Ana Sayfa Bilim Gündemi 30 yıllık arayış sona erdi: Çocukların neden lösemi olduğunu artık biliyoruz

30 yıllık arayış sona erdi: Çocukların neden lösemi olduğunu artık biliyoruz

91202

Mel Greaves’in hayatta basit bir amacı var: Yoğurt benzeri bir içecek yaparak çocuklarda lösemi gelişimini durdurmak istiyor. Fikir alışılmadık görünebilir çünkü kanseri yenmek kolay değil. Buna rağmen Profesör Greaves kararlı; konu hakkındaki deneyimi, fikirlerinin diğer kanser araştırmacıları tarafından da ciddiye alınmasını sağlıyor.
Londra Kanser Araştırma Enstitüsü bünyesinde 30 yıldır çocukluk çağı lösemileri üzerine çalışan ve hatta araştırmalarından ötürü kısa bir süre önce şövalyelik ünvanı ile onurlandırılan Greaves şunları söylüyor:  “30 yıldır çocukların neden lösemi olduğuna takmış vaziyetteydim. Artık bu konuya bir cevabımız var ve bunu durdurma yolları üzerine düşünmeye başlayabiliriz. İçecek fikrim de buradan çıktı.”

Mel Greaves. Kaynak: John Angerson.

1950’lerde Birleşik Krallık’ta her 2000 çocuktan birini etkileyen akut lenfoblastik lösemi ölümcül bir hastalıktı. Bugün tedavilerin toksik ve uzun dönemli yan etkileri olabilmesine rağmen vakaların %90’ı iyileşme gösteriyor. Ancak son yıllarda Birleşik Krallık ve Avrupa’da vakaların sayısının her yıl yaklaşık %1 oranında düzenli artış gösterdiği tespit edilmiş. “Bu gelişmiş toplumların bir özelliği, gelişmekte olanların değil,” diye ekliyor Greaves, “hastalık refah düzeyiyle ilişkili.”
Akut lenfoblastik lösemi bir dizi biyolojik olay sonucu ortaya çıkıyor. Hastalığı tetikleyen etken her 20 çocuktan 1’inde görülen bir genetik mutasyon. ”Bu mutasyon anne karnındaki bir tür hata sonucu kendini gösteriyor; kalıtımsal değil fakat çocukta ileriki zamanlarda lösemiye yakalanma riski oluşturuyor.”
Löseminin kendini tam olarak göstermesi için bağışıklık sistemiyle ilişkili farklı bir biyolojik olayın daha gerçekleşmesi gerekiyor. “Bağışıklık sisteminin düzgün çalışabilmesi için hayatın ilk yılında bir enfeksiyon ile karşılaşılması gerekiyor,” diyor Greaves. “Enfeksiyon ile karşılaşma olmadan sistem tam gelişemiyor ve düzgün çalışamıyor.”
Ve bu durum giderek büyüyen bir sorun. Zira ebeveynler, çocuklarını antiseptik mendiller, antibakteriyel sabunlar ve güçlü temizleyicilerin olduğu evlerde büyütüyorlar. Evin bakımı için toz ve kiri uzak tutuluyor. Ayrıca, anne sütüyle daha az beslenme ve diğer çocuklarla daha az sosyal temas da söz konusu. Bu koşullar bebeklerin mikroplarla karşılaşma oranını azaltıyor. Kimi yararlarının olmasıyla birlikte bazı yan etkileri de bulunuyor. Çünkü çocuklar eskisi gibi mikroplarla karşılaşmıyor ve bağışıklık sistemleri gelişmiyor. “Böyle bir bebek yaygın enfeksiyonlarla karşılaştığında bağışıklık sistemi aşırı ve anormal bir yanıt veriyor,” diyor Greaves, “bu aşırı tepki de kronik inflamasyonu tetikliyor.”
Bu inflamasyon ilerledikçe sitokin olarak da bilinen kimyasallar kana salınıyor ve ilk mutasyonu taşıyan çocuklarda lösemiye yol açacak ikincil mutasyonu tetikliyor. “Hastalık, ortaya çıkmak için çift vuruşa ihtiyaç duyuyor,” şeklinde açıklıyor Greaves (bkz. Knudson’ın Çift Vuruş Hipotezi). İkinci mutasyon, gelişmemiş bağışıklık sisteminin tetkilediği kronik inflamasyonla oluşuyor. Diğer bir deyişle, günümüzün aşırı temiz evlerine bağlı kronik inflamasyondan etkilenmiş hassas bir çocuk ve bu inflamasyonun lösemiye yatkınlığı değiştirip hastalığın ortaya çıkmasına neden olduğu bir tablo söz konusu. Bu açıdan bakıldığında, önceden zannedildiği gibi bu hastalığın elektrik hatlarıyla ya da nükleer yakıt işleme tesisleriyle falan bir ilgisi yok. Greaves’ın 2018 başında Nature Reviews Cancer dergisinde de belirttiği üzere doğum öncesi olaylar ile çevre koşullarının karşılıklı etkileşiminden doğuyor .
