Jeologlar, Dünya’nın kıtalarının oluşumunu artan kuyrukluyıldız çarpışmalarına ve gezegenin galaksinin içine olan yolculuğuna bağlı olabileceği uzun dönemli döngüler keşfetti. Yer kabuğu çoğunlukla mantodan soğuyan ve katı kayaya kristalleşen magmadan oluşuyor. Jeologlar kapana kısılmış radyoaktif izotopların bozunmasına ve bileşimlerine dayanan farklı tanelerin yaşlarını inceleyerek kabuk oluşumu sürecinin izini sürebilirler.
Curtin Üniversitesi tarafından yürütülen yeni bir çalışma için takım iki kratondaki -kökleri Dünya’ya yüzlerce mil uzanan ve onları sismik güçlere son derece kararlı hale getiren çok eski kabuk parçaları- mineral tanelerinin yapısını ve yaşını araştırdı. Avusturalyadaki Pilbara ve Greenlandeki Kuzey Atlantik Kratonu, bu bölgelerin ikisi de yaklaşık 2.8 ve 3.8 mılyar yıl arasında tarihlendirilmiştir. Bunu yaparken, bilim insanları kabuk üretiminin her 170-200 yıl milyon yılda bir arttığını öne süren kalıpları gözlemlediler. Şaşırtıcı bir şekilde gezegenin zıt noktalarında olmalarına rağmen bu iki kratona karşı istikrarlıydı, bu da döngünün yerli faktörler yüzünden olmadığını belirtiyor. Bunun dışında araştırmacılar buldu ki bir galaktik ölçekte gerçekleşen bir döngünün bir sonucuydu.
Samanyolu göakdasındaki her şey merkezdeki bir süper kütleli karadelik etrafında farklı hızlarda döner. Güneşimiz ve bütün olarak güneş sistemi saniyede 240 km hareket ederken, büyük sarmal kollar saniyede yaklaşık 210 km’de hareket eder. Bu demektir ki periyodik olarak güneş sistemi daha yoğun sarmal kollara girip çıkacak. Peki ne kadar peiyodik? Yaklaşık 200 milyon yıl. Takım, komşumuz sarmal kollardan birine hareket ettiğinde yüksek yoğunluklu maddenin gravitasyonel etkileri güneş sistemini saran Oort bulutundaki malzemeyi sallayabileceğini söylüyor. Bu objeler kuyruklu yıldızlar şeklinde iç güneş sistemine doğru göç edebilir ve Dünya ile çarpışma şansını arttırır.
“Yepyeni bir ışık”
Kuyruklu yıldızlar asterodilerden daha yüksek hızlarda hareket etmeye meyillidirler ve ekip diyor ki Dünya’ya çarptıklarında mantonun yüksek kısımlarını kazarlar ve eritirler, erimiş kayanın yüzeye çıkmasına ve daha yoğun manto malzemesinin üzerinde yüzmesine neden olduklarını söylüyor. Bu bölümler soğudukça, daha fazla magma yapıştıkça zamanla büyüyebilen kıtasal kabuğun tohumlarını oluştururlar. Araştırmanın baş araştırmacısı Profesör Chris Kirkland, “Çalışmamız dünyadaki jeolojik süreçler ile Güneş Sisteminin Galaksimizdeki hareketi arasındaki heyecan verici bir bağlantı.” diyor. “Kıtaların, hepimizin üzerinde yaşadığımız ve mineral kaynaklarımızın çoğunu bulduğumuz kara kütlelerinin oluşumunu, Güneş Sistemi’nin Samanyolu’ndan geçişine bağlamak gezegenimizin biçimlendirici tarihine ve bulunduğu yere yepyeni bir ışık tutuyor.” Daha fazla kanıt, çarpmaların basıncı ve ısısı kayayı buharlaştırdığında ve ardından tekrar yağmur yağdığında üretilen malzeme konsantrasyonlarını içeren küresel yatakların çağlarında mevcut olabilir. Ekip, bazı küresel yataklar ile güneş sisteminin 3.25 ve 3.45 milyar yıl önce sarmal bir kola geçtiği zamanlar arasında bir korelasyon olduğunu söylüyor. Araştırmaya göre sarmal bir kolla en son karşılaştığımızda yaklaşık 66 milyon yıl önceydi, büyük bir asteroit veya kuyruklu yıldızın Dünya’ya çarparak dinozorları yok etmesiyle ünlüydü.
Kaynak: Study links continent creation to 200-million year galactic comet cycle, New Atlas