Ender Helvacıoğlu
Bu konuda çok şey yazıldığı için birkaç nottan oluşan kısa bir yazı yazacağım.
1) Erdoğan iktidarının ele geçirdiği devlet, bütün araçlarıyla halka karşı savaşan bir devlete dönüşmüştür.
2) Erdoğan devleti bu savaşı verirken toplum içinde kendine -bir şekilde- bağlı tüm unsurları harekete geçirmiştir.
3) Bugün belirleyici mücadele CHP mevziinde verilmektedir; emekçi halk bu mevzie yığınak yapmıştır.
4) Erdoğan devletinin CHP içindeki unsurları harekete geçirilmiştir, yandaş yargı eliyle önleri açılmaya çalışılmaktadır ve tek hedefleri CHP mevziinin düşmesini sağlayarak Erdoğan iktidarının devamını garanti altına almaktır.
5) Hangi güdüyle olursa olsun (görevli olarak, şantaj yapılarak veya tehdit edilerek, küçük çıkarların peşine düşerek, doymak bilmeyen ve gözleri kör eden hırslara kapılarak, nesnel gerçeklikten tamamen kopup subjektif dayatmayla nesnelliği alt edebileceği hayali içinde olarak, kendisine gerçek dışı bir misyon biçip ne olursa olsun bu misyonun peşinden gitmesi gerektiği hezeyanına kapılarak vb.) bu duruma düşen kişi ve gruplar kamuoyunca mahkûm edilmeli, halk bu tuzağa düşülmesini engellemelidir.
6) Saldırı altındaki CHP mevzii düşerse çok daha geri bir mevzide mücadele edilmek zorunda kalınır. Dolayısıyla mesele sadece CHP’nin ve CHP’lilerin meselesi değil, tüm halkın meselesidir.
7) CHP’li değilim, ama gördüğüm tablo bu. 30 Haziran’da olumsuz bir karar çıkarsa çok belirleyici bir halk mücadelesi başlayabilir, başlamalıdır.