Ana Sayfa Bilim Gündemi Haber bağımlılığı yalnızca zihinsel değil, bedensel olarak da olumsuz etkili

Haber bağımlılığı yalnızca zihinsel değil, bedensel olarak da olumsuz etkili

458
0

Sağlık İletişimi Dergisi’nde yayınlanan yeni bir araştırma, haberleri sürekli kontrol etme konusunda takıntılı bir dürtüye sahip kişilerin stres, kaygı yanında fiziksel sağlık sorunları yaşama olasılıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Son iki yılda, COVID pandemisinden Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline, büyük çaplı protestolara, kitlesel göçlerden yıkıcı orman yangınlarına kadar bir dizi endişe verici küresel olay yaşadık. Birçok insan için bu kötü haberleri okumak onları geçici olarak güçsüz ve sıkıntılı hissettirebiliyor.
Sürekli gelişen olaylardan oluşan 24 saatlik bir haber döngüsüne maruz kalmak bireylerde zihinsel ve fiziksel sağlık üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir ve bugün ortaya çıkan bu yeni bulguların gösterdiği gibi, yüksek düzeyde haber bağımlılığı olan kişiler önemli ölçüde daha fazla fiziksel rahatsızlıktan mustarip olabilir.

Haberleri saplantı haline getirmek
Texas Tech Üniversitesi’nde Medya ve İletişim Fakültesi reklamcılık bölümünde doçent olan Bryan McLaughlin, ” Tatsız olaylara haberler eşliğinde tanık olmak, bazı insanlarda sürekli bir yüksek alarm durumuna neden olabilir, gözetleme isteklerini aşırı hızlandırıp dünyayı karanlık ve tehlikeli bir yer gibi görmelerine yol açabilir” diyor. “Bu bireyler, duygusal sıkıntılarını hafifletmek için günün her saatinde haberleri saplantı haline getirerek ve güncellemeleri kontrol ederek, sesini kısmak yerine daha fazla içine çekildikleri bir kısır döngüye girerler. Ancak bunun bir faydası olmadığı gibi haberleri ne kadar çok kontrol ederlerse bu durum hayatlarının diğer yönlerine de fazlaca müdahale edebilir.”
Halk arasında haber bağımlılığı olarak bilinen bu fenomeni incelemek için McLaughlin ve meslektaşları Dr Melissa Gotlieb ve Dr Devin Mills, 1.100 ABD’li yetişkinle yapılan çevrimiçi bir anketten elde edilen verileri analiz etti. Ankete katılanlara: “Haberlere o kadar kaptırıyorum ki etrafımdaki dünyayı unutuyorum”, “aklım sık sık haberlerle ilgili düşüncelerle meşgul oluyor”, “haberleri izlemeyi bırakmakta zorlanıyorum” ve “haberleri okuduğum ya da izlediğim için okulda ya da işte çoğu zaman dikkatimi veremiyorum” gibi ifadelere ne kadar katıldıkları sorulmuş.
Katılımcılara ayrıca yorgunluk, fiziksel ağrı, zayıf konsantrasyon ve mide-bağırsak sorunları gibi fiziksel rahatsızlıkların yanı sıra stres ve kaygı duygularını ne sıklıkta yaşadıkları da sorulmuştur. Sonuçlar, ankete katılan kişilerin %16,5’inin “ciddi sorunlu” haber tüketimi belirtileri gösterdiğini ortaya koydu. Bu tür bireyler sıklıkla haberlere o kadar daldılar ve kişisel olarak kendilerini haber hikâyelerine kaptırdılar ki, bunlar bireyin uyanıkken ki düşüncelerine egemen oldu; aile ve arkadaşlarla geçen zamanı böldü, okula veya işe odaklanmayı zorlaştırdı, huzursuzluk ve uyku güçlüğüne sebep oldu. Belki de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, daha yüksek düzeyde sorunlu haber tüketimine sahip kişilerin, demografik özellikler, kişilik özellikleri ve genel haber kullanımı kontrol edildiğinde, daha düşük düzeyde tüketimi olanlara göre zihinsel ve fiziksel rahatsızlık yaşama olasılığı önemli ölçüde yüksek.

Sonuçlar kaygı verici
Anket katılımcılarına geçen ay içinde ne sıklıkla zihinsel sağlık veya fiziksel hastalık belirtileri yaşadıkları sorulduğunda, sonuçlar şunu gösterdi:

  • Şiddetli düzeyde sorunlu haber tüketimine sahip olduğu kabul edilenlerin %73,6’sı “oldukça fazla” veya “çok fazla” zihinsel rahatsızlık yaşadıklarını bildirirken, diğer katılımcılarda bu oran %8’de kaldı.
  • Ciddi düzeyde haber tüketenlerin %61’i, fiziksel rahatsızlık tecrübelerini “biraz” veya “çok fazla” olarak bildirdiler. Diğer katılımcılarda bu oran %6,1’de kaldı.

McLaughlin’e göre bulgular, insanların haberlerle daha sağlıklı bir ilişki geliştirmelerine yardımcı olmak için odaklanmış medya okuryazarlığı kampanyalarına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. “İnsanların haberlere bağlı kalmalarını istesek de, haberlerle daha sağlıklı bir ilişkiye sahip olmaları önemlidir” diyor. “Çoğu durumda, bağımlılık ve zorlayıcı davranışlar için tedavi, davranışı ılımlı bir şekilde bırakmak zor olabileceğinden, sorunlu davranışın tamamen kesilmesine odaklanır. Aşırı ve sorunlu haber tüketimi durumunda, araştırmalar, bireylerin, zihinsel sağlıkları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu algılarlarsa, haber tüketimini durdurmaya veya en azından önemli ölçüde azaltmaya karar verebileceklerini göstermiştir. Örneğin, önceki araştırmalar, bireylerin, COVID-19’un sansasyonel içeriğine sürekli dikkatlerini vermelerinin zihinsel sağlıkları üzerinde olumsuz etki bıraktığını gören ve bu konuda endişe duyan bireylerin, bilinçli bir şekilde kulaklarını tıkama kararı aldıklarını bildirmiştir.” Buna ek olarak çalışma, haber endüstrisinin sorunu nasıl körüklediği hakkında daha geniş bir tartışmaya ihtiyaç olduğunu da ortaya koymaktadır.
McLaughlin, “Teknolojik gelişmeler ve 24 saatlik haber döngüsüyle birleşen satış kuruluşlarının karşı karşıya olduğu ekonomik baskılar, gazetecileri haber tüketicilerinin dikkatini çekecek “haber değeri taşıyan” hikâyeler seçmeye teşvik ediyor” diyor. “Ancak, belli insanlar için, haber değeri taşıyan hikâyeleri karakterize eden çatışma ve drama, sadece onların dikkatini çekmekle kalmaz, aynı zamanda haberlerle uyumsuz bir ilişkiye de yol açabilir. Dolayısıyla çalışmamızın sonuçları, haber medyasının karşılaştığı ticari baskıların sadece sağlıklı bir demokrasiyi sürdürme hedefine değil, bireylerin sağlığına da zararlı olabileceğini vurgulamaktadır.” Bu çalışmanın sınırlamaları ise, yazarların sorunlu haber tüketimi ile zihinsel ve fiziksel rahatsızlık arasındaki kesin ilişkiyi kuramadığı bir noktada toplanan verilere güvenilmesi yer almaktadır.

Kaynak: News addiction linked to not only poor mental wellbeing but physical health too, new study shows, EurekAlert!