Zürih Üniversitesi’nin Evrimsel Biyoloji ve Çevre Çalışmaları bölümünden araştırmacılar beş yıl boyunca Tanzanya’daki zürafaları inceledi. İnceleme kapsamında sosyallik, doğal çevre ve insan kaynaklı faktörlerin zürafalarda hayatta kalmayı nasıl etkilediği analiz edildi. Araştırmaya göre daha büyük gruplar halinde yaşayan yetişkinlik evresindeki dişi zürafalar, izole bireylere kıyasla daha yüksek bir hayatta kalma, dolayısıyla daha uzun yaşam ihtimaline sahiptir.
Zürafaların oluşturduğu gruplar dinamik ve değişimlere açıktır. Değişimlere (yeni bireylerin gruba girmesi veya gruptan bireylerin ayrılması) açık olması açısından örneğin sosyal davranış gösteren böcek kolonilerinden ayrılırlar. Araştırmacılar grubun üyeleri sık sık değişse de “girişkenlik” adı verilen daha fazla dişi zürafa ile gruplaşmanın dişi zürafalarda hayatta kalmayı arttırdığını ifade ediyor ve ekliyor: “Zürafalarda sosyalliğin bu yönü, bitki örtüsünün ve insan yerleşimlerine yakın olma gibi sosyallik ile doğrudan ilgili olmayan çevre özelliklerinden bile daha önemli bir noktadır.”
Zürafalar açısından en önemli tehdit kaçak avlanmadır ancak kaçak avlanmanın yanı sıra hastalık, stres veya yetersiz beslenme gibi etmenler de kritik önemde olan yaşamsal tehditlerdir. Çalışmanın katılımcılarından Barbara König, “Sosyal ilişkiler yiyecek arama veriminin artmasına neden olabilir. Aynı zamanda tür içi rekabeti, avlanmayı, hastalık riskini ve psikososyal stresi en aza indirmeye yardımcı olabilir” açıklamalarında bulunuyor.
Dişi zürafalar, kalitesi en yüksek olan gıda kaynakları hakkında bilgi paylaşmak ve bu kaynakları elde etmek için başka dişi zürafalar ile bir araya gelebilir. Daha büyük gruplarda yaşamanın sadece besin kaynaklarına ulaşım açısından değil, aynı zamanda grubun güvenliğinin sağlanması açısından da büyük bir önemi vardır. Erkek zürafalardan gelen tehditlerin (tacizlerin) etkisinin azaltılması, genç bireylere bakımda işbirliği, dişi bireylerin yanında kalarak stres seviyesinin düşürülmesi gibi durumlarda da sosyal yaşamın avantajları görülür. İnsan kaynaklı yaşamsal tehditlerin zürafa yaşamına etkisini de inceleyen araştırmacılar, insanların yaşadıkları kasabalara daha yakın yaşayan dişi zürafaların hayatta kalma oranlarının daha düşük olduğunu raporladı.
Araştırmacılar yeni çalışmalarında, geliştirdikleri bir algoritmayı kullanarak yaban hayatı içerisindeki zürafaların sosyal davranışlarına dair gözlemlerini veri haline getirdi ve işledi. Sonuçlara göre, zürafalar sosyal davranışlar açısından primatlara ve primatların bir üyesi olan insanlara oldukça benzerdir. Örneğin şempanzeler ve goriller, grup yaşamının beslenme stratejilerini esnekleştirdiği topluluklarda yaşar. Araştırmanın katılımcılarından Monica Bond, “Dişi zürafalarda diğer bireylerle daha fazla sayıda bağlantı kurulması ve daha büyük bir topluluk yaşamına geçilmesi faydalı gibi görülmektedir” diyor ve bu grup yaşamının güçlü bir alt grup ilişkisi olmadan gerçekleştiğini ifade ediyor. Bu sonuç da zürafalarda grupların değişkenliğini açıklamaktadır. Çalışmanın sonuçları insan toplumları açısından da çarpıcı sonuçları işaret etmektedir. Bu çıktı bir cümle ile özetlenebilir: “Dayanışma yaşatır!”
Kaynak: https://phys.org/news/2021-02-friends-giraffes-group-longer.html