Ana Sayfa Dergi Sayıları 249. Sayı 2024’te Tıp alanındaki gelişmeler

2024’te Tıp alanındaki gelişmeler

41
0

Ebru Oktay

2025’e doğru ilerlerken tıp dünyası, sağlık hizmetlerinin sunumunu yeniden şekillendirmeyi, hasta sonuçlarını iyileştirmeyi ve insanlığın en acil sağlık sorunlarını etkin şekilde ele almayı vaat eden çığır açıcı gelişmeler yaşamaya devam ediyor. Bu yıl, kişiselleştirilmiş tıp ve gen düzenlemedeki atılımlardan tele sağlık ve yapay zekâ alanındaki gelişmelere kadar uzanan dikkate değer yeniliklere tanık olundu. Bazılarını sıralayalım:

CRISPR ve gen düzenleme teknolojileri
2024’teki en önemli gelişmelerden biri, daha hassas gen düzenleme uygulamaları için CRISPR (Clustered Regularly Interspaced Short Palindromic Repeats) teknolojisinin iyileştirilmesiydi. Araştırmacılar, gen terapisini klinik kullanım için daha güvenli hale getirerek hedef dışı etkileri (genomdaki diğer yerlerde istenmeyen düzenlemeler) en aza indirme yönünde adımlar attılar. Bu gelişmeler, biliminsanlarının mutasyonları kaynağında düzeltmesine olanak tanıyarak kistik fibroz ve orak hücre hastalığı gibi genetik bozukluklar için başarılı tedavilere yol açabilir. Ayrıca, nanopartiküller kullanan yeni uygulama yöntemleri, belirli dokuların daha verimli bir şekilde hedeflenmesini sağlayarak, çeşitli genetik durumlar için tedavilere yaklaşımı kökten değiştirmeye başladı.

Yapay zekâ entegrasyonu
Yapay Zekâ, teşhis ve tedavi planlama süreçlerini iyileştirerek sağlık hizmetlerini dönüştürmeye devam ediyor. 2024 yılında, makine öğrenimi algoritmaları tarafından desteklenen öngörücü analizler, dünya çapındaki hastaneler ve klinikler içinde ayrılmaz araçlar haline geldi. Bu sistemler, elektronik sağlık kayıtlarından (EHR’ler) gelen geniş veri kümelerini analiz ederek, hasta sonuçlarını dikkate değer bir doğrulukla tahmin edebilecek kalıpları belirleyebilecek safhalara evrildi. Örneğin, yapay zekâ odaklı modeller artık ameliyat sonrası komplikasyonları tahmin etmek veya diyabet gibi kronik hastalıkları her zamankinden daha etkili bir şekilde izlemek için kullanılıyor. Ek olarak, yapay zekâ ilaç keşfinde önemli bir rol oynuyor; algoritmalar, insan araştırmacıların tek başına başarabileceğinden çok daha hızlı bir şekilde devasa kimyasal kütüphanelerini tarayabilir. Bu teknolojilerin sağladığı hızlanma, laboratuvar keşfinden klinik deneme aşamalarına daha hızlı bir dönüş süresine yol açtı.

Telemedikal’ın yaygınlaşması
Kovid-19 salgını, telemedikalin hastalar tarafından benimsenmesinde üstel bir sıçrama yarattı. Düzenlemeler küresel olarak daha da kolaylaştıkça bu gelişim 2024’te de devam etti ve geleneksel sağlık hizmeti modellerinin genellikle yetersiz kaldığı kırsal alanlar da dahil olmak üzere çeşitli nüfuslara daha geniş erişimin önünü açtı. Ruh sağlığı hizmetlerinden, uzman konsültasyonlarına kadar uzanan etkili sanal bakım çözümleri sunarken hasta gizliliğini garanti eden gelişmiş güvenlik özelliklerine sahip yeni platformlar ortaya çıktı. Dahası, uzaktan izleme teknolojileri bu yıl esas olarak gerçek zamanlı hayati belirtileri ve hastalık ilerlemesini izleyen giyilebilir cihazlar nedeniyle önemli ölçüde iyileşti. Bu gelişme, sağlık hizmeti sağlayıcılarının daha erken müdahale etmelerine ve yalnızca periyodik poliklinik ziyaretlerine güvenmek yerine sürekli verilere dayanarak tedavi planlarını ayarlamalarına olanak tanıdı.

