Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, özellikle Kuzey Amerika’da bulunan geniş bir bölgede yapılan böcek ilaçlama faaliyetlerinde kullanılan kimyasallar, sadece insanlarda hastalık yapmakla kalmayıp büyük kitleler halinde arı ölümlerine de neden olmuştu.
Harvard Üniversitesi tarafından yapılıp, Temmuz ayında İnsektoloji Bülteni’nde yayımlanan sonuçlar, neonikotinoidler olarak bilinen ve böceklerin sinir sistemini etkileyen böcek ilaçlarının, koloni şeklinde yok oluşlara yol açan hastalıklar (“colony collaps disorder”= CCD) yarattığını gösterdi.
Neonikotinoidler dünya çapında en fazla kullanılan böcek ilaçlarıdır. Bu çalışmanın sonuçları, sadece önceki çalışmaları doğrulamakla kalmıyor, CCD’de başlıca suçlunun neonikotinoidler olduğunu da gösteriyor.
Bu çalışmada araştırmacılar, Massachusetts Eyaleti’nin merkezinde, yaklaşık 1 yıl süreyle 3 farklı arı kovanında 18 arı kolonisini inceledi. Her bir kovandaki 4 koloni düzenli olarak her zamanki dozda kullanılan neonikotinoid böcek ilaçlarına maruz bırakılırken; toplam 6 kovana bu uygulama yapılmadı. Böcek ilacıma maruz kalan 12 kovandan 6 tanesi tamamen yok oldu.
Ekinlerin ekilmesi sırasında “aşırı yüksek dozda” uygulamakta ısrarlı olunan neonikotinoid böcek ilaçları, endüstrinin iddia ettiği gibi tehdit oluşturmuyor değil, tersine ekinde biyolojik ayrışmaya neden oluyor.
Böcek ilaçlarının bileşenleri toprakta bulunuyor ve hatta böcek ilacı yapılmamış alanlarda bile görülüyor. Arılar, dolaştıkları alanlardan bu materyalleri alıp (örneğin mısır tarlalarından) kendi kovanlarına taşıyabilmektedir. Dahası yine arılar, bu dirençli maddeleri diğer bölgelere, ilaçlanmamış alanlara da taşıyor. Yine de ilaç, etkinliğini sürdürüyor.
Yapılan pek çok çalışmada, mevcut canlıların tozlaşmasını korumak için yapılan düzenlemelerin ne kadar yetersiz kaldığı gösterilmiştir. Yine hakemli bilim dergilerinde yayımlanan pek çok makalede, kullanılan böcek ilaçlarının arılara fazlasıyla zarar verdiği yazılmıştır.
Nature’de yayımlanan bir makale üzerine başlayan tartışmada böcek ilaçlarına maruz kalan arıların iki kat daha fazla öldüğü; yine maruz kalanların üçte ikisinin yok olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca etkilenen arıların yarısı, yiyecek toplamakta başarısız olmaktadır.
Marylan Üniversitesi Tarım Bölümü’nde yayımlanan başka bir çalışmada da, mantar öldürücüler de dahil olmak üzere kimyasalların dünya üzerinde en rahatsız ettikleri canlı topluluğunun arılar olduğu vurgulanıyor. Sadece Amerika’da arı nüfusunun yüzde 30 oranında azaldığı, bazı arı koruyucuların belirttiği raporlarda ise bu oranın yüzde 90’lara çıktığı söyleniyor.
Gene başka bir çalışmada Maine-Delaware büyüklüğündeki bir alanda 9 farklı tarım kimyasalı kullanıldığı gösterilmiştir. Bunlar, mantar-ot-böcek öldürücüler içermektedir. Bazı yayınlarda ise 21 ayrı kimyasaldan söz edilmektedir. Avrupa da son zamanlarda ciddi arı yok oluşları bildirmektedir.
Böcek ilaçları sadece çeşitli hastalıklara yol açmayıp, dünyanın her tarafında arıları öldürmektedir. Sadece arılar da değil, örneğin Monarch kelebeği de Monsanto’s tarım ilaçları nedeniyle ortadan kaybolmuştur. Artık bu kullanımları yasaklamanın zamanı gelmiş gibi görünüyor. Bu yöntemler devam ettiği takdirde dünya sürdürelebilirliğini yitireceğinden, doğal olmayan yöntemlerin terk edilmesi şart gibi görünmektedir.