Ana Sayfa Bilim Gündemi Böcekler, fiziksel yaralanma sonrası yaşanan kronik ağrıyı hissediyor!

Böcekler, fiziksel yaralanma sonrası yaşanan kronik ağrıyı hissediyor!

4996

Bilim insanları, 2003 yılında yaptıkları çalışma ile böceklerin acıyı hissettiklerini açığa çıkarmışlardı. Ancak Sidney Üniversitesi’nden Greg Neely ve çalışma arkadaşları tarafından yapılan araştırma ile, böceklerin ilk kez yaralanmalarının ardından iyileşseler bile bu yaralanma nedeniyle yaşadıkları kronik ağrıyı uzun bir süre hissettikleri ortaya çıkarıldı.

Science Advance dergisinde yayımlanan çalışma ile Drosophila’da kronik ağrıya neyin neden olduğunu genetik kanıtlarıyla ortaya koyuldu. Çalışma, insanlarda da benzer bir mekanizma olduğuna dair kanıtlar olduğunu ortaya çıkardı. Bu mekanizma üzerinde devam eden çalışmalar, kronik ağrıya ilişkin keşiflerin yanı sıra bu ağrının tedavi edilmesinde yeni tekniklerin geliştirilmesini de sağlayabilir.

Charles Perkins Merkezi’nde çalışma yürüten araştırma ekibinden Doçent Neely, “Belirtiler yerine, bu belirtilerin altında yatan nedeni hedef alan ve buradaki mekanizmayı onarabilen ilaçlar veya yeni kök hücre tedavileri geliştirebilirsek, bu durum birçok insana da yardımcı olabilir” açıklamalarında bulunuyor. Nelly, “İnsanlar, böceklerin herhangi bir acıyı hissedebileceklerini düşünmüyor” diyor ve ekliyor: “Ancak pek çok farklı omurgasız hayvanın, acı olarak algıladığı tehlikeli uyaranları algılayabildikleri önceki çalışmalarda gösterilmiştir. Fiziksel yaralanmanın böceklerde acı oluşumunu sağladığını söyleyebiliriz. Böceklerin acıyı algılayabildiklerini zaten biliyorduk ama bilmediğimiz bir şey vardı. Biz, böceklerde yaralanmaların insanlara benzer bir şekilde uzun süreli duyarlılığa yol açabileceğini bilmiyorduk.”

Peki kronik ağrı nedir?
Kronik ağrı, yaralanan bölge iyileştikten sonra devam eden kalıcı ağrı olarak tanımlanır. Genellikle iki şekilde gözlenir: İltihaplı ağrı ve Nöropatik ağrı. Meyve sinekleri üzerinde yapılan çalışmalarda, sinir sisteminin zarar görmesinin ardından meydana gelen ve genellikle insanlarda yanma ve ateş ile belirtileri gözlenen “Nöropatik Ağrı” üzerinde duruldu. İnsanda Nöropatik ağrı; sıkışmış sinir, omurilik yaralanmaları, zona, diyabetik nöropati, kanser, kaza vasıtayla oluşabilir.

Laboratuvar ortamındaki Drosophila Melanogaster kültürü.

Çalışma sırasında bir sineğin bacağına fiziksel zarar verildi. Yaralanmanın ardından yaranın tamamen iyileşmesi sağlandı. Yara iyileştikten sonra, sineğin diğer bacaklarının aşırı duyarlı hale geldikleri gözlendi. Araştırmacı Neely, “Hayvan kötü bir biçimde yaralandıktan sonra aşırı duyalı hale geliyor ve geri kalan yaşamları için kendilerini korumaya çalışıyorlar” dedi. Daha sonra ekip, bu mekanizmanın genetik olarak nasıl işlediği üzerine çalışma yaptı. “Sinek, duyusal nöronlardan ventral sinir kordonuna giden acı mesajlarını alıyor. Bu sinir kordonunda bir kapı gibi davranan nöronlar bulunuyor. Yaralanmanın ardından sinir, tüm yükünü sinir kordonuna atıyor. Bu noktada frenleme sistemine dair tüm mekanizmalar ölüyor, hem de sonsuza dek. Bu durumun sonucunda da acı eşiği değişiyor ve sinekler, aşırı duyarlı hale geliyorlar” dedi ve ekledi: “Tehlikeli durumlarda hayatta kalmak için hayvanların acı frenlerini kaybettiği durumlar gelişebilir. Ancak bu durum insanlar için aynı şekilde geçerli değildir. İnsanların acı frenleri kaybolduğunda hayatımız perişan olur.

Neely, “Sineklerde, farelerde ve muhtemelen insanlarda Nöropatik ağrıya neden olan mekanizmaya ilişkin çalışmalarımızın sonucunda bu mekanizmanın iyileştirilmesini hedef alan araştırmalara odaklandık ve yeni kök hücre tedavileri ile ilaçlar yapmaya yönelik araştırmalara başlayacağız” açıklamalarında bulundu.

Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2019/07/190712120244.htm

Önceki İçerikMutasyonlar zararlı mıdır, evrime engel midir?
Sonraki İçerikAnksiyete bozukluğu nedir? Nedenleri ve türleri nedir?
İstanbul Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Evrim, Populasyon Genetiği, Moleküler Ekoloji ve Entomoloji alanlarıyla ilgiliyim. Bu alanların yanı sıra müzik ve tiyatro ile de ilgileniyorum.