İnsan beynindeki nöronlar müzikle senkronize bir şekilde sinir iletimi gerçekleştiriyorlar ve bunda müzisyenler amatörlerden daha başarılı.
Müzik dinlerken kendinizi başınız ya da ayağınızla ritim tutarken bulabilirsiniz. Beklemediğiniz şey ise favori melodinizi dinlerken, beyninizdeki ritmin de bunu takip etmesidir.
Beyin ritimleri büyük nöron gruplarının birlikte ateşlenmesiyle ortaya çıkar. Daha önceki çalışmalar, konuşan birini dinlemenin de benzer bir aktiviteyi ortaya çıkardığını gösterdi. Şimdi ise Proceedings of the National Academy of Science (PNAS, Ulusal Bilimler Akademisi Konferansı) dergisindeki çalışma, beyin ritimlerinin müzikal dizilimle de senkronize olduğunu ve müzik eğitiminin bu kabiliyeti arttırdığını gösterdi.
Magnetoensefalografi (MEG) beyin aktivitesiyle ortaya çıkan küçük manyetik alanların ölçümünde kullanılan bir tekniktir. Müzisyen ve müzisyen olmayan denekler Bach, Beethoven ve Brahms gibi bestecilerin klasik piyano müziklerini dinleyip sesteki küçük değişimleri fark etmeye çalışırken, araştırmacılar deneklerin beyinlerini karşılaştırmak için MEG kullandılar. Beklendiği üzere eğitimli müzisyenler sesteki değişimleri daha iyi algıladı.
Müziğin saniyede bir notadan daha fazla olan tempolu kısımlarında, müzisyenler ve müzisyen olmayan diğer denekler, beyinlerini müziğe benzer şekilde senkronize etti. Fakat daha düşük tempolu kısımlarda, yalnızca müzisyen olanların beyinlerinin senkronize olduğu görüldü.
Konuşma ve müziğin beyindeki benzer ağları paylaştığı düşünülünce, müzik eğitiminin dil kabiliyetini de geliştirebilmesi mümkün olabilir. Dolayısıyla istediğiniz müzik aletini alın ve çalmaya başlayın; fark etmeyeceksiniz ama, beyin dalgalarınız favori şarkınız boyunca dans edecek.