Günümüzden 100.000 ila 224.000 yıl önce Doğu Asya’nın kimi bölgelerinde Homo erectus’lar, Homo antecessor’lar, Homo heidelbergensis’ler, Denisovalar, Neandertallar, arkaik Homo’lar ve olmazsa olmaz, modern Homo sapiens’ler, yani bizler, aynı coğrafyayı ve aynı zamanı paylaşmışız. Bunun en güçlü kanıtlarından birini Kuzey Çin’deki Nihewan Havzası’ndan çıkan çeşit türlü insansıya ait fosiller oluşturuyor. 1970’lerde gerçekleştirilen üç büyük kazıdan çıkan 20 insansı fosili odur budur araştırmaların, giderek gelişen görüntüleme teknikleriyle tekrarlanan analizlerin konusu olmaya devam ediyor. Bu fosillerden biri, adını havzanın özel bir noktasından alan Xujiayao 1, keşfedildikten 43 yıl sonra, 16 Ocak 2019’da Science Advances dergisinde yayımlanan bir çalışmaya konu oldu.
Aslında biz Xujiayao ismini, aynı adı taşıyan fakat farklı numaralı bir fosilden, Xujiayao 11’den biliyoruz. Kendisi de, tıpkı Xujiayao 1 gibi bir arkaik Homo’dur; yani Homo erectus ile modern Homo sapiens arasındaki geçişi temsil eden, hem arkaik hem modern insana ait özellikler taşıyan bir grubun mensubudur. 11 numarayı özel yapan, modern insanlarda çok nadir görülen bir doğumsal anomaliyi sergiliyor oluşuydu: parietal foramen açıklığı. Kafatasının tepe noktasında kemiklerin tam birleşmemesinden kaynaklanan bir delikle kendini gösteren bu genetik hastalık 5. ve 11. kromozomlarda bulunan ve kemik gelişiminden sorumlu bir gendeki bozuklukla ilişkili olarak ortaya çıkar. Paleontologlar, 2013’te bizlere tanıttıkları Xujiayao 11 için, modern insan ile arkaik Homo arasındaki muhtemel bir çiftleşmenin ürünü olduğu ve anomalinin de genetik yapısı tam örtüşmeyen bu iki grup arasındaki çiftleşmeye bağlı olarak ortaya çıktığı hükmünde bulunmuşlardı. Hatta aynı anomaliye başka bazı insansılarda rastlanmış olması, farklı gruplar arasındaki çiftleşme ihtimalini güçlendirmişti. Peki Xujiayao 1’i ilginç kılan ve Science’taki makalenin konusu yapan ne oldu? Cevabı tek sözcükle verelim: Dişleri.
Dişler fosil araştırmaları bakımından boyu küçük etkisi büyük bir malzemedir. Hem en sık rastlanan vücut parçalarından biridir hem de sergilediği ritmik büyüme şablonu araştırmacılara o tür hakkında pek çok şey söyler. Dış tabaka yüzeyindeki büyüme çizgileri sayesinde bir yandan organizmanın günlük rutini hakkında fikir verir, diğer yandan uzun vadedeki gidişatına, yaşam tarzına dair bir kayıt sunar. En az 104.000 yıl önce yaşamış ve 6,5 yaş civarında hayatı son bulmuş bir çocuğun üst çenesindeki bu yedi diş de aynı şekilde bizlere kendi türü, yani modern insanın birkaç adım uzağındaki bu arkaik sapiens hakkında birçok şey anlattı.
Xujiayao 1 fiziksel özellikleri bakımından H. erectus, Neandertal ve modern insanın bir mozaiği gibi. Kafatasının kalınlığı ile dişlerin boyutu en bariz arkaik özellikleri; fakat o büyük dişlerinin anatomik ve gelişimsel özellikleri modern insanınkiyle daha önce hiç rastlanmadığı kadar örtüşüyor. Çin Bilimler Akademisi’ne bağlı Omurgalı Paleontolojisi ve Paleoantropolojisi Enstitüsü’nden Song Xing’in başını çektiği uluslararası bir ekip, faz-kontrast x ışını sinkrotron mikrotomografisi denen ileri düzey bir görüntüleme tekniğinden yararlanarak minik Xujiayao 1’in dişlerini çeşitli açılardan incelemişler: Ortalama kök uzama hızı, diştacının oluşum zamanı, perikimata dağılımı (diş üzerinde kademeli olarak artan yatay gelişim çizgileri) ve ilk azıdişinin dişeti üzerinde belirme zamanı bunlardan belli başlıları. Bu özelliklerin asıl önemi ait olduğu organizmanın yaşam evreleri, diğer bir deyişle sütten kesilme zamanı, ebeveyne bağımlı çocukluk döneminin uzunluğu, ergenlik ve ilk üreme yaşına geçiş zamanı gibi çok kritik konular hakkında verdiği ipuçları. Örneğin azı dişinin belirme yaşı tüm büyük maymunlarda söz konusu yaşam evreleriyle yakından ilişkili. İnsanlarda 5-7 yaş arası olan azıdişi çıkarma zamanı Pleistosen insansılarında geriye gidildikçe erkene çekiliyor. Diğer bir deyişle azıdişi ne kadar erken çıkarsa ilgili insansı, modern insan skalasından o kadar uzaklaşıp maymun skalasına yaklaşmış oluyor. Bu da modern insana yaklaştıkça dişlerin olgunlaşmasının yavaşladığı anlamına geliyor. Bu anlamda Homo erectus ilk insansılarla modern insan arasında bir yerlerde. Azıdişini ölmeden kısa bir süre önce, 6 yaş civarında çıkarmış olan Xujiayao 1 ise modern insanla örtüşüyor; 3,5 yaş civarında başlayan kalın mine tabakası oluşumu ve perikimata dağılımı da aynı şekilde modern insan şablonunu izliyor. Xujiayao’yu modern insandan ayıran tek özellik kök uzamasının bu fosil çocukta daha hızlı gerçekleşiyor olması. Diş gelişim evrelerindeki bu eşgüdüm modern insanın yaşam öyküsü için geçerli aşırı uzun bağımlı çocukluk evresi, nispeten geç başlayan üreme zamanı ve uzun yaşam süresi gibi özelliklerin Xujiayao 1 için de geçerli olduğunu gösteriyor. Demek oluyor ki modern insana atfedilen bu özellikler modern insan morfolojisinin ortaya çıkmasından önce kendini göstermiş. Yani Xujiayao 1, 7. yaşını görememiş de olsa mensubu olduğu grup tıpkı modern insan gibi “yavaş yaşayıp geç ölmüş.”
Kaynaklar:
1) S. Xing ve ark., “First systematic assessment of dental growth and development in an archaic hominin (genus, Homo) from East Asia,” Science Advances, 16 Ocak 2019: Cilt 5, no. 1.
2) Chinese Academy Of Sciences Headquarters, “Dental study of juvenile archaic Homo fossil gives clues about human development,” 16 Ocak 2019; https://www.eurekalert.org/pub_releases/2019-01/caos-dso011619.php.