Ana Sayfa Bilim Gündemi Kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde organik nanopartiküller kullanılabilir mi?

Kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde organik nanopartiküller kullanılabilir mi?

390

Dünya genelindeki ölümlerin büyük bir kısmı kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu hastalıklardan biri atardamarın içyapısında anormal derecede yağ ve kolesterol birikimi ile plak oluşumudur.

Plak oluşumu ile birlikte atardamarda sertleşme meydana gelir. Bu sürece ateroskleroz (damar sertliği) adı verilir. Bu hastalık nedeniyle Avustralya’da her 12 dakikada bir kişini yaşamını yitirdiği raporlanmıştır. Plak parçalandığında ise kalp krizi ve felce neden olabilecek süreç başlar. Peki, mikroskobik nanopartiküller kullanılarak plağın parçalanması ve bu dokunun kan akışı yoluyla organlara zarar vermesi engellenebilir mi?

Kanada’da geliştirilen organik nanopartiküller bu potansiyeli taşımaktadır. Parçacıklar ilk olarak kanser teşhisi ve tedavisi için geliştirilmiştir. Şimdi ise, nanopartiküllerin plakların tanımlanması ve etkisiz hale getirilmesi için nasıl kullanılabileceği araştırılmaktadır.

Porfizom olarak bilinen nanopartiküller, kanserli dokuları, tümörleri saptamak ve doğru bir şekilde haritalandırılmak için kullanılır. Ayrıca tümörlerin izlenmesine ve tedavi için kullanılacak ilaçların etki etmesi gereken bölge hedeflenerek kullanılabilmesine yardımcı olurlar. Porfizomların çalışma mekanizması yüksek yoğunluklu lipoproteinlerde veya “iyi kolesterol” olarak bilinen HDL’lerde bulunan bir proteine dayanır. HDL’lerin plak oluşumu üzerinde sınırlayıcı etkisi olduğu bilinmektedir. Araştırmacılar, porfizomların damar sertliğinde antienflamatuar (iltihap, yangı azaltıcı) etki gösterebileceğini düşündü ve yapılan deneysel çalışmalar bu fikri doğruladı.

Biliminsanları porfizomların etkisinin kapsamlı bir biçimde ölçülmesi için daha fazla araştırma gerektiğini ifade ediyor.

Kaynak: https://phys.org/news/2020-06-thwarting-deadly-heart-blockages-nanoparticles.html

Önceki İçerikSolucanlar, kendilerini yaşamın erken evrelerinde ölüme programlayabiliyor
Sonraki İçerikİtalyan mafyasını İspanyollar mı kurdu?
İstanbul Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okuyorum. Evrim, Populasyon Genetiği, Moleküler Ekoloji ve Entomoloji alanlarıyla ilgiliyim. Bu alanların yanı sıra müzik ve tiyatro ile de ilgileniyorum.