Dr. Çağrı Yalgın
Helsinki, Finlandiya
Birkaç yıldır Fince tıp terimlerini öğreniyor ve kullanıyorum. Bu terimleri Finler, yüz kırk yıl önce kurulan Duodecim derneğine ve dergisine borçlu.
Fince 19. yüzyılda bir bilim ve kültür dili olmaktan uzaktı. Yüzyıllarca İsveç hakimiyetinde kalmış Finlandiya’da devlet, eğitim, bilim ve kültür dili İsveççe idi. Ülke 1809’da Rusya egemenliğinde özerk bir büyük dükalık haline geldi. Ruslar Finlerin İsveç kültüründen sıyrılması için Fin kültürünü destekledi. Bu dönemde felsefeci Johan Vilhelm Snellman başta olmak üzere -çoğunun anadili İsveççe olan- Fin aydınları, Fincenin bilim ve kültür dili olarak gelişmesinin önemini vurguladılar. Tıp terimlerinin Finceleşmesini gerekli gören diş hekimliği öğrencisi Matti Äyräpää, bu amaçla Duodecim derneğini kurdu. Duodecim, terimlere karşılıklar önermekle kalmıyor, çıkardığı aynı adlı tıp dergisinde kullanılmalarını sağlayarak bunları yaygınlaştırıyordu.
Bu çalışmalar sayesinde günümüzde temel tıp terimlerinin çoğunluğunun Fincesi var. Fin hekimler kalkan şeklinde bir bez olan tiroid bezine, kalkan bezi anlamındaki “kilpirauhanen” terimini kullanıyor. Bu terimler, artık baş döndürücü hızla gelişirken aynı hızda terim üreten tıp biliminin Finceleştirilebilmesi için zemin oluşturuyor.
Ülker’in Türkçe element adlarına yönelik önerileri
Türk tıp dili ise Finceye kıyasla çok daha fazla Batı dilleri egemenliğindedir. Halbuki Osmanlı döneminde başlayan ulusal bilim dili çabaları, cumhuriyet döneminde devletçe desteklenmişti. Türkçeyi ele alan Mustafa Kemal Atatürk terim sorunuyla da ilgilenmiş, Türkçe terimlerin kullanıldığı bir geometri kitabı kaleme almıştı. Türk Dil Kurumu tarafından, özellikle 1945’ten sonra çok sayıda terim çalışması yapılmış, kurumun yapısının kökten değiştirildiği 1983 yılına kadar 102 terim sözlüğü ile üç terim yapma kılavuzu yayınlanmıştı.
Tıp terimlerine Türkçe karşılıklar bulma konusundaki en geniş çalışma, emekli olmuş patoloji uzmanı Prof. Dr. Süreyya Ülker’e ait. İngilizce eğitim veren Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki öğrenciliğimden kendisinin en iyi İngilizce ders anlatanlardan biri olduğunu hatırlıyorum. Terim konusunda ilgili gördüğümde arşivinden birçok belgeyi kopyalayıp benimle paylaşma nezaketini de göstermişti.
Ülker, henüz bir tıp öğrencisi iken yabancı bir anatomi kitabını, kendi bulduğu terimler ile çevirmiş, yıllar boyu tıp terimlerinin Türkçedeki karşılıklarını veren bir dizge geliştirmişti. Bu çabaların sonucunda ortaya, 90 bin terimin karşılığının bulunduğu Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü çıktı.
Bu 90 bin terim tıp alanıyla sınırlı değil. Örneğin Ülker, tıp terimleri sözlüğünde ve kendi yayınladığı Dirgerin Sesi dergisindeki yazılarında kimyasal elementlerin hepsine Türkçe karşılıklar öneriyor. Bu terim önerilerini yazının eki olarak kutu içinde bulabilirsiniz. Ülker’in yöntemini şöyle özetleyebilirim:
– Türkçe kökenli sözcükler (altın, bakır, demir, gümüş, kalay, kurşun, ak altın, sıçanotu, sürmetaşı) terim olarak kullanılmıştır. Yaygınca kullanılsa dahi Türkçe kökenli olmayan sözcükler (örnek: çinko, kükürt) dikkate alınmamıştır.
– Eski kaynaklarda, halk dilinde kullanılan, kimileri yöresel sözcükler de terim olarak değerlendirilmiştir (örnek: balsıra tozu, gözotu).
– Gökür ve ışnar sözcükleri, önceki tıp terimi çalışması olan İşçil-Elöve sözlüğünün önerisidir ve Ülker bu terimleri benimsemiştir. Ülker’in öğe, element anlamına kullandığı katıt sözcüğü de böyledir.
