Ana Sayfa Dergi Sayıları 167. Sayı Tarihöncesi kadınlarının kolları, günümüz kürekçilerininkinden bile güçlüydü

Tarihöncesi kadınlarının kolları, günümüz kürekçilerininkinden bile güçlüydü

601
Fotoğrafta, Katherine Grainger ve Anna Watkins 2012 Olimpiyatını kazanmalarını kutluyorlar. Neolitik kadınlarının kol kemikleri, onların ve diğer kadın kürekçilerin kol kemiklerinden yüzde 30 daha güçlüydü. Fotoğraf: Francisco Leong/IOPP Pool/Getty Images

Erken topluluklarda kadınların rolüne ışık tutan araştırmacılar, tarihöncesinde kadınların tarım yaşamının günlük işleri sayesinde, günümüzün seçkin kürek takımı kadınlarından bile daha güçlü kollara sahip olduklarını ortaya çıkardı.

Eski kemikler üzerine yapılan analiz çalışmaları, ortalama olarak MÖ 5300’den MS 100’e kadar süren erken neolitik çağ ve geç demir çağı arasında Avrupa’nın merkezinde yaşamış olan kadınların vücutlarında, elle yapılan tarımın büyük etkisi olduğunu ileri sürüyor.

Araştırmacılardan Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Alison Macintosh, “Tahıl öğüten kadınların kemiklerinin, ancak kollarınızı gün içerisinde saatlerce, tekrar tekrar kullanarak geliştirebileceğiniz kemikler olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Çalışma aynı zamanda kadınların kol güçlerinin, muhtemelen teknolojinin gelişmesi, el emeğinin azalmasıyla zamanla zayıfladığını da ortaya çıkardı. Ortaçağda yaşamış kadınların kol kemiklerinin gücü, bugünün ortalama bir kadınının kol kemiği gücüyle aynıydı.

Aynı araştırma ekibi, erkeklerin bacak kemikleri üzerine yapılan önceki araştırmalarında, geç demir çağından itibaren erkeklerin bacak kemiği gücünde azalma olduğunu da ortaya çıkarmıştı. Macintosh şöyle diyor: “Erken çağda tarımla uğraşan erkeklerin bacak güçlerini günümüzün erkeklerinin bacaklarıyla karşılaştırdığınızda, günümüz koşucularında gördüğünüz bacaklara çok yakındır. Bu demektir ki, gerçekten aktiftiler. Cambridge’deki hareketsiz oturan lisans öğrencilerine baktığınızda, kemik gücünde gerçekten bir azalma olduğunu görürsünüz.”

Benzer eğilimlerin kadınlarda görülmemesiyle beraber Macintosh ve meslektaşları kemik kalıntılarının, erken tarım toplumlarında kadının rolüne dair başka ipucu sunup sunamayacağını araştırmaya karar verdi. Bunu yapmak için, Almanya, Avusturya ve Kuzey Sırbistan’ın da içinde bulunduğu ülkelerde, erken neolitik çiftçilerden (MÖ 5300 yıllarına tarihlenir) 9. yüzyıla kadar, geçmişi 6000 yıla uzanan 94 kemik kalıntısı üzerinde çalıştılar.

Ek olarak takım, dört gruba ayırdıkları 83 günümüz kadını kemiklerini de inceledi: Gruplar, koşucular, kürekçiler, futbolcular ve hiç sporla ilgilenmeyenlerden oluşuyordu. Araştırmacılar iki kemiğin güçlü olduğunu keşfetti: Kavalkemiği (incikkemiği) ve kolun üst tarafında bulunan uzun kemik olan pazıkemiği.

Macintosh, takımın araştırmayı neden erkek kemikleri üzerinde yapmadığı konusunda, araştırmayı cinsiyet farklılıklarına göre yapmaktansa kadınların yaşları üzerinde yapmayı daha önemli bulduklarını söylüyor: “Aktiviteler çok benzer olsa bile, erkekler kadınlara göre yaptıkları aktiviteye karşılık olarak kemiklerini daha çok güçlendiriyorlar.” Aynı zamanda çalışma, modern kadınlarla yapılan kıyaslamalar üzerinden bazı sorunları da açığa çıkarıyor. Örneğin hormonsal doğum kontrol hapları belirli kemikleri etkileyebiliyor.

Science Advances dergisinde yayımlanan sonuçlar, kadınların kemiklerinin neolitik çağdan geç demir çağına kadar güç konusunda farklılıklar gösterdiğini de ortaya çıkardı: Kürekçilerden, futbol oyuncularından ve atletik olmayan kadınlardan sol kollarıyla, son iki gruptan da sağ kollarıyla daha güçlüydüler. Aslında, neolitik kadınları, günümüzün atletik olmayan kadınlarına göre yüzde 30 daha güçlü kollara sahipti.

“Onların ilk 5500 yıllık tarım yaşamı boyunca, günümüz kadınlarının çoğunluğundan, kürekçiler de dahil, daha güçlü kemikleri olduğunu gerçekten gördük” diyor Macintosh. “Orta çağ kadınları, bu ilk çağ kadınlarından çok daha zayıf kemiklere sahipti. Onlar daha çok modern, yenilenmiş aktif kadınlar gibi görünüyorlardı.”

Tahılları öğütürken taş aletler kullanmalarının kadınların kemik güçlerinin gelişiminde ana faktör olması muhtemelken, araştırmacılar, çömlekçilik, mahsulleri ekmek, hasat yapmak ve çiftlik hayvanlarını otlatmak gibi diğer ağır uğraşların da buna katkı sağlamış olabileceğini ekliyorlar.

Macintosh, bulguların kadınların zor yaşamlarına ve çiftçi toplumlarındaki rollerine de ışık tuttuğunu belirtiyor: “Kadınlar binlerce yıldır sıkı çalışıyorlar ve bu şimdiye kadar gerçekten hafife alınmıştı, çünkü onları günümüz kadınlarıyla karşılaştırmamıştık,” diyor, “Bu çalışma saatlerinin ortaya çıkardığı şudur ki, şimdiye kadar arkeoloji müzesi kayıtlarında saklananları kadınlar yapıyordu.”