Ana Sayfa Bilim Gündemi Dünya’nın geçirdiği jeolojik devirler nelerdir?

Dünya’nın geçirdiği jeolojik devirler nelerdir?

7170

Dünya’nın ve üzerindeki yaşamın zaman içerisinde na­sıl şekillendiğini ve hangi aşamalardan geçerek günümü­ze ulaştığını kavrayabilmek için Dünya’nın geçirdiği jeo­lojik devirlerin özelliklerini bilmemiz bize çok yardımcı olacaktır. Bu devirlerin başlangıç ve bitiş noktaları önemli jeolojik olaylara göre belirlenmiştir ve her devir canlılık açısından farklı özellikler içerir. İnsanoğlu ise milyarlarca yıl süren bu hikâyenin sadece son 6-7 milyon senesinde yer almıştır. Elinizdeki kitapta, bundan sonraki bölümler­de yer alan sorularda, yaşamın ortaya çıkışı ve canlılığın çeşitlenmesini ayrıntılı olarak ele alacağız; fakat bu soru­da, canlılığın hikâyesini kavramamızda yardımcı olması bakımından, Dünya’nın oluşumdan itibaren geçen jeo­lojik devirleri, biyolojik evrimle paralel bir bütün olarak özet bir biçimde veriyoruz.

Jeolojik zamanları, temelde Kambriyen öncesi ve son­rası olarak ikiye ayırabiliriz. Kambriyen Devri’nin (545-495 myö) ayırıcı özelliği, daha önceki zamana göre canlı çeşitliliğinde yaşanan hızlı artıştır. Yaşam her yanı dol­durmuş ve sayısız şekil ve türde canlı türemiştir. En azın­dan elimize geçen fosil ve bilgi sayısı bu dönemde büyük bir artış göstermektedir.

Kambriyen Devri öncesi:
Hadean, Arkean, Proterozoyik

Kambriyen öncesinde Dünya yüzeyi soğumuş, atmos­fer ve okyanuslar ortaya çıkmıştı. Yaşam günümüzden 3,5-3,8 milyar yıl önce ortaya çıkmış, bakteriler, ökar­yotlar, çokhücreli canlılar türemişti. Bu dönem hakkın­da bilgilerimiz oldukça sınırlı. Özellikle ilk zamanlardan günümüze ulaşan kayaçların bulunmaması nedeniyle bil­diklerimiz tartışmalı. Bilinen en eski kayaçlar 3,8-4 milyar yıl öncesine ait.

Kambriyen öncesi dönemi kendi içinde üç farklı zama­na bölebiliriz:

1)Hadean Eonu (~4500-3800 myö): Bu dönem jeolojik bir devir olarak kabul edil­mese de, Dünya tari­hinin bütünlüğünün sağlanması açısından özelliklerini bilmeliyiz. Bu dönem, Dünya’nın ve Güneş Sistemi’nin oluşum aşamasında olduğu ve Dünya üzerinde yoğun me­teor bombardımanının yaşandığı dönemdir. Ay’ı oluşturan dev çarpışma da bu dönemde meydana gelmiştir. Bu gibi dev çarpışmalar sayesinde Dünya ilk zamanlarda erimiş bir halde olsa da, sonraları yüzeyde kabuk tabakası, ilk kı­talar, atmosfer ve okyanuslar oluşmaya başlamıştır. (Şekil 1)

Şekil 1: Hadean Dönemi’nde Dünya’yı betimleyen bir çizim.

2)Arkean Eonu (~3800-2500 myö): Bu dönemin belir­leyici özelliği, yaşamın ilk defa Arkean Eonu’nun başında ortaya çıkışıdır. Baskın olarak bulunan canlı grubu arkea­lardı ve okyanuslarda yaşıyorlardı. Atmosfer günümüz at­mosferinden çok farklıydı. Büyük ihtimalle metan, amon­yak ve diğer toksik gazlardan oluşan ve dışarıda yaşama izin vermeyecek indirgen bir atmosfer vardı. Fotosentez yapan siyanobakterilerin ortaya çıkışı ile birlikte okya­nuslarda oksijen de yayılmaya başladı. (Şekil 2)

Şekil 2: Arkean Dönemi’nde Dünya’yı betimleyen bir çizim.

