Daha önce de bu köşede birkaç kez değindiğimiz gibi ülkemiz koşullarında basılı yayıncılık büyük bir darboğazdan geçiyor. Bunun esas nedeni iktidar politikaları sonucu giderek derinleşen ekonomik kriz. Tamamen dövize bağlı olan kâğıt giderleri her ay artıyor. Türk lirası değer yitirdikçe kâğıt masrafı otomatikman yükseliyor. Diğer bütün giderler de yine dövize bağlı olarak artıyor. Dergilerimizi ve kitaplarımızı TL ile satıyoruz ama bütün giderlerimiz Dolar ve Euro üzerinden. Bu durum yayıncılar üzerindeki ekonomik baskıyı her geçen gün ağırlaştırıyor. Ülkemizdeki posta işletmesinin durumu da malum. Abonelerimizden sürekli dergilerinin ellerine ulaşmadığı yönünde şikâyetler alıyoruz. Oysa biz dergi daha bayiye gitmeden ilk önce aboneleri yolluyoruz, ama ciddi sayıda aboneye dergi ulaşmıyor. Kargo ile yollamaya kalksak abone fiyatını neredeyse iki katına çıkarmamız gerekecek; çünkü en ucuz kargo şirketi bile 1 dergiyi yollamak için dergi fiyatının yarısını istiyor. Kısacası ülkemizin diğer sektörlerinde de olduğu gibi basılı yayıncılık da bir cendere içinde.
Biz dergimizi basılı olarak çıkarmaya devam edeceğiz. Okurlarımızdan gelen talep bu yönde. Ama okuyucu sayımızı artırmak için de çareler aramak zorundayız. Özellikle yeni bilim okurları dijital yayıncılığa daha yatkın. E-abonelerimizin sayısının giderek artması da bu eğilimi gösteriyor. Bu nedenle Bilim ve Gelecek’in dijital mecrada yeni okuyucular bulmasına özel bir önem vereceğiz.
Yeni bir e-abone kampanyası başlatıyoruz. Dergimizin daha yaygın okunmasını ve özellikle genç bilim okurlarına ulaşmasını arzu eden bazı dostlarımız öneriler getirdiler. Toplu abonelik yapılabileceğini ve abone tutarının bir bölümünü karşılayabileceklerini söylediler. Biz de gençlere ve eğitimcilere yönelik kâr hedefi gütmeden faaliyet gösteren kurumlarla iletişim kuruyoruz. Bünyelerindeki üniversite öğrencilerini ve öğretmenleri toplu halde abone yapacağız ve bunun tutarını dostlarımız ve dergi birlikte üstlenecek. Yani iki yönlü bir kampanyamız oluşacak. Hali vakti nispeten yerinde olan Bilim ve Gelecek dostlarını toplu e-abonelik yapmaya davet ediyoruz. Bizimle iletişime geçebilirler. Öte yandan biz de abone yapacağımız genç bilim okurlarını kurumlar vasıtasıyla bulacağız.
Umuyoruz çok sayıda yeni Bilim ve Gelecek e-abonesi yaratabiliriz; özellikle gençlerden başlayarak…
***
Elinizdeki sayının kapak dosyası Francis Bacon. Bilim Devriminin anıt isimlerini tek tek ele alan Rıfat Saltoğlu bu kez de bilimsel yöntemin kurucularından Bacon’u inceliyor. Bacon, bilimsel araştırmada deney ve gözlemin önemini vurgulayan, doğadaki fenomenlerin Tanrı’nın müdahalesi olmadan kendi kanunlarına göre meydana geldiği görüşünden hareket eden ve mümkün olduğu kadarıyla boş inançları ve boş inançlar üstüne kurulu metafiziği reddeden köşe taşı niteliğinde bir Rönesans düşünürü. Saltoğlu’nun hacimli yazısını okumak biraz emek istiyor, ama okurlar buna değeceğine emin olabilirler.
Dergideki tüm yazılar değerli ama içlerinden birini daha vurgulamak istiyoruz. Benan Dinçtürk’ün “En acı emek: Blues müziğinin köklerini oluşturan hapishane ve iş şarkıları” başlıklı makalesi. Okunduğunda buruk bir tat bıraktığı gibi bir isyan ateşi de körüklüyor.
Dostlukla kalın…
