15. yüzyılın ilk yarısında, Avrupalıların “Keşifler Çağı” henüz başlamamışken, Hint Okyanusu’nda, Afrika’nın doğu kıyılarında, Arap Yarımadası’nın çevresinde, Pasifik’in batı kıyılarında, Avustralya yakınlarında muazzam bir donanma kol gezmekteydi. Ming Hanedanının ünlü amirali Zheng He komutasındaki filo, 300 gemi ve 27.800 kişilik mürettebattan (tüccarlar, bilimciler ve devlet görevlileri dâhil) oluşuyordu. Yaklaşık 100 yıl sonra Ümit Burnu’nu geçip Hint Okyanusu’na ulaşan Vasco da Gama’nın donanmasının sadece 4 gemi ve 170 kişilik mürettebattan oluştuğu, Asya’ya ulaşmak için Atlantik’e açılan Kolomb’un üç küçük gemi ile yola çıktığı göz önüne alınınca, Çin donanmasının (ve elbette dönemin Çin uygarlığının) gücü ortaya çıkmaktadır. Zheng He’nın amiral gemisinin yanında Gama’nın ve Kolomb’un gemilerinin taka gibi kaldığını da ekleyelim. Zheng He komutasındaki Çin donanması 1405-1433 yılları arasında 7 büyük seyahat düzenledi. Bu seyahatlerin hangi hedefler doğrultusunda düzenlendiği ve Zheng He’nın ölümünden sonra neden birdenbire durdurulduğu önemli bir tartışma konusudur. Önemlidir, çünkü bu Çin içi bir tartışma olarak gözükse de sonuçları itibarıyla bütün bir modernite tarihini (yakın dünya tarihini) etkilemiştir. Çin donanmasının seyahatleri ve Hint Okyanusu’nun bir Çin denizi haline gelmiş olma durumu devam etseydi, Portekizlilerin ve İspanyolların bugün “büyük kaşifler” olarak anılan isimleri ancak birer küçük korsan olarak anılacaklar ve esameleri bile okunmayacaktı. Yeni denizler ve yeni kıtalar belki de tersten (Asya’dan Avrupa’ya ve Amerika’ya doğru) keşfedilecekti. Tarih böyle akabilirdi ama akmadı. Çin yönetimi seyahatleri durdurmakla kalmadı, o muazzam donanmayı çürümeye bıraktı, açık denize açılabilecek gemilerin yapımını bile yasakladı. Böylece Avrupalı maceracıların ve korsanların tarih yapma olanağı doğdu. Dahası, Avrupa burjuvazisinin ve kapitalizminin de yolu açılmış oldu. Bu çapta önemli bir konudur bu. Elinizdeki dergide Fatma Ecem Ceylan’ın makalelerinde Zheng He’nın seyahatlerinin siyasi ve ekonomik amaçları yanı sıra neden durdurulduğuna ilişkin tezler aktarılıyor ve tartışılıyor. Zheng He dosyasının ilgiyle okunacağını ve tartışılacağını umuyoruz.
***
Bu sayıda yer alan bir diğer önemli yazı, İzlem Gözükeleş’in “Decidim: Biz karar veririz” adlı makalesi. Evet, yukarıda vurguladığımız gibi 500 yıl önce tarih farklı yönde aktı ve biz bugün yeniden bir yön vermeye çalışıyoruz. Decidim, Silikon Vadisi şirketlerinin hegemonyasına ve dijital kapitalizme karşı toplumcu bir alternatif sunuyor. Katılımcı demokrasi ve teknopolitik demokratikleşme için bir altyapı olarak değerlendiriliyor. Decidim’in hedefinde sanal dünyada bir demokrasi kurmak değil, gerçek hayattaki siyasi ve toplumsal güç ilişkilerini dönüştürmek vardır. Başka Barselona ve Helsinki olmak üzere birçok yerde hayata geçirilen bu projeyi Gözükeleş bize tanıtıyor.
Hasan Aydın’ın Mehmet Akif’in Doğu ve Batı uygarlık tarzlarını eleştirerek yeni bir sentez yaratma çabasını ele alan makalesi ile Mehmet Sakınç’ın Genç Cumhuriyet döneminden bugüne fen bilimlerinin ve özellikle zoolojinin seyir öyküsünü yansıttığı makalesi derginin dikkat çeken diğer yazıları.
İçeriği zengin bir sayı çıkardığımızı düşünüyoruz; umarız okurlar da aynı görüşte olur.
Dostlukla kalın…