– Arta kalan öğeler için Ülker kendisi terim üretmiştir. Bunu yaparken çoğunlukla öğenin Latince adından esinlenmişse de böyle bir kurala bağlı kalmamıştır. Ülker’in bu türetmeler sırasında -öz(ü) ve -t eklerini kullandığını görüyoruz. Öğe adlarından bazıları öğenin önemli bir özelliğini (örnek: ağırtaş), bazıları ilk bulunduğu yeri (örnek: kalifornözü), bazıları öğeyi içeren nesneyi (örnek: çakmaközü), bazıları bir bilimadamını (örnek: nobelözü) göstermekte, bazıları söylencelerden (örnek: erliközü), bazıları ise gök cisimlerinden adlar (örnek: ayözü) taşımaktadır.
– Ülker, dikkatli bir araştırma ve geniş bilgi dağarcığı ile Batı söylencelerinin kahramanlarının adlarından köken alan Latince öğe adlarına, ya Türk söylencelerindeki karşılıklarını kullanarak (örnek: neptunium -denizhanözü) ya da bu kahramanların adlarını Türkçeleştirerek (örnek: promethium -odgetirenözü) Türkçe karşılık önermiştir. Yine, mendelevium öğesine adını veren kimyacı D. İ. Mendeleef’in, soyadı Mendilci olan Ruslaşmış bir Kazan Türkü olmasından hareketle, öğeye mendilciözü adını önermiştir.
İrdeleme
Cumhuriyet döneminde terim çalışmalarının temellerini oluşturan Ziya Gökalp’in Türkçülüğün Esasları eserindeki ilkelere göre terim önce halk dilinde aranır, bulunamazsa Türkçe kurallarına uygun olarak türetilir. Yukarıda anlattığım üzere, Ülker de esasen bu yola başvurmuş ancak Türkçede yaygınca kullanılan çinko, kükürt gibi yabancı kökenli sözcükleri dikkate almamış. Tıp terimlerinde de Ülker, hücre, ciğer gibi sözcükleri, Türkçe olmadıkları gerekçesiyle çalışmasına katmamış.
Fince element adlarında da halk dilindeki adlar olduğu gibi alınmış, yaygın kullanılan bazı elementlere Fince karşılıklar bulunmuş. Örneğin “carbonum”un karşılığı olarak Finler “hiili” (kömür) diyorlar. Bu, kelimenin Latince anlamıyla da Ülker’in “kömürözü” önerisiyle de uyumlu. “Hydrogenum” karşılığı olarak “vesi” (su) kelimesinden “vety” terimi türetilmiş. Buna Ülker’in bulduğu karşılık ise “ıslatkı”.
Fincede “vety” tamamen yerleşmişken Türkçede “hidrojen” diyoruz. “Islatkı” desem kimse anlamaz. Görünen o ki Finler erken davranıp kendi dillerinde zamanında terimler üreterek bunları yerleştirmeyi başarmışlar. Biz ise bu treni baştan kaçırdık ve şimdi yeni terim üretebilecek zeminden de bilinçten de yoksunuz.
KAYNAKLAR
– Demir ÖB. Kısa Bir Değini: “Türkçe Tıp” Garabeti Üzerine. Birikim 14.1.2022.
– Köksal A. Bilim Dili Türkçe. Bilim Dili Türkçe, Yazın Dili Türkçe. Dil Derneği Yayınları, Ankara, 1989. s. 46.
– Ülker S. Ülker Tıp Terimleri Sözlüğü: Latince-Türkçe, Türkçe-Latince, Bütünlenmiş 2. Bası. İnkılap Kitabevi Sağlık Yayınları, İstanbul, 1991.
– Ülker S. Türkçe katıt (element) adları. Dirgerin Sesi 1992; 2: 5-12.
– Ülker S. Yön gösteren katıt adları. Dirgerin Sesi 1992; 2: 17-18.
– Ülker S. Söylenbilimsel katıt (mitolojik element) adları. Dirgerin Sesi 1994; 4: 11-15.
– Ülker S. Kişi adlı katıtlar (eponim elementler). Dirgerin Sesi 1994; 4: 16-18.
– Ülker S. Tarımbiket (cerium). Dirgerin Sesi 1998; 8: 25–26.
– İşçil Şİ, Elöve AU. Türkçe Hekimlik Terimleri Üzerine Bir Deneme. Türk Dil Kurumu, Bursa, 1944-1948.
– Ülker S. Türkçe bileşik adları. Dirgerin Sesi 1992; 2: 13-15.
