üzüntüyle öğrendik. Türkiye bilim topluluğunun başı sağ olsun.

Dostlukla kalın…

Önceki İçerikKuzey İrlanda’da barışa giden engebeli yol
Sonraki İçerikİnsan beynindeki organizasyonu resimleyen harita