“Bu yeni bakış açısı hayati bir şekilde biliminsanlarına araya girip lösemiyi engelleme şansı sunuyor,” diye ekliyor. “Henüz anne karnında, doğum öncesi dönemde oluşan mutasyonu nasıl engelleyeceğimizi bilmiyoruz, ama daha sonra ortaya çıkan kronik inflamasyonu engellemek için yollar düşünebiliriz.”
Bunun için, Greaves ve ekibi insan bağırsağında yaşayan bakteri, virüs ve diğer mikroorganizmalar üzerinde çalışmaya başlamış. Yiyecekleri sindirmemize yardım eden bu canlılar aynı zamanda hayat boyu karşılaştığımız organizmaların bir kaydını da sunar. Örneğin, gelişmiş ülkelerdeki insanların bağırsaklarında çok daha az bakteri çeşidi bulunmakta; zira ‘temiz’ yaşamlarının göstergesi olarak hayatlarının erken dönemlerinde daha az bakteri türü ile karşılaşmaktalar.
“Bu kesimin mikrobiyomlarını (mikropların oluşturduğu toplulukları) yeniden oluşturmanın yollarını bulmalıyız. Aynı zamanda çocukların bağışıklık sisteminin gelişmesine fayda sağlayacak bakteri türlerini de tespit etmeliyiz.”
Bu amaçla, Greaves şimdilerde bağışıklık sistemini en iyi şekilde uyaran mikropları bulmak üzere farelerle çalışıyor. Bu çalışmalardan elde edilecek sonuçların birkaç yıl içinde insanlar üzerinde de denenmesi amaçlanıyor. “Çocukların mikrobiyomlarını sağlıklı seviyeye çekebilecek 6-10 kadar bakteri bulunması amaçlanıyor. Mikroplar, tablet olarak değil, kokteyl halinde, belki çok küçük çocuklara da yoğurtla yapılan bir içecekle verilebilecek. Bu yöntem sadece çocukluk çağı lösemilerini yenmeye yardımcı olmayacak. Tip 1 diyabet ve alerjiler de Batı’da artış gösteriyor. Bu durum bebekleri bakterilere yeterince maruz bırakmayıp çocukluk çağında bağışıklık sistemini güçlendirmekte yetersiz kalmamızla ilişkili. Dolayısıyla böyle bir içecek vakaların sayısını azaltmaya da yardımcı olabilir. Bu gelişmeleri heyecan verici buluyorum. Bu şekilde sadece lösemi riskini azaltmakla kalmayacağız, bizi zayıf düşüren başka durumlarla da başetmiş olacağız.”

Kısaca lösemi
Kan hücreleri kemik iliğinde üretilir. Bütün vücuda oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri; enfeksiyonlarla savaşan beyaz kan hücreleri ve kanamayı durdurmakla görevli trombositler hep vücudun ihtiyacı doğrultusunda üretilir. Ancak kişi lösemiye yakalandığında çok fazla beyaz kan hücresi üretilir; bu da kemik iliğindeki normal hücrelerin gelişimini durdurur. Sonuç olarak, kandaki normal kan hücreleri, beyaz hücreler ve trombositler azalır, sağlık problemleri ortaya çıkar. Birçok lösemi çeşidi vardır; genç insanlarda ise en sık görülenler akut lenfoblastik lösemi ve akut miyeloid lösemidir.

Kaynak:

Robin McKie, “For 30 years I’ve been obsessed by why children get leukaemia. Now we have an answer”, The Guardian, 30 Aralık 2018.

 

Önceki İçerikÇin’in HIV-dirençli bebekleri tüm dünyayı gerdi
Sonraki İçerikGeorges Politzer’den öğreneceğimiz temel ilkeler