Ana Sayfa Astronomi Mars’ta yaşamın sırları için derinleri kazmalıyız

Mars’ta yaşamın sırları için derinleri kazmalıyız

343
0
NASA'nın Curiosity sondası Mars'ın "Mary Anning" isimli bölgesinde.

NASA bünyesinde yapılan yeni bir laboratuvar deneyine göre, Mars’ta bir zamanlar var olduğu düşünülen yaşam kalıntılarını edinebilmek için 2 metreden daha derini kazmak gerekiyor zira Mars yüzeyindeki atomu parçalarına ayıran iyonize edici ışımalar -eğer varsa- aminoasit kalıntılarını hemencecik tahrip edecektir.
Aminoasitler canlı yaşam veya yaşamsal olmayan doğal süreçlere aracılığıyla yaratılmış olabilir. Fakat balli birkaç tür aminoasit bildiğimiz kadarıyla yalnızca canlılık tarafından üretiliyor ve proteinlerin inşasında kullanılıyor. Proteinler yaşam için çok kritik malzemelerdir çünkü canlılık içinde yaşanacak kimyasal olayları tetikleyen ve hızlandıran enzimlerin üretilmesiyle cnalılık içindeki yapıların inşası için kullanılmaktalar. Biliminsanları Mars’ta bu tür proteinleri veya onları var eden türdeki aminoasitleri aramaktalar.
ABD’nin Maryland Eyaleti’nin Greenbelt şehrinde bulunan NASA Goddard Uzay Merkezi’nden biliminsanı Alexander Pavlov; “Çalışmalarımızın sonuçları, Mars yüzeyine ulaşan kozmik ışınların orada bulunan tüm aminoasitleri parçalayacağını ortaya koydu. Üstelik yapılan deneyler, bu parçalama sürecinin önceden düşünüldüğünden çok daha hızlı olacağını gösteriyor.” diyor ve ekliyor “Şu anki Mars sondalarımız yerin ancak birkaç santimetre altını kazabiliyor. O derinliklerde 20 milyon yıldan daha önce yaşamış canlılığa ait ayak izlerinin günümüze ulaşması imkansız.” Mars’ta var olmuş bir yaşamı araştıran biliminsanları için 20 milyon yıl görece kısa bir süre çünkü Mars’taki kurumuş dere ve göl yatakları gezegendeki suyun milyarlarca yıl önce kaybolduğunu gösteriyor.

Çalışmanın sonuçları, NASA’nın Mars’a dair yapacağı projelerle ilgili master plan ve gelecek stratejilerini yeniden gözden geçirmesi gerekiğini ortaya koyuyor. Peki ya Mars sondalarının bu bölgelerde bulduğu organik moleküller? Eğer canlılık bu kadar hızlı parçalanıyorsa onlar neden yok olmadı? Mars yüzeyini inceleyen araştırmacılara göre kızıl gezegen, Dünya’ya nazaran çok daha fazla göktaşı bombardımanı altında kalıyor ve bu göktaşları sondalar tarafından bulunan organik malzemeleri Mars’a getirmiş olabilir. Bu tür göktaşları aracılığıyla Mars’a ulaşan malzemeler arasında yaklaşık 10 milyon yıllık organik moleküller de bulunmakta. Bu konu üzerine yapılan bir çalışma bu yılın 24 Haziran’ında Astrobiology  dergisinde yayımlandı.

Katil kozmik ışınlar
Kozmik ışınlar, yıldız parlamaları veya patlayan yıldızlar gibi evrendeki çok yüksek enerjili olaylar sırasında ortaya çıkan yüksek enerjili parçacıklardır(çoğunlukla protonlar ve Helyum çekirdekleri). Kozmik ışınlar yaşama dair ne varsa tüm organik molekülleri ve aralarındaki atomsal bağlantıları parçalama konusunda çok beceriklidir. Bu yaşam katili ışınlar katı ve sıkı kayaların bile birkaç metre derinine öldürücü enerjisini kaybetmeden inebilirler. Biz Dünya’lılar, bu tür öldürücü kozmik ışınlara karşı güvencemizi ozon tabakamıza, tüm gezegenimizi boydan boya saran manyetik alana ve diğer gezegenlere göre oldukça kalın olan atmosferimize borçluyuz. Araştırmalar Mars’ta da bir zamanlar benzer koruma tabakalarının olduğunu, hatta atmosferdeki bu koşulların yüzeyde sıvı halde suyun olmasına dahi izin verdiğini defalarca gösteriyor. Şu ana kadar görüp tecrübe ettiğimiz yaşam için sıvı halde su, hayati bir öneme sahip. Dolayısıyla milyarlarca yıl önce Mars’ta bulunan bu bahsi geçen koşullar bir “antik Mars yaşamı” arayışları için ikna edici kanıtlar olarak görülüyor.

Deney düzeneği
Araştırmacılar, önce Mars toprağıyla çok benzerlik gösteren bir toprakla çeşitli aminoasitleri birbirleriyle karıştırıyor ve sonrasında bu karışıma seri olarak gama ışıması gönderiyorlar. Bu ışımayla karışım arasına da en az birkaç milyar yaşında sert kayalar koyuyorlar. “Çalışmamız bu alanda şu ana kadar yapılanların en geniş kapsamlısı çünkü aminoasitlerin parçalanma (radyoliz) süreci Mars’a özgü -sıcaklık ve su varlığı gibi- çeşitli etkenleri de kapsamına alıyor ve ayrıca daha önce bu kadar çeşitli aminoasitlerle bu süreç çalışılmış değil.” Mars’ta tam bir aminoasit halen keşfedilmiş değil, Mars’a düşen meteoroitler ve göktaşı kraterlerinde bulunan parçalanmış organik moleküller hariç. Bu konuda tartışmalı bir çalışma da var. Dünya’nın güney kutbu yakınlarında bulunan RBT 04262 isimli bir göktaşı, Mars’a çok benzer bir kimyasal özelliğe sahip ve üstünde daha önce Dünya’da yalnızca yaşamsal etkenler aracılığıyla üretilmiş bir aminoasit zinciri keşfedildi. Araştırmacılar için bu göktaşı, hem Mars’tan kopup Dünya’ya çarptığı iddia edildiği için, hem de yaşamsal bir aminasitin bozunmadan ulaşan zincirini içerdiği için çok çok önemli fakat ne yazık ki nihai çıkarımlar yapmak için yeterli bir delil sunmuyor.
Mars’ta yaşamın ayak izleri olduğu düşünülen organik moleküller NASA’nın Curiosity ve Perseverance sondaları tarafından bulundu ancak kesin kanıtları keşfetmek için önümüzde uzunca bir yol var gibi görünüyor. Ayrıca bu çalışma, gelecekte Mars’a gönderilecek araçların çok daha derini kazma kabiliyetine sahip olacağını gösteriyor.

Kaynak: NASA experiment suggests need to dig deep for evidence of life on Mars, phys.org