Ana Sayfa Olağanüstü Mayıs Sayısı KOVİD-19 krizi: Yönetici sınıf, sınıfta kaldı

KOVİD-19 krizi: Yönetici sınıf, sınıfta kaldı

214

Toplumun krizden korunabilmesi için uluslararası ticarete dayalı kapitalist gelişme paradigmasının yıkıcı etkilerinin dikkate alınması gerekiyor. Kovid-19 krizi, daha önce proletaryaya ait olduğu düşünülen taleplerin toplumsal gereksinim haline geldiğini gösterdi.

Bir kıvılcım bozkırı tutuşturdu. 2019 yılının son haftasında Çin’in Wuhan kentinde yeni bir etkene bağlı olabileceği düşünülen zatürre hastaları fark edilmişti. Sonraki 3 ay içinde pandemik virüs dünyayı etkisi altına aldı. Yeni bir virüsün insandan insana geçme özelliği kazanarak dünya genelinde salgına (pandemiye) yol açma olasılığı olduğu bilinmekteydi. Yaşananlar böylesi bir pandemi riskine karşı yapılan hazırlıkların büyük ölçüde kâğıt üstünde olduğunu gösterdi. Daha önce MERS, SARS gibi salgın hastalıklardan etkilenen ve bunlardan ders çıkaran bazı ülkeleri saymazsak, dünyanın çoğu ülkesinde riskin algılanamadığı ve yaklaşan tehlikenin fark edilemediği görüldü. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) o şekilde bir önerisi olmadığı için pek çok ülke Ocak ayı sonuna dek Çin’e seyahat kısıtlaması getirmedi. DSÖ’nün erken dönemde seyahat kısıtlaması önermemesinde kuşkusuz, olası ekonomik kayıpların da dikkate alınması etkili olmuştu. Ancak erken dönemde alınacak seyahat kısıtlaması tek başına sonucu pek değiştirmeyecekti. Yapılan çalışmalar seyahat kısıtlaması önleminin Kovid-19 hastalığının kontrolü açısından sınırlı bir etkiye sahip olacağı gösterdi. (1)

Nispeten olumlu örnekler
Çin’in Wuhan kentindeki getirilen seyahat kısıtlanmasının etkisinin hastalığın yayılmasını kısmen geciktirme ile sınırlı olduğu görüldü. (2) Wuhan’da trafik kısıtlamaları, sosyal mesafe ve ev izolasyonu gibi önlemlere rağmen Ocak ayında Kovid-19 hasta sayısı artmaya devam etmişti. (3) Çin’de salgın kontrol çalışmalarını kentlerde sokağa çıkmanın engellenmesi, test kapasitesinin hızlı şekilde artırılması, aktif olgu araştırması, hastaların izolasyonu, yüksek riskteki kişilerin karantinaya alınması ve maske kullanımı gibi bireysel risk azaltmaya yönelik davranışların yaygınlaştırılması oluşturdu. (4)

Çin’in yanı sıra Güney Kore, Singapur, Tayvan’da da salgına müdahale konusunda hızla organize olunabildiği görüldü.

Çin’in yanı sıra Güney Kore, Singapur, Tayvan’da da salgına müdahale konusunda hızla organize olunabildiği görüldü. 2015’teki MERS deneyiminden bazı dersler çıkaran Güney Kore’de Kovid-19 hastalarının tespit edilmesi ve temaslılarıyla birlikte karantinaya alınması çalışması başarıyla yürütüldü. Bu süreçte Güney Kore’de belirtileri olan kişilerin yanı sıra hasta kümelenmelerinin olduğu ve hastalık açısından riskli kabul edilen yerlerdeki belirtisiz kişilere de test uygulandı. Etkili halk sağlığı müdahaleleriyle Güney Kore’de salgın, zorunlu sokağa çıkma kısıtlamalarına başvurmadan kontrol altına alınabildi. (5)
2003 yılındaki SARS salgınından dersler çıkaran Tayvan’da da Kovid-19 salgınının erken dönemde kontrol altına alınabildiği görüldü. Tayvan’da hastalıkla ilgili ilk bilgiler geldiğinde, toplumda üst solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerin bulunmasına yönelik aktif tarama çalışması başlatıldı. Sağlık kurumlarına ve hekimlere, başvuran hastaların seyahat geçmişine ulaşabilme olanağı sağlandı. Gerek duyulabilecek malzeme ve ekipman için planlamalar hızlı şekilde yapıldı. Tayvan Hastalık Kontrol Merkezi 20 Ocak tarihinde, hükümetin stoklarında 44 milyon tıbbi maske ile 1,9 milyon N95 maske olduğunu duyurmuştu. (6) Salgın kontrol çalışmalarının hızlı şekilde organize edildiği Singapur’da da etkili vaka tespit çalışmaları sayesinde şikâyetlerin başlamasından ortalama 7 gün sonra Kovid-19 hastalarının izole edilmesi sağlanabildi. (7)