– Ülker S. Türk nozoloji dili. Dirgerin Sesi 1998; 8: 24-25.
– Mustajoki P. Lääkärit suomen kielen kehittäjinä. Duodecim 2013;129: 2299-3002.
– Zülfikar H. Terim Sorunları ve Terim Yapma Yolları. Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1991. s. 7.
Süreyya Ülker tarafından önerilen Türkçe element adları
Yazarın daha sonraki yayınlarındaki düzeltmelerle birlikte oluşturuldu. Başlardaki numaralar elementin madde sayısı, ardından gelenler de sırasıyla Latince ad(lar)ı ile önerilen Türkçe ad(lar)ıdır.1. hydrogenium: ıslatkı • 2. helium: güneşözü • 3. lithium: taşözü • 4. beryllium: gökyeşitözü • 5. borium: yincilözü • 6. carboneum: kömürözü • 7. nitrogenium: boğut (B) • 8. oxygenium: paslatkı • 9. fluor: akaröz • 10. neon: yeniöz • 11. sodium, natrium: külertiözü • 12. magnesium: acıöz • 13. aluminium: seyözü • 14. silicium, silicon: çakmaközü • 15. phosphorus: ışnar • 16. sulfur: yakır, balsıra tozu • 17. chlorinum: yeşilöz • 18. argon: eylemsizöz • 19. potassium, kalium: külüt • 20. calcium: tıtırözü • 21. scandium: kuzeyözü • 22. titanium: günüt • 23. vanadium: kuzhanözü • 24. chromium: yinit • 25. manganesium: alaōz • 26. ferrum: demir, timur, urbuş • 27. cobaltum: sıçantaşı • 28. niccolum: akçet • 29. cuprum: bakır, çoyun • 30. zincum: gözotu • 31. gallium: galözü • 32. germanium: almanözü • 33. arsenicum: sıçanotu • 34. selenium: ayözü • 35. bromium: kokaröz • 36. krypton: saklıt • 37. rubidium: kızılöz • 38. strontium: sarıt • 39. yttrium: tünüt • 40. zirconium: sırçat • 41. niobium, colombium: taşbiket • 42. molybdenum: kurşut • 43. technetium, masurium: uygulayımözü • 44. ruthenium: rutenözü • 45. rhodium: alöz • 46. palladium: bilget • 47. argentum: gümüş • 48. cadmium: bozkurumözü • 49. indium: çivitözü • 50. stannum: kalay • 51. antimonium, stibium: sürmetaşı, demirbozan • 52. tellurium: yerözü • 53. Iodum: gökür • 54. xenon: yadöz • 55. caesium: çakıröz • 56. barium: ağıröz • 57. lanthanum: siliköz • 58. cerium: tarayözü • 59. praseodymium: yeşilikizözü • 60. neodymium: yeniikizözü • 61. promethium, illinium: odgetirenözü, çiçerget • 62. samarium: samarözü • 63. europium: batıözü • 64. gadolinium: gadolinözü • 65. terbium: tünet • 66. dysprosium: önyozut • 67. holmium: kazıklıadaözü • 68. erbium: eyözü • 69. thulium: kuzat • 70. ytterbium: tüneyözü • 71. lutetium: lütetözü • 72. hafnium: gemliközü • 73. tantalum: gizverenözü • 74. tungsten, wolframium: ağırtaş • 75. rhenium: ırmaközü • 76. osmium: kokut • 77. iridium: yaygırözü • 78. platinum: ak altın • 79. aurum: altın • 80. mercurius, hydrargyrum: sindik, güneysu • 81. thallium: budacıközü • 82. plumbum: kurşun, karakurşun • 83. bismuthum: kızılkıröz • 84. polonium: polözü • 85. astatin, ekaiodum: dayanaksızöz, önkü-gökür • 86. radon, niton, radyum emanasyonu: ışıntürüm, ışınözü türümü • 87. francium, virginium: erdenöz • 88. radyum: ışınözü • 89. actinium: pırılöz • 90. thorium: kuzgunöz • 91. protactinium, brevium: ilkpırılöz, kısat • 92. uranium: gövendizözü • 93. neptunium: denizhanözü • 94. plutonium: erliközü • 95. americium: yeniyaşanözü • 96. curium: ışınetkinöz • 97. berkelium: berkleyözü • 98. californium: kalifornözü • 99. einsteinium: ayniştaynözü • 100. fermium: döküntüözü • 101. mendelevium: mendilciözü • 102. nobelium: nobelözü • 103. lawrencium: lavrensözü • 104. rutherfordium: radırfortözü • 105. hahnium: hağnözü.