Üç boyutlu biyo yazıcılar
2024’teki bir diğer kayda değer gelişme, artık doğal insan dokularını yakından taklit eden karmaşık doku yapıları oluşturma yeteneğine sahip olan üç boyutlu biyo yazıcı teknolojilerinin evrimi oldu. Araştırmacılar, ilaç testi ve rejeneratif tıp için biyobaskı dokular kullanan başarılı denemeler bildirdiler, bu da hayvan testlerine olan ihtiyacı önemli ölçüde azalttı ve klinik uygulamalara giden yolu hızlandırdı. Organ veya organ benzeri yapılar tasarlama yeteneği, bağışçı organlara yönelik sürekli artan talebi ele alarak nakil bilimi için muazzam bir potansiyele sahip olmaya başladı.

Rejeneratif canlı dokuyu yakıt olarak kullanan bir 3 boyutlu biyo yazıcı, yapay et “yazdırır”ken.

Sanal sağlık asistanları
Sanal asistanlar ve sohbet robotları, tedaviler, teşhisler ve ilaçlar hakkında tavsiyelerde bulunarak klinisyenlere yardımcı olmaya başladı. Ayrıca, hastaların bakımlarıyla ilgili soruları yanıtlayarak ve kendi bakımları hakkında daha bilinçli kararlar almaları için ihtiyaç duydukları bilgilerle bağlantı kurarak hastalara da destek oluyorlar. Giderek artan bir şekilde, elektronik sağlık kayıt sistemleriyle arayüz oluşturacaklar ve randevu almak ve planlamak için kullanılacaklar. Ayrıca, hastalara ilaç almalarını veya egzersiz yapmalarını hatırlatarak uyumlu kalmalarına yardımcı olabilirler. Hatta, yalnız veya uzak bölgelerde yaşayan hastaların ruh sağlıklarını iyileştirmek için onlara arkadaşlık bile sağlayabilirler!

Önleyici sağlık hizmetleri
Bu konu, egzersiz, sağlık ve aşılama gibi birçok noktayı kapsıyor, ancak hepsi önlemenin tedaviden daha iyi olduğu eski atasözüne dayanıyor. Reaktif yaklaşımlardan proaktif yaklaşımlara geçiş, 2025’te de sağlık hizmeti sağlayıcıları için stratejik bir öncelik olacak. Araştırmalar, bunun hastalar için uzun vadeli faydalar yaratabileceğini ve önlenebilir durumların tedavisiyle ilişkili maliyetleri azaltabileceğini göstermiştir. Yapay zekâ ve giyilebilir teknoloji gibi teknolojik gelişmeler de burada önemli bir rol oynayacak ve erken uyarı ve hızlı müdahaleyi mümkün kılacaktır.

Sağlık hizmetlerinde sanal ve artırılmış gerçeklik kullanımının yaygınlaşması
Sağlık hizmetlerinde sanal gerçekliğin (VR) kullanımı yaygınlaşmaya başlıyor ve artık birkaç yenilikçi kullanım örneği ana akıma giriyor. Bu kullanımın özellikle hastaların uzun vadeli kronik ağrılarını yönetmelerine yardımcı olmada geleneksel farmasötik ağrı yönetiminden daha etkili olduğu ve daha az yan etkiye neden olduğu, hastaların yaşam kalitesinin artmasına ve hastanede kalış sürelerinin azalmasına yol açtığı gösterilmiştir. Bu arada, artırılmış gerçeklik (AR), cerrahlar tarafından ayrı ekranlara bakmaya gerek kalmadan çalışırken dijital bilgi sağlamak için giderek daha fazla kullanılmaktadır. Bir diğer uygulama ise yara bakımı yönetimidir; burada hastanın yarasının şiddeti, iyileşme durumu ve en iyi tedavi seçeneklerinin invaziv olmayan bir şekilde değerlendirilmesini sağlar.