ABD ve çoğu Avrupa ülkesi yetersiz kaldı
Birkaç olumlu ülke örneğinin dışında kalan pek çok ülkede ise salgın kontrol çalışmalarında karmaşanın hakim olduğu görülüyor. ABD’li epidemiyolog Michael Osterholm ABD’nin pandemi planının olmadığını, pandemi ile mücadele çalışmalarının kaotik, parçalı ve liderlerin çelişkili mesajlarıyla yönetildiğini belirtiyor. (8) ABD’nin gerçek bir halk sağlığı sistemi olmadığını belirten ABD’li politikacı Bernie Sanders ise Mart ayında attığı bir mesajda sağlık sisteminin amacının şirketler için yüksek kazanç sağlamak yerine, hayatları korumak olması gerektiğini belirtmişti. (9) Sanders, ABD’de sağlık sisteminin salgın kontrolü açısından yapısal sorunlara sahip olmasına şu sözlerle işaret etmekteydi: “Bugün insanlar ölüyor, hasta olduklarını biliyor, fakat karşılarına çıkacak faturaları ödeyemeyecekleri için hastaneye gidemiyorlar.” (10)
Salgın yönetiminde karmaşanın olduğu bir diğer ülke olan İngiltere’de eleştirilen konulardan birini ise Kovid-19 tanısı almış hastaların temaslılarının etkin şekilde takip edilmemesi oluşturuyor. (11) İtalya’da toplumdaki olası hastalara yönelik taramaların yapılmamasının salgının geç fark edilmesine yol açmış olabileceği düşünülüyor. Yapılan bir çalışmada İtalya’nın Lombardy bölgesinde 20 Şubat tarihinde ilk doğrulanmış Covid-19 hastasının bildirilmesinden haftalar öncesinde, 1 Ocak tarihinden itibaren Kovid-19 belirtileri olan hastaların ortada bulunduğu sonucuna ulaşıldı. (12)

ABD’nin gerçek bir halk sağlığı sistemi olmadığı ortaya çıktı.

İtalya, İspanya, İngiltere ve Türkiye gibi ülkelerde salgın kontrolü çalışmalarının etkili şekilde yürütülememesinin nedenlerinden birini halk sağlığı hizmetlerinin zayıflığı ve sağlık sistemlerinin hastane merkezli yapıya sahip olması oluşturuyor. DSÖ yardımcı direktörü Dr. Bruce Aylward, salgın kontrolü çalışmalarının zorlu kısmının sosyal izolasyon önlemleri kadar hastaların etkin bir şekilde izole edildiğinden emin olunması olduğunu belirtiyor. (13) Benzer şekilde Çin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Genel Direktörü George Gao da belirtileri ılımlı olanlar dahil Covid-19 hastalarının ailelerinin yanına gönderilmeyerek, kurumsal izolasyona alınması gerektiğini belirtiyor. (14) Ancak salgını hastanelerden yönetmeye çalışan ülkelerde genel durumu kötü olmayan Kovid-19 hastalarının eve gönderilmesi tercih ediliyor.

Kapitalizmin yarattığı eşitsizlikler olumsuz etki yaptı
Türkiye’de salgına hazırlık açısından en çok üzerinde durulan konuları yoğun bakım ünitesi ve deneme aşamasındaki tedavi yöntemleri gibi salgın kontrolü açısından çok önemli olmayan konular oluştururken; işyerleri, huzurevleri, cezaevleri gibi yerlerde alınması gereken önlemler üzerine yeterince kafa yorulmuyor. Bunun önemli bir nedenini sağlık hizmetlerinin kamusal bakış açısıyla ele alınmaması oluşturuyor. Almanya’da salgın kontrol çalışmalarını yürüten Robert Koch Enstitüsü’nün (RKI) Başkanı Prof. Dr. Lothar Wieler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bireysel tıp yaklaşımı gelişirken, kamu sağlığının yeteri kadar gelişmediğine ve bunun, Kovid-19 pandemisine müdahale açısından dezavantaj oluşturduğuna işaret ediyor. (15) Mirco Nacoti ve arkadaşları da Kovid-19 salgınının, toplum merkezli sağlık hizmeti kavramına doğru değişim gerekliliğine işaret ettiğini belirtiyorlar. (16)
Ancak Kovid-19 krizinin kapsamı, kamusal bir alan olan sağlık hizmetlerinin organizasyonuyla sınırlı değil. Kapitalist toplumdaki derinleşmiş eşitsizlikler salgının olumsuz etkilerinin artmasına neden oluyor. Yıpratıcı çalışma ortamı, sağlıksız konutlar ve yetersiz gelire sahip olan milyonlarca insanın büyük şehirlerde iç içe yaşaması salgınların kontrolüne yönelik önlemlerin alınmasını zorlaştırıyor. İtalya’da yapılan bir çalışmada hava kirliliğinin Kovid-19 hastalığının ağır seyretmesi yönünde etki edebileceği sonucuna ulaşıldı. (17) Çin’deki Kovid-19 salgını sırasında hava kirliliğinin azaldığını gösteren veriler ise pandemiden sonra da tıbbi maskelerin kullanılmaya devam edileceği anlamına geliyor.
Üretimin genel olarak piyasa mekanizması ile yönetilmesi, pandeminin etkilerinin ağır şekilde hissedilmesine yol açtı. Bazı Avrupa ülkelerinde özel sektör tarafından işletilen yaşlı bakımevi ve huzurevlerinde, hastalanarak görevden çekilen personelin işi kimseye verilemediği için yaşlılar ölüme terk edildi. Pandemi sırasında en fazla ihtiyaç duyulan maske, koruyucu ekipman, el dezenfektanı gibi tıbbi ürünlerin tedarikinin sağlanamadığı görüldü. Pandemi sırasında faaliyetleri durdurulması gereken bazı özel sektör işletmelerinin faaliyetlerine devam etmesi ayrı bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Gıda ürünlerinin tedarik zincirinde ortaya çıkması olası sorunların ne ölçüde aşılabileceği ise bilinmiyor. Sosyal ve ekonomik yaşam üzerinde ortaya çıkan olumsuz etkilerin kapsamı kolay telafi edilebilecek gibi değil.

