Ana Sayfa Dergi Sayıları 253. Sayı Yerüstü de yeraltı da hareketli

Yerüstü de yeraltı da hareketli

359

Son derece dinamik bir ülkeyiz. Yerüstü de yeraltı da hareketli. Tam istim üzerindeki halk ve gençlik hareketlerini ele aldığımız kapak dosyamızı tamamlayıp dergiyi matbaaya yollayacakken İstanbul’da yeraltı da 6.2 büyüklüğündeki ciddi bir depremle hareketlendi. 23 Nisan’da halk hareketinin coşkusuna, İstanbul özelinde biraz tedirginlik de eklenmiş oldu.

1999 Gölcük depreminden beri halktan deprem vergisi diye toplanan trilyonlarca lira, İstanbul gibi bir metropolün depreme hazırlığı için harcanacağına iktidar tarafından har vurup harman savruldu. Üstüne üstlük İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun tutuklanmasını fırsat bilip Kanal-İstanbul adını verdikleri ihanet projesini tekrar gündeme getirmeye çalışıyorlar. Halktan, toplumun güvenliğinden, insan sağlığından ne kadar koptuklarının göstergeleri bunlar.

Türkiye halkı ve onun öncü evlatları Türkiye gençliği, artık bu iktidardan bir an evvel kurtulmayı kafasına koydu. 19 Mart’ta üniversite öğrencilerinin çaktığı işaret fişeğiyle başlayan hareket, halkın bütün kesimlerini kapsayarak sürüyor. Hareketin şimdiye kadarki süreci içinde birinci dönemeç İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin polis barikatını aşıp Saraçhane’ye akmalarıysa, ikincisi de Yozgat’taki traktör konvoyu oldu. Yozgat gibi durağan ve muhafazakâr olduğu söylenen bir kentte bu kez köylülerin öncülüğünde halk iktidara karşı ayaklandı. Masa başında günlerce düşünülse akla gelmeyecek sloganlar halk hareketinin içinden fışkırıverdi: “Turpunan şalgamınan devlet yönetilmez! Adaletle yönetilir!” Hareket halindeki kitlenin içinden çıkan sıcacık ve vurucu sloganlar bunlar; tıpkı bir gencin ağzından dökülüveren umut dolu “Her şey çok güzel olacak!” sloganı gibi.

Kitle hareketinin sağaltıcı etkisi vardır. En koyu karamsarı bile coşkulu bir çocuğa dönüştürür. Yılların ölü toprağını süpürür gider. Çözülemez sanılan köklü sorunları bile basitmişçesine çözücü potansiyeli vardır halk hareketlerinin. Bu havayı solumalı, bu coşkuyu tatmalıyız. Elbette bir halk güzellemesiyle yetinmeden ve anahtar mesele olan politik önderlik konusunu atlamadan.

Kapak dosyamızın iki unsuru var. Birincisi Ender Helvacıoğlu’nun halk hareketinin çeşitli boyutlarıyla incelendiği bir ay içinde kaleme aldığı yazılar. İkinci makale ise Alp Atamanalp’ın gençlik hareketini içerden değerlendirdiği yazı. Atamanalp, gençlik hareketi içinde görülen bir damar olan ACAB’ın eleştirisinden yola çıkarak politik önderlik ve doğru eylem konularını irdeliyor. Tartışılması gereken değerli bir makale.

Elinizdeki sayının diğer dosya ve makaleleri de okunmaya ve tartışılmaya değer yazılar. Sanırız yine zengin bir dergi Mayıs sayımız.

***

ODTÜ Felsefe Bölümü kurucularından, birçok felsefecinin hocası, dünyaca ünlü felsefeci ve mantıkçımız Teo Grünberg’i 98 yaşında kaybettik geçtiğimiz ay. Türkiye bilim topluluğunun, hepimizin başı sağ olsun.

Halkın yeni bir ülke coşkusuyla ayağa kalktığı bugünlerde tüm okurlarımızın, yazarlarımızın ve tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek, Birlik ve Dayanışma Gününü kutluyoruz.

Dostlukla kalın…