Kuş gribinin hortlaması
Bu yıl Amerika’da 50’nin üzerinde kuş gribi olgusu tespit edilince bunun bir pandemiye yol açma potansiyeli endişeye yol açtı. Enfektif özelliği epeyce yüksek olan kuş gribinin bu tipi, yılın başında Amerika’daki süt ineklerinde belirlendi. Bu da virüsün hızla farklılaşıp insanları da kolayca enfekte edebileceğinin bir işaretiydi.
5N1 olarak on yıllardır bilinen virüs, 2003’te 900’den fazla kişide tespit edilmiş ve bu hastaların yarısı hayatını kaybetmişti. Virüs şimdilik insana bulaşmada zayıf gibi gözükse de enfekte hayvandan insana ya da bir diğer memeliye bulaşırsa hızla mutasyona uğrayıp daha güçlü hale gelebilecektir. Aralık başında 15 eyaletten 690 kadar sürünün H5N1 ile enfekte olduğu bildirilmiştir. Bu virüsün bir alt tipinin yıllar önce milyonlarca kuşu ve binlerce memeliyi öldürdüğünü bildiğimizden bugün doğal konak olmayan süt ineklerinde de görülmesi dikkate değer bir durum. Sığırlar arası geçişin tam olarak nasıl olduğunun bilinmemesi de bir sorun. Tüm şüpheler kullanımlar sırası ve arasında tam sterilize edilmeyen süt ekipmanlarını gösterse de solunum yoluyla da bulaşabileceğinden şüphe ediliyor. Bulaş yolunu öğrenmek insanın enfekte olmasını önlemek anlamında da önemlidir. Bu yıl 50’den fazla kişide H5N1 pozitif olarak bulunmuştu. Kasım’da da Kanada’dan ilk enfeksiyon haberi geldi. Bu, inek ve inek sütüyle hiç teması olmayan bir gençti. Bulgularıysa 2003’de tespit edilenlerden farklı (göz kızarıklığı gibi) ve zararsızdı. Ancak bu da, hastalık basit semptomlarla bile ortaya çıkıp fark edilemeyeceğinden hava yoluyla bulaş olasılığını artırır ve henüz ölümle sonlanan olgu olmamasına rağmen bir pandemiye yol açabilir.

Zihinsel ve fiziksel sağlık hizmeti sunumunun birleşmesi
Tıp tarihinin büyük bölümünde, zihinsel ve fiziksel sağlık hizmetleri nispeten bölümlere ayrılmıştı. Kovid-19 salgını bunu kökten değiştirdi, çünkü tıbbi hizmet sağlayıcılar fiziksel ve ruhsal iyilik hali arasındaki içsel bağlantıları ve bütünsel bir yaklaşıma duyulan ihtiyacı giderek daha fazla fark ettiler ve zihinsel sağlık sorunlarının fiziksel rahatsızlıkların tedavisini ve iyileşmesini nasıl etkileyebileceği üzerine uygulamalarını ve araştırmalarını yoğunlaştırdılar.

Sonuç
2024 yılında tıpta görülen bilimsel gelişmeler, teknoloji ve inovasyonun küresel sağlık sonuçlarını iyileştirmek için bir araya geldiği umut verici bir geleceği vurgulamaktadır. Gelişmiş gen düzenleme tekniklerinden ve yapay zekâ destekli teşhislerden genişletilmiş tele sağlık hizmetlerine ve biyobaskıdaki gelişmelere kadar, bu gelişmeler yalnızca tıp biliminde önemli adımları temsil etmekle kalmadı, aynı zamanda sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğini ve kişiselleştirilmesini de artırma yolunda umut verdi.

