Meksika kör mağara balığı (Astyanax mexicanus) gözleri olmayan bir canlı olarak şaşırtıcı biçimde açıkgöz. Evi olarak gördüğü zifiri karanlık mağaralarda kaya gibi engellere toslamadan güvenli bir biçimde hareket edebilmesinin sırrı nihayet çözüldü. Mağara balığının numarası, suyu emerek ağzına doldurmak, bu suyla çevresinde dalgalar oluşturmak ve dalgaları duvar gibi büyük nesnelerden sektirmek. Mağara balığı, seken suyun hareketlerini yan kanatları ile tespit edebiliyor. Tüm balıklar yan kanatları ile bu hareketleri algılayabilir ve su emebilirler, fakat mağara balığı bu ikisini birleştirmiş bilinen ilk canlı.
Bazı Astyanax mexicanus’lar açık sularda yaşasa da, populasyonlarının pek çoğu evlerini su dolu mağaralara kurmuştur. Bin yılı aşkındır daimi karanlıkta yaşayan bu balıklar, gözleriyle birlikte deri pigmentlerini de kaybederek soluk beyaz bir renk almışlardır.
Şimdiye dek araştırmacılar bu balıkların, çevrelerindeki suda meydana gelen basınç değişikliklerini kullanarak yön bulduklarını düşünüyordu. Tüm balıklar gibi onlar da yandaki kanatları ile basıncı algılayabileyecekleri bir kanala sahiplerdi.
İsrail’de Tel Aviv Üniversitesi’nden Roi Holzman liderliğindeki bir ekip laboratuvar ortamında mağara balıklarını yakından inceledi. Holzman, araştırmada balıkların sürekli olarak ağızlarını açtıklarını ve ağızlarına doldurdukları suyu solungaçlarına doğru boşalttıklarını gözlemlediklerini söylüyor. Daha önce hiçbir araştırmacı suyu emme hareketini fark etmediği için Holzman balıkların neden bunu yaptıklarını açıklamaya karar verdi.
Öncelikle ekip, balıkların su emme sıklıklarını normal çevre koşullarında kaydetti. Daha sonra akvaryumdaki nesneler yeniden düzenlenerek balıkların aklı karıştırıldı. Bu halde mağara balıkları normal koşullardakinden dört kat daha sık su emdi ve daha yavaş yüzdü. Kaybolmuş ya da rotalarını yeniden belirlemeye çalışıyor gibiydiler. Balıklar, duvar gibi büyük bir nesneye yaklaştığında da fazla su emmeye başladılar. Nesneye 7 cm uzaklıkta iken normal koşullarda gerçekleşenden iki kat fazla su emdiler. Uzaklık 2 cm olup giderek azaldığında su emme oranı altı katına çıktı.
Holzman, “Bu hayvan bir basınç dalgası yayıyor ve çevredeki nesneler tarafından yaratılan basınç değişimini algılıyor” diyor. Sudaki basınç değişimlerini ölçen Holzman, suyun emilip bırakılmasıyla oluşan sinyalin, sadece balığın hareketi ile oluşandan 60 kat daha güçlü olduğunu buldu.
Holzman aynı şekilde yön bulan başka bir balık olup olmadığını henüz bilmediklerini, fakat olasılığın yüksek olduğunu belirtiyor: “Mağara balığı zaten emrinde bulunan araçları basitçe uyarlardı, bu nedenle diğer balıkların da bağımsız olarak bu evrimi geçirmiş olmaları olası.” Yarasa ve balina gibi karmaşık yön bulma sistemlerine sahip hayvanlardan farklı olarak, mağara balığı alıcılarını avını bulmak ve yakalamak için kullanmıyor. Holzman bunu sadece yön bulmak için kullandığını söylüyor, çünkü “Bu balıklar, yarasa dışkısı yiyor.”
Kaynaklar
1) Andy Coghlan, “Zoologger: The blind fish that sucks it and ‘sees’”, www.newscientist.com.