Kapitalist toplumdaki derinleşmiş eşitsizlikler salgının olumsuz etkilerinin artmasına neden oluyor.

Çin’deki 194 kentte 1210 kişi üzerinde yürütülen bir araştırmada psikososyal açıdan kişilerin % 54’ünün Kovid-19 pandemisinden orta ya da ağır derecede etkilendiğini görüldü. (18) Sağlık personeli ve iyileşen kişiler ile bunların temaslıları başta olmak üzere Kovid-19’un toplumda depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu sıklığının artmasına yol açtığı bildiriliyor. (19) Erken dönemdeki etkilerinin üstesinden gelinse bile yetersiz salgın kontrol çalışmaları nedeniyle sosyal yaşamdan uzun süreliğine mahrum bırakılan ve ekonomik sorunlarla boğuşan bireyler, ruh sağlığı sorunlarıyla baş etmek zorunda kalabilir. Toplumun krizden korunabilmesi için uluslararası ticarete dayalı kapitalist gelişme paradigmasının yıkıcı etkilerinin dikkate alınması gerekiyor. Kovid-19 krizi, daha önce proletaryaya ait olduğu düşünülen taleplerin toplumsal gereksinim haline geldiğini gösterdi. Zamanın evde geçtiği bugünlerde bir taraftan şiir, roman, öykü vs. kitaplar okunurken, diğer taraftan Marksizm’e ilişkin tartışmaları okumaya başlamak fena fikir olmasa gerek.

DİPNOTLAR
1) https://www.thinkglobalhealth.org/article/tracking-coronavirus-countries-and-without-travel-bans
2) https://science.sciencemag.org/content/early/2020/03/05/science.aba9757
3) https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2764658
4) https://www.thelancet.com/journals/laninf/article/PIIS1473-3099(20)30264-4/fulltext
5) https://www.cambridge.org/core/journals/disaster-medicine-and-public-health-preparedness/article/how-is-covid19-affecting-south-korea-what-is-our-current-strategy/0EA2D469C3131FBDD0110922FCD4EF7E
6) https://jamanetwork.com/journals/jama/fullarticle/2762689
7) https://www.cdc.gov/mmwr/volumes/69/wr/mm6911e1.htm?s_cid=mm6911e1_w#F1_down
8) https://www.sciencemag.org/news/2020/04/united-states-leads-coronavirus-cases-not-pandemic-response
9) Bernie Sanders. Twitter mesajı, 30.03.2020.
10) Bernie Sanders. Twitter mesajı, 28.03.2020.
11) https://www.bmj.com/content/368/bmj.m1284?utm_source=twitter&utm_medium=social&utm_term=hootsuite&utm_content=sme&utm_campaign=usage
12) https://www.nature.com/articles/d41586-020-00154-w
13) https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0262407920305704?via%3Dihub
14) https://www.sciencemag.org/news/2020/03/not-wearing-masks-protect-against-coronavirus-big-mistake-top-chinese-scientist-says
15) https://www.birgun.net/amp/haber/robert-koch-enstitusu-baskani-lothar-wieler-kamusal-sagligin-eksikligi-hissediliyor-293785
16) https://catalyst.nejm.org/doi/full/10.1056/CAT.20.0080
17) https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0269749120320601?via%3Dihub
18) https://academic.oup.com/qjmed/advance-article/doi/10.1093/qjmed/hcaa110/5813733
19) https://wwwnc.cdc.gov/eid/article/26/7/20-0407_article

Önceki İçerikAkhisar-Kırkağaç (Manisa) deprem fırtınasının özellikleri
Sonraki İçerikKorona sonrası Dünya: Ütopya mı, distopya mı?