3)Proterozoyik Eonu (~2500-545 myö): Dünya ve ya­şam için en heyecan verici gelişmelerin çoğu bu dönemde gerçekleşti. Atmosferde oksijen miktarının artışı ile birlikte arkealar aza­larak oksijensiz bölgele­re çekilirken bakteriler yayıldı. Devamında da ökaryotlar ve çokhücre­liler ortaya çıktılar. Ro­dinia Süperkıtası oluştu. Dünya’nın gördüğü en büyük buzul çağları bu dönemde yaşandı ve yeryüzünün tamamı buzlarla kaplandı. Bu dönemde Ediacara Fauna­sı olarak bilinen fauna, ilk yumuşak dokulu çokhücreli hayvanları barındırır. Bu zamanda ortaya çıkan hayvan­lar bilinen canlılara benzemeyen garip şekillerdeki canlı­lardı. Canlı çeşitliliğinin hızla arttığı bir dönemdi. (Şekil 3)

Şekil 3: Proterozoyik Dönem’in önemli özelliklerinden stromatolitler (birikmiş siyanobakteri fosilleri) ve Ediacara Faunası yaşam örnekleri.

Kambriyen Devri sonrası:
Fanerozoyik Eonu (545 myö-günümüz)
Bu dönem bizim bildiğimiz anlamda görünür yaşamın ortaya çıktığı zamandır. Kambriyen Devri’nde canlı çeşit­liğindeki artışla başlar ve günümüze kadar ulaşabilen çok sayıda fosil örneği bırakır. Suda çeşitlenen yaşam zamanla karalara yayılmış ve her yeri kaplamıştır. Bu dönem di­nozorlardan memelilere, ilkel bitkilerden devasa orman­lara ve günümüzün çiçekli bitkilerine kadar ortaya çıkan türlerle Dünya üzerindeki yaşamı temelden şekillendiren dönem olmuştur.

1)Paleozoyik Zaman (545-251,4 myö):
Paleozoyik Zaman’ın sınırlarını yaşam açısından çok önemli iki olay belirlemiştir. Çokhücreli hayvanların kısa süre içerisinde çeşitlendiği “Kambriyen Patlaması” ile başlar ve tarihte bilinen en büyük kitlesel yok oluş ile son bulur. Kamb­riyen Patlaması’nı 39. Soruda, kitlesel yok oluşları da 49. Soruda detaylı olarak inceleyeceğiz. (Şekil 4)

Şekil 4: Kambriyen Dönemi’nde sulardaki yaşam örnekleri ve sağda bir trilobit fosili.

Zaman zaman buzul çağları yaşansa da genel olarak ik­lim ılıman ve nemlidir. Kambriyen Devri başında parça­lanan süperkıta Rodinia küçük kıtalara ayrılmıştır. Bu kıtaların en büyüğü de Gondvana’dır. Paleozoyik Zaman’ın sonuna doğru ise kıtalar tekrar birleşerek süperkıta Pangea’yı oluşturacaktır.

Paleozoyik Zaman’ın ortalarına doğru denizlerde omurgalılar ve özellikle de balıklar yaygınlaşırken hay­vanlar, mantarlar, bitkiler ve böcekler karaya yerleşmeye başladı.

Paleozoyik’in sonlarına doğru ise yeryüzü uçsuz bu­caksız ormanlarla kaplandı. Bu ormanlarda böcekler, am­fibiler (suda ve karada yaşayanlar) ve sürüngenler göze çarpan hayvanlardı. Zamanın sonlarında sürüngenler oldukça çeşitlendi ve memelilerin ve dinozorların ataları olan gruplar ortaya çıktı.

Paleozoyik’in son dönemi olan Permiyen sonunda ger­çekleşen kitlesel yok oluş ile birlikte canlılarının büyük çoğunluğu ortadan kalktı. Ortaya çıkan biyolojik boşluğu ise devam eden zamanda özellikle dinozorlar dolduracak­tır.

2)Mesozoyik Zaman (251,4 myö-65,5 myö):
Dinozor­lar çağı olarak da adlandırabiliriz. Süperkıta Pangea, Me­sozoyik Zaman’ın ilk döneminin sonuna kadar varlığını sürdürse de, daha sonra parçalanmaya başladı. Zamanın son dönemi olan Kretase’de Lavrasya ve Gondvana yeni­den birbirinden ayrılır ve daha küçük parçalara bölünür­ler; kıtalar hemen hemen günümüzdeki biçimlerini alma­ya başlar. İklim sıcaktır, hatta kutuplarda dahi buzullaşma yoktur. Paleozoyik Zaman’ın sonunda başlayan kurak ve aşırı karasal iklim Me­sozoyik Zaman’ın ilk döneminde (Triyas) devam eder. Jura’da (Jurasik Dönem) iklim yeniden nemli hale ge­lir ve kıtalar yeniden bitkilerle kaplanır. Bu nemli ve mevsimsel­liğin çok belirgin ol­madığı yumuşak iklimsel eğilim, Kretase Devri boyunca devam edecektir.

