Ana Sayfa 157. Sayı Daha az yemek, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor mu?

Daha az yemek, yaşlanma sürecini yavaşlatıyor mu?

283

Yaşlanmanın belirtileriyle savaşan ürünlerden oluşan milyar dolarlık bir endüstriden söz etmek mümkün, ancak bu ürünler yalnızca derimize kadar ulaşabiliyor. Yaşlanma ise daha derinlerde, hücresel düzeyde gerçekleşiyor ve biliminsanlarının son bulgularına göre, daha az yiyerek bu durumu yavaşlatmak mümkün.

Molecular& Cellular Proteomics dergisinde yakın zamanda yayınlanan bir araştırma, kalorik sınırlamanın hücresel yaşlanmayı nasıl etkilediğine dair ipuçları sunuyor. Araştırmacıların bulgularına göre, hücrenin protein üreticileri olan ribozomlar yavaşladığında, yaşlanma süreci de yavaşlıyor. Ribozomların yavaşlaması protein üretimini azaltıyor, fakat kendilerini onarabilmeleri için fazladan zaman kazandırıyor.

Brigham Young Üniversitesi’nden biyokimya profesörü ve araştırmanın başyazarı John Price durumu şöyle özetliyor: “Ribozom oldukça karmaşık bir makine, bir bakıma arabanız gibi ve bozulan parçalarını değiştirebilmek için düzenli olarak bakıma ihtiyaç duyuyor. Lastikler kullanılamaz hale geldiğinde, arabanızdan kurtulup yeni bir araba satın almazsınız. Çünkü lastikleri yenilemek daha ucuzdur.”

Öyleyse ribozom üretimini yavaşlatan nedir? En azından fareler için, bunun kalori tüketimini azaltmak olduğunu biliyoruz.

Price ve beraberindeki araştırmacılar, iki grup fareyi gözlemledi. Birinci grup sınırsız besin ulaşımına sahipken, ikinci grup, hayatta kalmaları için gereken tüm gerekli besinleri sağlamakla birlikte, birinci gruptan yüzde 35 daha az kalori alacak şekilde kısıtlandı.

Price, deneyin sonuçlarını şöyle aktarıyor: “Kalori tüketimi sınırlandığında, yaşam süresinde neredeyse doğrusal bir artış görmek mümkün. Sonuçlarımıza göre kalorik kısıtlama, yaşlanma sürecini yavaşlatan birtakım biyokimyasal değişikliklere yol açıyor.”

Ribozomlar da tıpkı arabalar gibi pahalı ve önemliler, hücrenin işlevselliğini korumasında görevli olan proteinleri üretebilmek için hücredeki toplam enerjinin yüzde 10-20’si kullanılıyor. Bu yüzden, sorun çıkarmaya başlayan bir ribozomu bütünüyle yok etmek pratik bir yöntem değil. Buna karşın ribozomların belirli parçalarını düzenli olarak onarmak, yüksek kalitede proteinlerin daha uzun süre üretilmesini sağlıyor. Bu yüksek kaliteli üretim ise hücrelerin ve vücudun sağlıklı bir şekilde işlemeye devam etmesini mümkün kılıyor.

Araştırmada daha az kalori tüketmek ile yaşam süresinin uzatılması arasında bir bağlantı olduğu gözlemlenmiş olsa da Price, insanların tükettikleri kalorileri saymaya başlamamaları ve sonsuza kadar genç kalmayı beklememeleri konusunda uyarıyor. Kalorik sınırlama henüz insanlarda yaşlanmayı durdurucu bir strateji olarak test edilmiş değil ve bu araştırmanın temel mesajı vücutlarımıza iyi bakmanın önemli olduğu.

Price son olarak şöyle diyor: “Besinler yalnızca yakılacak malzemeler değil, aynı zamanda vücudumuza ve hücrelerimize ne yapacaklarını bildiren sinyaller. Yaşlanma mekanizmalarını gittikçe daha iyi anlıyoruz ve bu durum nasıl besleneceğimiz hakkında daha sağlıklı kararlar vermemize yardımcı olabilir.”

KaynakScıence Daıly
Önceki İçerikDOSYA / 2014 Nobel Ödülleri
Sonraki İçerikİnsanlar arasında beyin arayüzü