KAYNAKLAR

1) https://www.newscientist.com/article/mg26435210-400-bird-flu-suddenly-got-serious-in-2024-infecting-dozens-of-people/

2) https://www.newscientist.com/article/mg26435210-900-2024-saw-the-first-living-people-to-receive-pig-kidney-transplants/

Nobel Bilim Ödülleri
Bu yılın Nobel bilim ödülleri, akademik camianın özellikle yapay zekânın bilimsel araştırmaların odağına girmesi ve pandemi zamanında geliştirilen teknoloji uygulamalarına göz kırpma olanağı tanıdı. Dergimizin de Kasım 2024 sayısında işlediği Tıp, Kimya ve Fizik ödüllerine kısaca değinelim.

Victor Ambros ve Gary Ruvkun’a verilen Fizyoloji veya Tıp Ödülü, genlerimize dair mRNA aşıları olmak üzere pek çok uygulamaların gerçekleşmesine zemin hazırlayan mikroRNA üzerine 1990’lardan beri devam eden çalışmalar üzerine oldu. Mesajcı (İng. Messenger) RNA’lara bağlanabiliyor olmalarıyla bilinen mikroRNA’lar sayesinde hücre içinde çok çeşitli amaçlara hizmet eden hücre modifikasyonlarını genetik olarak mümkün kılıyor. Bu bilgisel altyapı üzerine inşa edilen özellikle Kovid-19 salgınından tür olarak kurtulmamızı sağlayan mRNA aşıları gibi teknolojiler gelecekte özellikle yapay zekânın da çalışmalara dahil olmasıyla başka birçok genetik mühendislik alanında uygulamalara yol açacak gibi görünüyor.

2024 yılının en tartışmalı Nobel ödülü şüphesiz ki Fizik ödülü oldu. Esasen bir bilgisayar bilimi/mühendisliği çalışmasının ürünü olan “büyük dil modeli” (İng. Large Language Mdeol; LLM) gibi yapay zekâ teknolojilerinin temelini oluşturan nöral bağların baz aldığı fizik modellerini geliştiren fizikçi John Hopfield ve bu fizik modelleri üzerinden bilgisayar algoritmaları geliştiren bilgisayar bilimci Geoffrey Hinton’a verilen fizik ödülü, esasen temelinde sarsıcı olan çalışmanın bilgisayar mühendisliğiyle ilişkili olması sebebiyle fizik ile ilişkilerinin sorgulanması başta olmak üzere, ödülü alan kişilerden birinin aktif uzmanlığının fizik olmaması gibi konular sebebiyle akademik camiada kimileri tarafından soru işaretleri yarattı. Öte yandan nöral bağların ve yapay zekâ modellerinin temelini oluşturan fiziksel çalışmaların bilimin her alanında çok yaygın bir şekilde kullanıldığı göz önünde bulundurulduğunda, genellikle çığır açan gelişmelere gerekli ödüllendirmeyi yeterince hızlı yapamayan Nobel Komitesi’nin de bu modern gelişmeyi gözden kaçırmamış olması da olumlu yönde bir etki yarattı denilebilir.

2024 Nobel Kimya Ödülleri ise, David Baker, Demis Hassabis ve John Jumper, görsel yapay zekâ teknolojileri aracılığıyla protein yapılarını tasarlayan ve öngören bir modele verildi. Holssabis ve Jumper tarafından geliştirilen bu yapay zekâ modeli, protein inşası alanında bir devrim yaratırken, aynı zamanda yapay zekânın biyoteknoloji çalışmalarında ne gibi uygulamaları olacağına dair önemli bir kapıyı aralıyor. Bu çalışma, dergimizin 2024 Eylül sayısında Cem Oran tarafından hazırlanan bir kapak dosyasında geniş olarak ele alınmıştı.