Ana Sayfa Bilim Gündemi Komisyonun misyonu

Komisyonun misyonu

4852

Ender Helvacıoğlu

Bu kadar tartışıldığına ve bu kadar heveslisi olduğuna göre bu komisyonun önemli bir misyonu olsa gerektir. Öte yandan, siyasi yelpazenin en solundan en sağına kadar tüm partiler üye verdiğine göre komisyonun misyonu konusunda olabildiğince geniş bir mutabakat da vardır.

MHP’li komisyon üyelerinden Feti Yıldız “Terörsüz Türkiye sürecinin yol haritası için toplanıyoruz” diyor. Meclis Başkanı Numan Kurtuluş komisyonun adını “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” olarak lanse ediyor. Solcu partiler ise “demokrasi”, “barış”, “eşit yurttaşlık”, “Kürt sorunu” gibi sözcükleri komisyonun adına sokmaya çalışıyorlar. İlk gümbürtü ve elbette ilk uzlaşı (yani tiyatronun ilk sahnesi) bu ad meselesinden çıkabilir.

Adı ne olursa olsun, isterse “Milli Birlik, Dayanışma, Demokrasi, Barış, Eşitlik, Kardeşlik, Devrim ve hatta Sosyalizm Komisyonu” olsun, bu komisyon, muhalefete hiç danışılmadan uzun bir süredir kapalı kapılar ardında kotarılmış, belli bir kıvama geldikten sonra Bahçeli tarafından “Terörsüz Türkiye” adıyla ilan edilmiş bir sürecin ürünüdür. ABD’nin ve İsrail’in de onayının alındığı, bizzat Trump’ın ve onun Ortadoğu-Türkiye temsilcisi Tom Barrack’ın açıklamalarından ve Erdoğan’ın aynı doğrultudaki konuşmalarından (“Türk-Kürt-Arap” formülasyonu ve ümmetçilik övgüsü) bellidir. Yani ABD-İsrail’in Ortadoğu için çizdiği yol haritasının ve Erdoğan’ın Türkiye için çizdiği yol haritasının doğrultusunda kurulmuş bir komisyondur bu.

Yaptığımız bu tespit yanlış mıdır? Birkaç yıldır Ortadoğu ve Türkiye’de barış, kardeşlik, eşitlik, demokrasi yönünde bir süreç yaşanıyor da biz mi göremiyoruz?

Çoktandır kotarılmış, pişirilmiş sürece komisyon aracılığıyla yeni davet edilen muhalefet partilerimiz, “çatır çatır mücadele edeceklerini”, “meydanı AKP’ye bırakmayacaklarını”, “Kürt sorununun çözümü için eşit yurttaşlık temelli, demokratik ve barışçıl bir süreç için adımlar atacaklarını”, “sürecin kişisel bekaları garanti altına almak için istismar edilmesi kaygılarını engellemenin komisyonun görevleri arasında olacağını” falan söylüyorlar.

Süreç zaten ilerlediği kadar ilerlemiş, önce silahlar konuşmuş, Ortadoğu ABD-İsrail planları doğrultusunda dümdüz edilmiş, Suriye bir şeriatçı caniye teslim edilmiş, İran’ın kolu kanadı kırılmış, Türkiye’de İmralı ve PKK ile her türlü görüşme yapılmış, adımlar atılmış, silah bırakma tiyatroları sahneye konulmuş; öte yandan CHP şeytan ilan edilmiş, CHP’li belediyelere el konulmuş, cezaevleri muhaliflerle doldurulmuş, zeytin ağaçları bile düşman hukukunun muhatabı yapılmış, halk yoksulluğa ve açlığa mahkum edilmiş, ülkenin doğal zenginlikleri yağmaya ve talana hiç olmadığı kadar açılmış… siz, bütün bunları yapanların kurduğu komisyona 10-12 üye vererek bu süreci tersine çevirip demokrasi, barış, kardeşlik süreci başlatacaksınız, öyle mi?

Bu komisyonun tek bir misyonu vardır: Yukarıda özetlediğimiz bu karanlık sürece Türkiye’de meşruiyet ambalajı kazandırmak. En muhalifinden en solcusuna kadar tüm siyasi partilerin katıldığı ve destek verdiği bir süreç olduğu görüntüsü ve algısı yaratmak. Çorba pişirilmiş, tabaklara konulmuş, hadi siz de masaya buyurun diyorlar. Siz de çorbayı demokrasi, barış, kardeşlik adına için!

CHP zaten bir süredir bizzat Erdoğan’ın yaptığı çağrıyla “İstanbul’u bırakıp Ankara merkezli politika yapmaya” davet ediliyordu. Öyle anlaşılıyor ki, bu davete icabet ediyorlar. Çünkü komisyon bunun aracıdır. Böylece Saraçhane de komisyonlaştırılıyor. Barikatları yıkıp meydanlara akan, tutuklanıp cezaevlerine atılan gençler de, grev yasağı konan işçiler de, Yozgatlı çiftçi de komisyonlaştırılıyor. Dahası Silivri de komisyonlaştırılıyor.

TİP ise parti bünyesinde bir iç komisyon kurulduğunu, bu komisyonun başına Can Atalay’ın getirildiğini, Ahmet Şık’ın bu iç komisyonun temsilcisi olarak komisyonda yer alacağını açıklamış. Çatır çatır mücadelenin bir örneği! Yapmayın arkadaşlar, kandırmayın kendinizi…

Son olarak, zafer gibi gösterilen şu “nitelikli çoğunluk” meselesi… Komisyonun partilere göre üye dağılımı şöyle:

AKP: 21, CHP: 10, DEM: 4, MHP: 4, Yeni Yol: 3, HÜDAPAR: 1, YRP: 1, TİP: 1, EMEP: 1, DSP: 1, DP: 1. Toplam: 48.

Nitelikli çoğunluğun (NÇ) 3/5 olacağı söyleniyor. 48 üzerinden hesap edilirse NÇ=29, ilk rakam olan 51 üzerinden hesap edilirse NÇ=31 oluyor. Üye dağılımına göz atıldığında, Cumhur İttifakı için 29’u da 31’i de bulmanın kolay olacağı açıktır. İktidar bu komisyondan istediği her kararı çıkarır; ama muhalefet iktidarın istemediği hiçbir kararı çıkaramaz.

Toparlarsak: ülkeye ve bölgemize bakan herkes Türkiye toplumunun keskin bir hesaplaşmanın eşiğinde olduğunu tespit ediyor, biz komisyonculuk oynuyoruz.