Permiyen Devri sonunda meydana gelen kitlesel yok oluşta sağ kalmayı başaran deniz canlıları çeşitlenerek pek çok yeni grup ortaya çıkardı. Modern zamanların de­niz omurgasız yaşamı Mesozoyik’te kurulmuştur.

İlk devir olan Triyas’ta sürüngenler ve memeli benzeri sürüngenler karasal ekosistemin baskın gruplarıydı. İlk gerçek memeliler Triyas’ın sonunda ortaya çıktı. Triyas’ın sonunda gerçekleşen yok oluşla, memeli benzeri sürün­genler de dahil, ilkel sürüngenlerin ve ikiyaşamlıların (amfibiler) çoğu yok oldu ve yeni dönemde dinozor ve yeni sürüngen gruplarının önü açılmış oldu. (Şekil 5)

Şekil 5: Mesozoyik Zaman “dinozorlar çağı” olarak da adlandırılır.

Jura Devri’nde karasal ekosistemin baskın omurgalı grubu dinozorlar olurken, timsahlar, kaplumbağalar, ker­tenkeleler ve kurbağalar da yayıldı. Bazı sürüngen grupla­rı sucul yaşama uyum sağlarken, bir kısmı ise uçma yete­neğini kazanarak krallıklarını gökyüzünde kurdular.

Açık tohumlu bitkiler, Mesozoyik’in baskın bitki gru­budur. Erken Mesozoyik’te eğreltiler, sikatlar, ginkolar baskınken; modern açık tohumlular, örneğin kozalak­lılar ilk kez günümüzdeki biçimleriyle erken Triyas’ta ortaya çıktı. Memeliler önemsiz bir grup olarak dinozor­ların hâkimiyeti altında yaşarken, kuşlar da ilk kez Jura Devri’nde ortaya çıktı.

Son devir olan Kretase sonunda dinozorlar pek çok canlı grubuyla birlikte ortadan kalktı. Bu yok oluşun yeryüzüne çarpan bir gökcismi nedeniyle olduğu yaygın olarak kabul gören fikir olsa da, tartışmalar devam etmektedir. Kretase/Tersiyer yok oluşu olarak bilinen bu olayla sürüngenlerin yüz milyonlarca yıl süren hâkimiyeti sona erdi ve memeli­lerin yaygınlaşmasını sağlayacak koşullar oluştu.

3)Kenozoyik Zaman (65,5 myö-günümüz):
Bu döne­min temel özellikleri, memelilerin baskın hale gelmesi, kıtaların günümüzdeki hallerini alması, geniş otlakların oluşması ve son zamanlarında da insanın ortaya çıkarak yayılmasıdır. Paleojen, Neojen ve Kuaterner olmak üzere üç devre ayrılır.

Bu zamanda kıtalar günümüzdeki konum ve biçimle­rini yavaş yavaş alırken, iklim de gittikçe kuraklaşıp so­ğudu. Birçok buzul çağı yaşandı. Kurak ve soğuk iklim koşulları ormanların azalmasına yol açtı.

Omurgasızlar, balıklar ve sürüngenler dönemin başın­da modern biçimlerine ulaştı; ancak, memeliler, kuşlar, bir hücreliler ve çiçekli bitkiler dönem boyunca evrimle­şip çeşitlenmeye devam etti.

Şekil 6: Kenozoyik Zaman’ın çevre şartları ve son zaman devlerinden mamutlar.

Tek çenekli bitkiler bu zamanda ortaya çıkıp, orman­lardan boşalan alanlara yayılarak, ilk kez savan, yayla gibi otlak alanlarını oluşturarak memeli evriminin ana mer­kezleri oldu. Memeliler zamanın başında sıçan benzeri biçim ve boyutlardayken; hızla pek çok garip tarihöncesi dev hayvana ve günümüz biçimlerine evrimleştiler. (Şekil 6) Son olarak ise, kendi türümüz olan Homo sapiens son buzul çağının sona ermesiyle yaygınlaşıp, ekosistemin baskın canlısı oldu.

Kaynak: Deniz Şahin, 50 Soruda Yaşamın Tarihi, Bilim ve Gelecek Kitaplığı, Ekim 2011, 2. Baskı, s.121-126

Önceki İçerikYaşama elverişli bölgede bulunan ötegezegenlerde yaşam gerçekten mümkün mü?
Sonraki İçerikKesintiye uğrayan manyetik alan çizgileri, yeniden bir araya getirilebilir mi?