Ana Sayfa Dergi Sayıları 251. Sayı Eskimeyen bir içerik

Eskimeyen bir içerik

1209

Elinizdeki sayı ile birlikte dergi fiyatına zam yapmak zorunda kaldık. Bilim ve Gelecek artık 200 TL. Yıl başında Ocak sayısını çıkarırken dayanabilir miyiz acaba diye düşünmüştük. Yanılmışız. Kargodan kiraya, kâğıttan baskıya, vergilerden büro giderlerine öyle bir zam yağmuruyla karşılaştık ki dergi ve abonelik fiyatlarında artırıma gitmek zorunda kaldık. Okurlar, özellikle genç arkadaşlarımız zorlanacak, biliyoruz. Fakat onlara güvenmekten başka çaremiz de yok. Ülkenin içinde yol aldığı karanlık dehlizden çıkış için hep birlikte mücadele edeceğiz, başka bir yol yok.

Özellikle genç okurlarımıza e-aboneliği öneriyoruz. Gençler, basılı dergiye alışmış kuşaklara nazaran yazıları ekrandan okumaya daha alışıklar. Öte yandan Bilim ve Gelecek e-aboneliği derginin 21 yıllık külliyatına bedelsiz ulaşma avantajı da sağlıyor. Bunun büyük bir hazineye kavuşmak olduğunu inceleyenler fark edecektir. Bilim ve Gelecek dergilerinin içeriği bir veya birkaç ayda eskiyecek bir içerik değil. Hali vakti nispeten yerinde olan okurlarımızı ve dostlarımızı da çevrelerindeki bilime meraklı gençleri, öğrencileri e-abone yapmaya çağırıyoruz. Bilim ve Gelecek e-aboneliği güzel bir hediye olsa gerektir.

***

Bu sayımızın kapak dosyası Alâeddin Şenel’in “Üç boyutlu evrim: Cansız doğada, canlılarda, toplumda” başlıklı makalesi. Şenel, evrim kavramını fiziksel-kimyasal, biyolojik ve toplumsal alanlarda inceliyor; bütünsel bir evrim kavrayışı geliştiriyor. Bilgilendirici, öğretici ve temel bakış açısı sağlayan bir makale. Ender Helvacıoğlu’nun “Bilimsel düşünce, bilimsel yöntem ve bilim-toplum ilişkisi” ve Mehmet Sakınç’ın “Dünya iklimi nereye gidiyor” başlıklı yazıları da benzer özelliklere sahip. Bilim ve Gelecek içeriğinin bir ayda eskiyecek bir içerik olmadığını söylerken tam da bu tür yazıları kastediyoruz.

İzlem Gözükeleş “Yapay zekâ ve hesap verilebilirlik” adlı makalesiyle, yapay zekâ alanındaki güncel tartışmaları yorumlarıyla bize aktarmayı sürdürüyor. Haluk Eyidoğan ise son günlerin izleyenleri heyecanlandıran ve tedirgin eden Ege’deki Santorini merkezli deprem fırtınasının nedenlerini açıklıyor ve gelecek için kestirimlerde bulunuyor. Bütün bu yazılar ve diğerleriyle zengin bir sayı çıkardığımızı düşünüyoruz. Umarız okurlarımız da bizimle hemfikir olur.

***

Geçtiğimiz ay büyük bir tarihçiyi, Feroz Ahmad’ı kaybettik. Ahmad, özellikle Osmanlı’nın son dönemi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemine ilişkin çalışmalarıyla tanınan dünya çapında bir tarihçiydi. Çoğumuz İttihat ve Terakki’yi, Jön Türk devrimini, modern Türkiye’nin kimliğinin nasıl oluştuğunu onun çalışmalarından öğrendik. Eserleriyle yaşayacak ve yeni kuşakları aydınlatmaya devam edecek.

Bilim ve Gelecek’in Mart 2004 tarihinde yayım hayatına başlamıştı. Bu sayımızla birlikte 22. yılımızdan ay almaya başlıyoruz. Bir sermaye odağına veya devlet olanaklarına dayanmadan bu kadar uzun süre yaşamaya devam edebilmek kolay değildir. Bu, derginin mutfağındaki emekçiler kadar, dergimizin okurlarının ve yazarlarının da başarısıdır.

Dostlukla kalın…