Önder Kulak

Senyör, burjuva gibi herhangi bir kuruculuk önerme olanağına sahip değildir. Bütün özlemi eskiye dönüştür. Bunun koşulu olmadığından, soylu bilinç ya tarihin akışı içinde sönümlenir ya da varlığını reddeder, büsbütün karşıtına dönüşür ve burjuvalaşır. Burjuva muhafazakâr bakış açısının en belirgin pratiklerinden biri de,geçmiş ve bugün arasında, tarihsel kopuşların yok sayıldığı bir süreklilik kurmaktır. Bugün öykündüğü, ama […]

Siyaset ve hukuk ilişkisinin faşizm koşulları altında sergilediği mekanizma şöyle özetlenebilir: Yasalar, kültün kararlarından türetilir; kararlar, yasalardan önce gelir; siyasi hiyerarşi dahilinde en üstten en alta kadar yasalardan değişen ölçülerde muaf olan ve kararları yasaların üstüne çıkan kimselerden söz edilebilir; istisna hali geçici değil kalıcıdır; yasalar, toplumsal ilişkileri yeniden yapılandırma için birer dayatma aracıdır.  Her […]

Kült sözcüğünün etimolojik kökeni, tıpkı kültür gibi, Türkçe karşılığı “işlemek, yetiştirmek, düzenlemek” gibi ifadeler olan Latince colere fiilinde bulunur. Cicero dini (religio) tanımlarken, Türkçe...

Hallacı Mansur, heterodoks İslam geleneği içinden gelen bir düşünürdür, ortodoks gelenekten ayrılan bir kavrayışı teşkil eder. Kendi geleneği içinde de özgün bir isimdir. Tanrı ve insan arasındaki ilişkiyi, evrensel biçimde, eşdeyişle diller, dinler ve ırklar ötesinde, felsefesi dolayımıyla kavrar; buna bağlı olarak, farklı inanç ve düşünce sistemleri karşısında monologa ve diyaloga yönelir. Bu nokta Alevilik […]

Marx açısından verili toplumsal ilişkileri eleştirmeksizin, fuhuşa dönük ahlaki, dini ve hukuki birtakım müdahalelerde bulunmak anlamsızdır. Hem tam da bu ahlak, bu din ve bu hukuk fuhuşu oluşturan mekanizmanın birer düzenekleridirler. Fuhuş, işsizlik, evlilik, şiddet gibi onlarca kavramla bir arada anılmaksızın ne anlaşılabilir ne eleştirilebilir ne de durdurulabilir. Cinselliğin metalaşması çoğunlukla fuhuş kavramıyla anılır.[1] Fuhuş […]

Kült iktidarı tek bir kimse etrafında, hiyerarşik bir şekilde sıralanmış kümelerden oluşur. Böylesi bir düzende esas, devlet ve hatta toplum kavramıyla özdeşleştirilen kültün bekasıdır. Sıralama dışında kalan bireyler, yani kültleştirme fiilinin dışında kalanlar toplumsal açıdan edilgen kılınmak istenirler. Dahası kültün, dolayısıyla onunla özdeşleştirilen devletin, toplumun ve Tanrı’nın düşmanı ilan edilirler. Kült sözcüğünün etimolojik kökeni, tıpkı […]