Fermat’nın Son Teoremi şöyledir: Eğer n, 2’den büyük bir tamsayıysa, xn + yn = zn denkleminin pozitif tamsayılarda çözümü yoktur. Fransız matematikçi Pierre de Fermat’nın (1607-1665) ortaya attığı bu basit gibi görünen teorem, 300 küsur yıl süren bir uğraştan sonra 1994 yılında İngiliz matematikçi Andrew Wiles tarafından yüksek matematik teknikleri kullanılarak kanıtlanabilmiştir.
Fermat’nın notu
Bu teoremin ünü, sadece dünyanın önde gelen matematikçilerini yüzlerce yıl hüsrana uğratmış olmasından gelmez. İlginç bir de öyküsü vardır. “Amatörlerin prensi” lakaplı Fermat, bir kâğıda bu teoremi yazmış ve yanına da bir not eklemiştir: Bu teoremin çok güzel bir kanıtını buldum, ama yerim olmadığı için buraya yazamıyorum.” Sözünü ettiği çözüm ise Fermat’dan kalan başka hiçbir metinde bulunamamıştır.

İşte bu not, Fermat’nın dünyanın bütün matematikçilerine bir meydan okuması ve mirası olarak kabul edilmiştir. Fermat çözmüş, ama onlar çözemiyorlar!
Tanrı bu kadar acımasız olamaz!
Bu öykü bilinir, biz şimdi bir başka esprili öyküye geçelim. Ünlü matematikçi G. H. Hardy (1877-1947), kendi kendine, başka hangi mirasın (Fermat’nın notunu kastediyor) bu denli rahatsız edici olabileceğini düşünmüş ve bir kurgu tasarlamış.
Hardy’nin bir fobisi varmış, uzun deniz yolculuklarından çok korkarmış. Eğer böyle bir yolculuk yapması gerekirse, bir meslektaşına şöyle bir telgraf çekmeyi tasarlamış: “Riemann Hipotezi’ni çözdüm stop. Ayrıntıları dönünce vereceğim stop.”
Riemann Hipotezi de 19. yüzyıldan beri matematikçilerin başına bela olmuş ve hâlâ çözülememiş ünlü bir problemdir. Hardy bu durumda Tanrı’nın asla boğulmasına izin vermeyeceğini, çünkü Fermat’nınkine benzer ikinci bir korkunç hayaletin ortaya çıkıp matematikçilerin hayatını karartmasına razı olmayacağını düşünürmüş.
Hardy aklı sıra hayatını garanti altına alıyor. Matematikçiler sanılanın aksine çok saf insanlardır!
Kaynak: Simon Singh, Fermat’nın Son Teoremi, çev. S. Yücesoy, Pan Yayıncılık, 2001.