Bu ısınma eğilimini endişe verici bulan NASA yöneticisi Bill Nelson, ısınan iklimin şimdiden bıraktığı izlere dikkat çekiyor. Ortalığı kasıp kavuran kuraklık, yoğunlaşan orman yangınları ve artan deniz seviyeleri, küresel iklim kriziyle birlikte ele alındığında tartışma tamamlanıyor. Ayrıca yapılan çalışmanın, türetilen en son iklim değişikliği modellemelerine de referans olacağının altı çiziliyor.
Son dokuz yıl, modern kayıt tutmanın 1880’de başlamasından bu yana en sıcak yıllardan oldular. Bu durum, 2022’de Dünya’nın 19. yüzyılın sonundaki sıcaklık ortalamasından yaklaşık 1,11 Santigrat derece daha sıcak olduğu anlamına geliyor.
NASA iklim modelleme merkezini direktörü Gavin Schmidt, “Isınma eğiliminin nedeni, insan faaliyetlerinin atmosfere muazzam miktarlarda sera gazı pompalamaya devam etmesi ve gezegenimize etkilerinin de uzun süreler boyu devam edecek olmasıdır” dedi.
İnsan kaynaklı sera gazı emisyonları , Kovid-19 salgını nedeniyle 2020’de kısa süreli bir düşüşün ardından toparlandı. NASA bünyesinde son zamanlarda yapılan bir başka çalışma, küresel karbondioksit salınımının şu ana kadar kaydedilen en yüksek karbondioksit seviyelerine bu yıl erişildiğini belirledi. Bu yıl NASA bünyesinde yapılan bir başka çalışmada da Uluslararası Uzay İstasyonu üzerinde bulunan Dünya Yüzeyi Mineral Toz Kaynağı Araştırma Aracı’nı (İng. Earth Surface Mineral Dust Source Investigation Instrument) kullanarak bir başka güçlü sera gazı olan Metan’ın da olağanüstü miktarlarda yayıldığını gösterdi.
ABD Jeofizik Birliği’nin 2022 yıllık toplantısında sunulan araştırma sonuçlarına göre Kuzey Kutbu bölgesi, küresel ortalamanın dört katına yakın en güçlü ısınma eğilimlerini yaşamaya devam ediyor.
Dünyanın dört bir yanındaki insan toplulukları, biliminsanlarının ısınan atmosfer ve okyanuslarla ilgili olarak gördükleri etkiler birinci elden tecrübe ediyor. Küresel iklim krizi, yağışları ve tropik fırtınaları yoğunlaştırdı. Kuraklıkların şiddetini derinleştirdi ve fırtına dalgalarının etkisini artırdı. Geçen yıl Pakistan’ı harap eden şiddetli muson yağmurları ve ABD’nin güneybatısındaki kalıcı bir mega kuraklık küresel iklim krizinin sonuçlarıydı. Eylül ayında Ian Kasırgası, Amerika kıtasını vuran en güçlü ve hasarları onarılması en maliyetli kasırgalardan biri oldu.
Değişen gezegenimizi takip etmek
Küresel sıcaklık analizleri için, Dünya’nın dört bir yanındaki meteoroloji istasyonları ve Güney Kutbundaki araştırma istasyonları tarafından toplanan verilerin yanı sıra, gemilere ve okyanus şamandıralarına monte edilen aletlerden faydanılmakta. NASA biliminsanları, verilerdeki belirsizlikleri hesaba katmak ve her yıl için ortalama küresel yüzey sıcaklığı farklılıklarını hesaplamak için ölçümler yapıyor. Bu yer tabanlı yüzey sıcaklığı ölçümleri, 2002’den beri NASA’nın Aqua uydusu üzerindeki Atmosfer Kızılötesi İskandili (İng. Atmospheric Infrared Sounder) tarafından toplanan uydu verileri ve diğer tahminlerle tutarlıdır.
NASA, küresel sıcaklıkların zaman içinde nasıl değiştiğini anlamak için 1951-1980 dönemini temel olarak kullanıyor. Bu taban çizgisi, La Niña ve El Niño gibi iklim hadiselerinin yanısıra diğer etkenler nedeniyle olağandışı sıcak veya soğuk yılları içinde bulundurmakta ve Dünya sıcaklığındaki doğal değişimleri anlamlandırmamızı sağlar.
Herhangi bir yıldaki ortalama yüzey sıcaklığını birçok etken etkileyebilir. Örneğin 2022 yılı, Pasifik Okyanusu’ndaki La Niña koşullarının ard arda üç yıldır devam etmesine rağmen kaydedilen en sıcak yıllardan biri oldu. NASA biliminsanları, La Niña’nın soğutma etkisinin, küresel sıcaklıkları düşünüldüğünden daha az (yaklaşık 0,06 santigrat derece) düşürmüş olabileceğini tahmin ediyor.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (İng. National Oceanic and Atmospheric Administration; NOAA) tarafından bağımsız bir başka ölçüm, 2022 için küresel yüzey sıcaklığının 1880 yılından bu yana altıncı en yüksek sıcaklık olduğu sonucuna vardı. NOAA biliminsanları, analizlerinde 2022 yılına ait NASA’nın da kullandığı aynı ham sıcaklık verilerini, farklı bir temel dönem sıcaklıklarıyla ( 1901-2000) ve farklı bir metodolojiyle inceledi. Belirli yıllar için sıralamalar kayıtlar arasında biraz farklılık görülse de, sonuçlar geniş bir uyum içinde ve her ikisi de devam eden uzun vadeli ısınmayı yansıtmakta.