Bilimsel alanların büyük çoğunluğu, geçtiğimiz yüzyıllarda en azından bir kere de olsa devrimsel bir teori ile gündeme gelmiştir. Devrimci teoriler önceki entelektüel rejimi aşıp problemleri yeni bir çerçevede çözebildiklerinde başarılı olur. ScienceNews en başarılı bulduğu 10 teoriyi sıralamış. Tabii sizin sıralamanız, hatta listeniz farklı olabilir. Sondan başlayalım.
10) Bilgi teorisi: Claude Shannon, 1984
Tam olarak devrimci bir teori dememiz zor. Çünkü gerçekten o zamanın koşullarında devrimselleştirilecek bir öncül teori değildi. Ancak Shannon, sağladığı matematik temeller sayesinde elektronik haberleşme ve bilgisayar bilimleri alanlarında devrimsel gelişmeler sağlamıştır. Bilgi teorisi olmadan, bitler (Ç.N.: “bit” İngilizcede ayrıca matkap anlamına gelir) hâlâ sadece delmek için olurdu.
9) Oyun teorisi: John von Neumann ve Oskar Morgenstern, 1944 (ve 1950’lerde John Nash’in önemli dokunuşlarıyla)
Ekonomi için geliştirilmiş olan oyun teorisi, bu alanda bir nebze başarılı olsa da, tam olarak devrimci bir yenilik getirmedi. Ancak diğer birçok sosyal bilim dalları tarafından geniş çapta benimsendi. Ayrıca evrimsel oyun teorisi, evrimsel biyoloji çalışmasının önemli bir dalıdır. Oyun teorisi poker, futbol gibi günlük aktiviteler ve bloggerlar açısından daha yüksek ücret pazarlığı yapmak için bile geçerlidir. Bir de kuantum oyun teorisi gibi bir şey var ki, bir gün bir şeyleri devrimcileştirecek gibi görünüyor. John Nash, oyun teorisine yaptığı katkılardan ötürü Nobel Ödülü’nü kazandı ve sorunlarla dolu hayatı, A Beautiful Mind (Akıl Oyunları) adlı mükemmel kitaba ilham kaynağı oldu. Bu noktada ufak bir uyarı yapmamız gerekiyor: Film versiyonunu izleyerek Nash’in muhteşem teorisi hakkında bir şeyler öğrenmeyi beklemeyin.
8) Yanmanın teorisi: Antoine Lavoisier, 1770’ler
Lavoisier oksijeni keşfetmedi ancak, maddeler yanarken, maddelerle birleşen bir gaz olduğunu anladı. Dolayısıyla Lavoisier, oldukça yaygın olan Filojiston Teorisi’nden uzaklaştı ve modern kimyanın temellerini atmış oldu.
7) Levha tektoniği: Alfred Wegener, 1912; J. Tuzo Wilson, 1960’lar
Wegener, kıtaların sürüklendiğini fark etti. Fakat 1960’lara kadar biliminsanlarının tek tek bulguları kapsamlı bir levha tektoniği teorisi ile bir araya getirilememişti. Kanadalı jeofizikçi Wilson, bu yönde önemli bir adım attı.
6) İstatistiksel mekanik: James Clerk Maxwell, Ludwig Boltzmann, J. Willard Gibbs, 19. yüzyılın sonları
Isıyı, atomların ve moleküllerin istatistiksel davranışları açısından açıklayan istatistiksel mekanik, termodinamiği anlamlandırmış ve atomların gerçekliğine dair güçlü kanıtlar sağlamıştır. Bunun yanında istatistiksel mekanik, fizikte olasılık hesaplamalarının rolünü öne çıkarmıştır. İstatistiksel mekaniğin modern uzantıları (bazen istatistiksel fizik olarak adlandırılır) malzeme bilimi ve mıknatıslardan, trafik sıkışıklığı ve oy verme davranışlarına kadar birçok alanda uygulanmıştır. Hatta oyun teorisinde bile…
5) Özel görelilik: Albert Einstein, 1905
Bazı yönlerden özel görelilik, klasik fizikteki birçok yasa ve olguyu muhafaza ettiğinden dolayı çok da devrimci sayılmazdı. Ama diğer bir yandan, bilimi farklı noktalara taşıdı. Teori, zamanla uzayı, enerji ile maddeyi birleştirip, atom bombasının yapılmasını sağladı ve uzay yolculuğu sırasında daha yavaş yaşlanmanıza olanak tanıdı. Size bu devrimlerden hangisi lazım?
4) Genel görelilik: Einstein, 1915
Newton’un kütle çekim yasasını eğri uzay zamanı ele alarak oyun dışı bıraktığı için genel görelilik, özel görelilikten çok daha devrimciydi. Ayrıca, bilimadamlarının gözlerini genişleyen evrenin tüm tarihine açtı. Ve tabiki, bilim kurgu yazarlarına kitaplarında kullanabilmeleri için karadelikleri verdi.
3) Kuantum teorisi: Max Planck, Einstein, Niels Bohr, Werner Heisenberg, Erwin Schrödinger, Max Born, Paul Dirac, 1900-1926
Kuantum teorisi, klasik fiziğin dokusunu değiştirmiş; gerçekliğin doğasının yok edilmesine, tüm klasik fiziğin dokusunun parçalara ayrılmasına, bütün neden-sonuç felsefesinin alt üst olmasına yol açmış ve doğanın hiç kimsenin, ne kadar hayalperest olursa olsun hayal edemeyeceği yönlerini açığa çıkarmıştır. Bu koşullar altında bu teorinin 3 numarada yer aldığına inanası gelmiyor insanın…
2) Evrim teorisi: Charles Darwin, 1859
Darwin, yaşamın dallı budaklı karmaşıklığının ve yaşam formları arasındaki karmaşık ilişkilerin, bir tasarımcıya veya bir gemiye ihtiyaç duymadan doğal süreçlerle ortaya çıkabileceğini ve hayatta kalabileceğini gösterdi. Doğaüstü önyargılarla bozulmamış doğa biliminin peşinden giderek insanların zihnini açtı. Darwin’in teorisi o kadar devrimciydi ki, bazı insanlar hâlâ bundan şüphe ediyorlar!
1) Güneş merkezli evren teorisi: Copernicus, 1543
Bazı eski Yunanlılar tarafından ortaya atılmış ancak iki bin yıl sonra bilimsel olarak temellendirilmiş en büyük kulgulardan biri: Dünya’nın Güneş’in etrafında dönmesi (diğer gezegenlerin yaptığı gibi). İlk olduğu için 1 numarada yer aldı.